Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '18

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Serbest Bölge Kapalicarsi

Serbest Bölge Kapalicarsi

Serbest Bölgeler, 15 Haziran  1985 tarihinde Resmi Gazetede yayinlanan 3218 numarali kanun ile kuruldu, yalniz bu tarihten öncede bazi Serbest Bölgelerimiz vardi. Bunlardan biri ve belkide en eskisi Kapalicarsi olup zamaninda bircok kisinin Istanbul ve diger sehirlerden otobüs turlari ile gittigi , alis veris ettigi Kilis in unutulmamasi gerekir ama Kapalicarsi cesit bakimindan her zaman bir adim önde idi. Hayatimizda bir cok seyin cesitli nedenlerden dolayi bulunmadigi zamanlarda Kapalicarsi, yok kelimesinin anlamini kaybettigi bir yerdi. Kapalicarsi da  bir tanidigin oldumu yada dogru adresi bildinmi, rüyalarinda bile göremeyecegin inanamiyacagin  seylerin temin edildigi bir yerdi. Hakiki rus veya iran havyarindan baslarsak kirim sekti, hakiki fransiz sampanyasi, gürcü sarabi ,fransiz kaz cigeri ezmesi, isvicre cikolatasi ve peyniri, tabii daha cok bilenlerin tercih ettigi belcika cikolatasi, yugoslav erik rakisi ( pek tutulmasada her zaman bulunurdu) , satanlarin dedigine bakilirsa tank gibi saglam ve bir o kadarda dakik rus veya dogu alman calar saatleri, sigaralara girersek Camel, Kent naneli Salem yada daha cok amerikan ordu mensuplarinin getirdigi filtresiz kirmizi ambalajli PallMall normal inventar dahilinde idi. O zamanlar, yabanci sigara olmadigi gibi, tasinmasida hos görülmez, onun icin sigara gözükmesin diye gömlek cebinde degil pantalon pacasinda corab icinde tasinirdi. Seksenli yillarda sigara ithal yasagi kaldirildiktam sonra yabanci sigara paketleri normal tasinir ve gidilen yerde masa üstüne konur hale gelmistir. Amerikan sigaralarinin  yaninda , Fransa, Almanya , Italya ve Ingilterenin bizde tanilan veya tanilmayan sigara markalari, zamanin dogu blok ülkelerinden gelen elektrikli su kaynatma aletleri, o günler cok ragbette olan illede Philips veya Braun olmasi gereken ( daha iyisi olan bir marka bile taninmadigindan cok ucuza alinabilirdi) elektrikli tras makineleri,markasi önemli olmayan sac kurutma makineleri derken en önemli kaynaklardan birini unutuyorduk, eveet PX ( Post Exchange) den temin edilen mallar, merkezi kisaca Amerika denilen Amerika Birlesik Devletlerinde olan asagi yukari günlük hayatta lazim olan herseyin bulundugu  ama sadece amerikan ordusu ve yan kuruluslari ( CIA ve benzerleri) mensuplarinin girebildigi ve alis veris yapabildigi magazalarin sattigi hersey degisik yollardan icabinda ismarlama olarak bu demektirki model, renk ,beden secimi yapilabilir sekilde Carsi üzerinden tüketiciye ulasirdi. Nelermi dersek alfabetik baslarsak Arrow yakalari dügmeli gömlekler, Boxer külotlar, Corned Beef konservelerki bunun yumurtalisina bayilan hastalari vardi, Fruit of the Loom T-Shirtlar,Levis ( yada kisa adiyla Kot) pantalonlar, Loafer ayakkabilar v.s.

Pekiyi bu kadar mal nasil geliyor ve nerede topluma ulasiyor diye sorarsak,degisik kanal ve metodlar vardi. En basiti ve barizi dogu blok yada zamanin Varsova pakti ülklerinden nasil ise gelenler, daha Carsinin kapisindan girerken kendilerini belli ederler, bilhassa Balkan ülkelerinden gelenler kendilerine has lehceleri ile  - Komsuyaa diye a harfini iyice uzatarak baslayarak türkce veya almanca direk mevzuuya girer ellerindeki mallari  ya TL karsiligi satmaya calisir ya cok sevdikleri DM ister yada o zamanlarin modasi bir Safari model deri ceket ile takas etmeye calisirlardi. Bu sekilde gelen mallar erbablarinin dedigi gibi mundar olmus mallardi. Bu isi takip edenler, hangi malin kime satilabilecegini , kimin neye ihtiyaci oldugunu , fiatlari , hangi markalarin cazip oldugunu tespit eder ve bu sekilde piyasayi kontrol ederlerdi. Bunlarin Sisli, Osmanbey, Nisantasi ücgenine ve Tophane semtlarine yerlesmis sattiklari yurda  nasil girdikleri bilinmeyen ve yasak olan mallarin cogunlugu avrupa menseli olsada mekanlari Amerikan Pazari diye tabir edilen kisiler ile isbirlikleri var idi. Tahminimce bu isleri en iyi organize edenlerden biri ( biz ona Kevork diyelim)  Kevork ustanin mekani Kapalicarsinin idare merkezi sayilabilecek, Bedestenlerden Ic Bedestende  idi. Kevork usta  iki dolaplik is yerinde ortodoks ikonalari satar, uzman olarak kabul edilir, müzayedelere bilirkisilik yapar, fiat tespit eder ve yaninda diger konularda faaliyette bulunurdu. Kirli islere bulasmadan herseyi temin edebilirdi, bir sey sordugunuzda , - Söz vermiyeyim ama bir bakariz der. Bir müddet sonra verdigi fiat ve sartlar kabul edilirse meseleyi hallederdi. Kevork ustayi enteresan yapan noktalardan biride müthis bir meyve uzmani olmasiydi, her sezon en iyi meyveyi bulur ve herkese iyi yanlarini vurgulayarak tavsiye ederdi. Hemen hemen her rahatsizliga  iyi gelebilen bir meyve tanir , bir doktor yada diyetisyen titizligi ve ciddiyeti ile ne zaman ve nasil yenmesi gerektigini anlasilir sekilde izah ederdi. 

Alicinin saticinin aracinin yada kisa olarak herkesin memnun oldugu iyi isleyen bir sistem vardi. Arada sirada belkide adet yerini bulsun diye yapilan baskinlarda pek bir sey bulunmaz bulunanlarda umumiyetle tüketim esyasi olduklarindan imha edilirlerdi. Bir seferinde belli bir marka parfüm arayan arkadasim ile daha evvel görüsüp kosullarda anlastiktan sonra emaneti almak üzere Kevork ustaya gitmistik, caylar icilip iyice bir sohbet edildikten sonra hala oturuyorduk ama hala parfümden bir eser yoktu, bu arada telefonlar geliyor Kevork usta fikirlerini beyan ediyor, tavsiyelerde bulunuyor, sorulara cevab veriyor hatta kahveci iki sefer gelip boslar alip gidiyor velhasil bayagi vakit gecmisti. Birden Kevork usta o kendine has istanbul ermenisi aksani ile - cocuklar emanet yaninizdami  ? dedi, arkadasimin daha önce bana verdigi zarf icindeki meblagi verdim, o da alip cekmecesine koyduktan sonra, masanin üzerindeki kesekagidina eline soktu hakikaten güzel adeta -ye beni  diye haykiran bir elma cikardi, - Amasya evet amasya  bunlar , cok leziz, vitamin deposu ,mis gibi kokar .  Koku derken aklima geldi , sizin emanet de burada diyerek, orijinal ambalajli parfümü kesekagidindan cikariverdi, - Buyrun güle güle kullanin efendim.

Vedalasarak kalktik, disari cikarken Kevork ustanin telefonu caldi, kapiyi acarken kulagimiza geldi .

- Tabii efendim bir bakariz...

 
Toplam blog
: 13
: 3437
Kayıt tarihi
: 10.08.10
 
 

Gezmis ve hala gezen , görmüs ve yasamis ve hala gören, bunlari baskalari ile paylasmak istiyen b..