Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '06

 
Kategori
Haber
 

Seri katil, sorumlular ve cezalar...

Merhaba sevgili blog okurları,

Ülkemizde maalesef ki neye elimizi atsak, elimizde kalıyor. Teşbihte hata yoktur "Deveye sormuşlar sırtın eğri diye, o da nerem doğru ki" demiş. Bence bu söz kimse kusura bakmasın ama, sanki Ülkemiz için söylenmiş.

Bugüne kadar yazmış olduğum yazılarda, Ülkemizde yaşanan olaylardan ve haksızlıklardan, Milletvekillerinin sorumluluklarından ve de sorumsuzluklarından, cezaların yetersizliğinden, vergi yüzsüzleri ve hortumculardan paraların niçin tahsil edilemediğinden, bu konudaki davaların nasıl zaman aşımına uğradığından, bunların sorumluları hakkında niçin işlem yapılmadığından, Maliye Bakanlığının, TMSF'nin, BDDK'nın görevlerini yeterince yerine getirip getirmediğinden, İlkokul mezunlarının ya da parası olanın TBMM'ne girebilmesinin doğru olmadığından, detaylı olarak bahsetmiştim.

İşte tüm bu yazılardan ve açıklamalardan sonra, geçtiğimiz bayramda, temenni etmezdim ama, sanki yazdıklarımı doğrular nitelikte, anaların babaların yüreğini dağlayan bir seri katil meselesi gündemimize oturdu.

Öncelikle ölenlere rahmet, ailelerine de başsağlığı dilemek istiyorum.

Bugün, Emniyet Genel Müdürlüğü sözcüsü Sayın İsmail ÇALIŞKAN'ın basın toplantısını izledim. Sayın ÇALIŞKAN, basın mensuplarının ısrarlı sorularına, hep konunun soruşturma aşamasında olduğunu, inceleme ve soruşturma sonucunda düzenlenecek rapora göre de, detaylı açıklamalarda bulunabileceğini belirtti. Kendisi bu konuda son derece haklı.

Ayrıca, sorulan bir soruda da, Emniyet ve Adaletin görev ve yetkilerini gayet güzel bir şekilde ayırt etti. Kendilerinin görevlerinin suçun önlenmesi, suçluların yakalanması, cezalandırma meselesinin ise, Adaletin görevi olduğunu belirtti. Yani bir noktada zanlıların yakalanarak görevlerini yerine getirdiklerini, bundan sonrasının ise, Adaletin görevi olduğunu belirtti.

Buraya kadar her şey yerinde.

Fakat, suçlular, acaba sadece öldürme eylemini yapanlar mı yoksa, görev ihmali var ise, onlar da suça teşvik, suçun oluşmasına yardım ya da başka bir ifadeyle yargı karşısına çkartılabilecek mi, yoksa sadece İdari cezayla mı yetinilecek?Ya da yargıya gidilse de ne ceza verilecek?Verilen cezalar caydırıcı düzeyde olabilecek mi, yoksa, vicdanları sızlatacak ve "yazıklar olsun gene olan ölene oldu" mu dedirtecek, hep birlikte göreceğiz.

Bakalım, zanlıların kimlikleri ve kullandıkları aracı plakası tespit edilmesine rağmen, bilmem bin küsur kilometre yol kateden aracın Emniyet güçlerince nasıl yakalanamadığı sorusuna, Müfettişlerce düzenlenecek raporda nasıl yer verilecek.Tüm bunları, Sayın Çalışkan'ın da belirttiği gibi düzenlenecek rapordan sonra anlayacağız.

BUNUN YANINDA, ÖZELLİKLE PLAKA TESPİTİNİ MÜTEAKİP, VAHŞİCE KATLEDİLEN İNSANLARIN AİLELERİNCE, OLAYDA SORUMLULUĞU VE İHMALİ BULUNAN KİŞİ YA DA KURUMLAR ALEYHİNE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İÇİN, DAVA AÇMA HAKLARININ MÜMKÜN OLUP OLMADIĞINI DA GÖRECEĞİZ...

Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..