Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Serbest Değerlendirme (Nizam)

Uzun yıllardır düşünüyor, tartışıyor ve yazıyorum. Ancak şu 3 konu her zaman problem yaratmıştır: Atatürk, İslam Dini ve bekaret.

Atatürk: Kayıtsız, şartsız, doğru olduğu kabul edilen, dünyadaki en büyük lider…

İslam Dini: Öncelikle, Sünnilik mezhebiyle olanı din olarak kabul edilir. Diğer mezhepler bir tür İNANIŞtır. Özellikle peygamberimizin hadisleri, neredeyse, İslam dininin önüne geçmiştir.

Bekaret: Dünyada bir çok Hıristiyan toplumun çözdüğü, ancak biz Türk toplumunun, din baskısıyla ve daha çok toplum baskısıyla, her ne olursa olsun, çözemeyeceğimiz, multi-karmaşık bir konu…

Ve görüyorum ki bu 3 konu,  20 yıl evvel,  ben üniversitede tartışıyorken nerede ise, bugün için de aynı yerde duruyor.

Ben açıkçası bu 3 konudan çok yorulmuş birisiyim.  İnanın içimden artık yazmak bile gelmiyor.

Atatürk, tartışmasız, 6000 yıllık Türk tarihinin, en önemli liderlerinden biridir. Ve hatta belki en önemlisidir. Ancak bu onu dokunulmaz yapmaz, yapmamalıdır da! Aksi takdirde bu ülke, bir tane daha Atatürk, yetiştiremez ve yetiştiremiyor da!

İslam dininde, esas olan, ne peygamber, ne de mezheplerdir! Esas olan kitabın kendisi, yani Kuran-ı Kerim’dir. Peygamber üzerinden yapılan her türlü tartışma, bizi dinin ilkelerinden uzaklaştırır. Çünkü peygamber bir insandır. Allah, kendisini kitabında ifade ederken, peygamberimiz sadece bir elçidir. İsa’yı Allahlaştıran İncil’den en büyük farkımız da budur. Peygamberin sakalı Topkapı müzesinde olsa ne olur, olmasa, ne olur?!  Peygamberimizin beşer davranış modelleri, 5. yüzyıl Arap toplumu için ifade edilmiştir. Bugün ise 21. Yüzyıldayız… Lütfen içerikle uğraşalım, dinin temel ve tek amacı ahlaklı insanlar ve toplumlardır! Biz biçemleri tartışırken, her türlü ahlaksızlık toplumda kol geziyor.

Son olarak bekaret, inanılmaz zor bir konu ve benim bile üzerinde karar veremediğim, neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda zorlandığım bir konu. Ben açıkçası kişisel olarak önemine inanmam. Ama toplumsal rolüne baktığım vakit, bu toplum için önemini yadsıyamam. Olayın hem dinsel, hem fiziksel, hem de psikolojik boyutu var. Bence bir kadın için önemi, kızlıkla kadınlık arasında bir sınır teşkil etmesi. Şu yargı doğru, bir kadının düşünsel dünyası ne olursa olsun, kadın olması için, bu aşamanın bertaraf edilmesi gerekir. Çünkü bu fiziksel değişim ile beraber kadın her anlamda olgunlaşmaktadır. Ben, bir erkek olarak, bu konuda ahkam kesmek istemem. Hatta bu konuyu tartışmam bile. Ne var ki, toplum üzerinde, doğru-yanlış bir ciddi baskı oluşturmakta! Yine de ben bu baskının, abartılmadığı sürece, olumlu olduğunu düşünüyorum. Ama Türkiye’de kesinlikle abartılıyor!

Son olarak, dünyadaki insanlar, yukarıdaki konuları aşmış, bilimsel dünyayı kurmaya çalışırken, biz halen, ne yazık ki, yerimizde saymaya devam ediyoruz.

Umarım bir gün gerçekten gelişkin bir toplum olacağız…

Saygılarımla,

Kavi’l

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..