Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

03 Eylül '08

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Seri Sonu Meyveler

Seri Sonu Meyveler
 


Yaz mevsiminin başlarında, bazı meyveler olgunlaşmaya başlamışlardı bile. Ürün vermek için ilkbaharda yeşermiş olan ağaçların, bitkilerin tamamı değilse bile çoğunluğu görevlerini yerine getirdiler...


Yapraklar ve çiçekler açtıktan sonra büyüyüp olgunlaşan meyveler toplandı. Hayvanlar da işlerini bitirdi sayılır. Birkaç hafta öncesine kadar yavrusunun üzerine titreyen dişi kedi, şimdi istediğini yapmakta geciken eniğini ensesinden yakalayıp silkiyor sabırsızlıktan; yuvadaki yavru kuşlar çoktan kendi başlarına uçmaya başladılar; iyice gelişen süt danası da çayırda dört dönüyor... Evet, anlaşılan o ki, bu yılın tüm ürünleri olgunlaşmaya başladılar!


Lâkin bunların arasında geç kalmış olanlar da yok değil!.. Örneğin, tarlalardaki arpa, buğday, çavdar, yulaf gibi buğdaygiller sadece yeşil yapraklarını sergiliyorlar. Başaklar henüz görünürlerde yok o sıra... Evet, başaklar görünmüyor ama görünüşe de aldanmamak gerekir. Bir buğday sapını yakından incelersek... Sapın tepesinde, bitkinin ekseninin sağında ve solunda kalmak kaydıyla, basamak şeklinde dizilmiş büyük yeşil pullar göze çarpıyor. Her basamakta iki pul var. Bu iki yeşil pul, sayıları üç, dört, bazen beşi bulan bir çiçek buketini koruyan başakçığı meydana getirir. Evet, buğdayın da çiçekleri vardır, başka tahılların da.


Çiçektozu üreten erkek organlar, bu başakçıktan dışarı sarkarlar. Yumurtalığın uzantısı olan iki boyuncuğun her birinin ucunda tüylü bir tepecik vardır. Her yumurtalık, bir süre sonra meyve haline gelecek, yâni buğday tanesi olacaktır. Buğdayın unlu besidokusu bizlere, ekmeğin ham maddesi olan unu sağlar. Buğday sapında ne taç yaprağı, ne de çanak yaprağı vardır.


Doğanın şaşmaz düzenine ayak uyduran bu buğday tanesi de, kasım ayında ya da ilkbaharda ekildiğinde yeniden ürün verebilecek bir tohum sayılır. Bu mevsimde ormandaki ağaçlar da çiçek açmıştı. Orman ağaçlarının kralı sayılan meşe, 60 yaşına ulaşınca çiçek açar! Ne var ki meşelerin çok uzun ömürlü olduğunu, birkaç yüzyıl yaşadıklarını unutmayalım.


Yaşlı bir meşenin dallarında, erkek çiçekleri meydana getiren uzun tırtılsı başaklar aşağıya doğru sarkar. Dik duran başka başaklar küçük birer yüksük biçimindedir. Bu yüksüğün içerisinde yumurtalık, onun da üzerinde tepecik bulunur. Gelecek zamanda, başka bir meşe ağacına tohum olacak meşe palamudu bu yüksüğün içerisinde büyür.


Kayın ağacının da erkek çiçekleri tırtılsı başak, dişi çiçekleri ise üzeri dikenli yüksük biçimindedir. Bu yüksüğün içerisinde hep çift bulunan, adına kayın kozalağı denilen meyve, sincapların başlıca besinidir.


Ormanların süsü, gövdesi gümüş renkli olan huş ağacı, meşeyle kayın ağacı familyasındandır. Diğer ikisi gibi bunun da çiçekleri iki cinstir. Dişi çiçekler, kayın ile meşe ağacınınkilere göre daha küçük bir yüksüğün içerisindedir. Çiçektozunu taşıyan erkek çiçekler ise tırtılsı başak biçimindedirler.


Odunu işlenmeye çok elverişli olan gürgen ağacının da erkek çiçekleri salkım şeklindedir. Dişi çiçekleri meşe ve kayınınkilere göre daha ince uzun, daha zarif görünüştedir.


Doğa sanki bizleri koruyor!.. Sofralarımızı süsleyen meyveleri hemen olgunlaştırdı ama bizim yemediğimiz bu orman ağaçları meyvelerini olgunlaştırmak için hiç acele etmiyor. Doğanın, her şeyde olduğu gibi, burada da uzak görüşlü davrandığı belli oluyor. İnsanlara ve hayvanlara elinden geldiğince yardımcı olmak için, ürünlerini mümkün olduğu kadar uzun bir zaman dilimine yayıyor. Örneğin ceviz ağacı, şeftali ya da kayısı ağacından daha geç çiçek açar. Bu ağacın meyveleri olan cevizler ise sonbaharın ortalarında, hattâ sonlarına doğru olgunlaşır. Ceviz ağacı ve bahsettiğim diğer ağaçlar gibi dişi ve erkek iki cins çiçeği olan kestane ağacı da oldukça geç meyve verir.


Artık bundan sonra sadece süs bitkileri çiçek açacaktır. Doğadaki üreme ve kendini yenileme hareketi, yılın bu zamanlarında bütünüyle değilse bile büyük ölçüde son bulur.
 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..