Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '07

 
Kategori
Futbol
 

Şeref bey bizim(di)

Beşiktaşlılık bir tarafa, fikir ve yaşantı itibarıyla geçmişine bağlı, örf adet ve geleneklerine saygılıyım. İnönü stadının ismini Şeref bey olarak değiştirilme fikrini en başta destekleyenlerdenim. Beşiktaşlılık duruşunu, geleneğini her zaman benimsemişimdir. Hep sözünü ettiğimiz kendimize has tevazuumuza sahip olmaktan gurur ve onur duyuyorum.

Ancak sadece şu anki kendi duygularımı hissederek yaşamak ve Beşiktaş’tan, Beşiktaşlıdan ve sadece bu günden bir şeyler beklemek, günü yaşamak bana biraz bencilce geliyor. Beşiktaşlılığa ve taraftarlık anlayışımıza çocuklarımız ve geleceğimiz açısından baktığımda biraz durup düşünmem gerektiğini biliyorum.

İyi bir gelecek için ve Beşiktaş’a gerçekten faydası olacaksa ben İnönü stadının yıkılma ve aynı yere yeniden inşaa edilme fikrine karşı değilim.

Mesele sadece anılarımız ve geçmişimiz ise, o statta bunları yaşayan sadece biz Beşiktaşlılar değiliz. İnönü stadı 1947 de açılışıyla bu ismi alırken, 1952 de Mithatpaşa, 1973 de tekrar İnönü stadı adını almış ve üç büyüklerin tüm maçları burada oynanmıştır. Ta ki Beşiktaş kulübünce 1998 yılında 49 yıllığına kiralanana ve adı Beşiktaş İnönü stadı olana kadar. Yani 1998 yılına kadar süre içersinde İnönü’de sadece bizlerin değil, Fenerbahçe ve Galatasaraylılarında bir çok anısı, hatırası vardır. O stada bizler kadar onlardan da ilk kez gidenler olmuş, onlarda bizler kadar köfte ekmek yemişler, onlarda takımları için tezahürat yapmışlar ve seslerini atmosferin içine kaydetmişlerdir.

Söz konusu geçmişimize sahip çıkmaksa, ilk önce eski Şeref Stadımızı koruyacak, sahip çıkacaktık. Çünkü o yıllarda Çırağan Sarayı ve bahçesinin 99 yıllığına kiralandığı düşünülürse, Şeref Bey Stadyumu’nu 2031 yılına kadar kullanma hakkımız vardı ve hala bizim adımızı taşıyor olacaktı. Gelecek yirmi beş yılda da varlığıyla bizim olması gerekiyordu.

Bence en büyük anı, en anlamlı hatıra, en “bizim stadımız” oydu.

Gelişmiş ülkelerde son yıllarda futbol kültüründe ortaya çıkan değişmeler, ekonomik performans üzerinde doğrudan ya da, dolaylı olarak çeşitli etkiler yaratmaktadır. Buna bağlı olarak, kulüplerin gelir düzeyinde ilerleme olmuş, tam manasıyla kabuk değiştirerek, güçlerini daha da arttırmışlardır.

Günümüzde hızlı değişim dönemlerinde ancak değişen ortama ve yeni oyun kurallarına uyum sağlayan kulüpler tam manasıyla varlıklarını sürdürebiliyor. Dünya görüşü ve hayat tarzı açısından en gelenekçi kulüpler bile maddi güçleri yettiğince bu akıma uyum sağlamaya ayak uydurmaya çabalıyor ve gelecek için umut arıyorlar.

Yeni dönemde yalnız, düşünce, tasarım, karar alma, yeniliklere açılma ve hızlı olanların ayakta kalabileceğini fark eden kulüplerimiz ve yönetimlerimiz, gerekli önlemleri erkenden alabiliyor. Bu yeri geldiğinde modern şartlarla dizayn edilmiş, kapasitesi olduğu kadar, maddi getirileri de büyük stadyumlarla da olabiliyor.

En basiti, yazmaya elimin varmadığı ama aklımın olumlu yönde onayladığı bir Şükrü Saraçoğlu stadı örneğinde olduğu gibi.

Bırakın Beşiktaş’ımıza geleceği açısından fayda sağlayacaksa, maddi getirisi olacaksa, daha güzel bir atmosferde maçlarımız oynanacaksa henüz ismini bile Şeref bey olarak değiştiremediğimiz İnönü stadını yeniden inşa etsinler. Satmak ayrı şey, yıkıp aynı yere yeniden yapmak ayrı şey.

Yok hayır bir taşına bile dokundurtmam, bu stat bizimdir diyorsanız, o zaman ben de bu stadın adını “ Beşiktaş Şeref stadı” olarak görmek en doğal hakkımdır diyorum. Çünkü “Şeref bey” bizimdir.

 
Toplam blog
: 47
: 648
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

Bandırma doğumluyum. İşletme mezunuyum. Amatör olarak uzun yıllar atletizmle uğraştım. Okul hayat..