Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '08

 
Kategori
Siyaset
 

Şeriat gelmez fakat sahtesi egemen olur.

Şeriat gelmez fakat sahtesi egemen olur.
 

Siyasi yönetsel görevler kutsaldır, layık olmak gerekir.


Özgürlüklerin en geniş ve uygar şekilde kullanılmasından yanayım. Sistemin laiklik platformundan çıkmasını istemiyorum. Dini inancı gereği başka özgürlükleri engellemeyecek tarzda, mahalle baskısı oluşturmadan dini yaşam tarzlarınında yaşanmasından yanayım. Ancak göstermelik riya oluşturacak sembollerden uzak.

Bugünkü gelinen durumun ilerisi, saf dini inanç uygulamalarının ötesinde menfaat gayeli cemaatların egemenliğine doğru bir sürüklenme söz konusudur. Sayın Başbakan da bu gidişatın önünde iyi niyetli de olsa bir müddet sonra görevini tamamlamış olacaktır. Partiside miadını dolduracaktır. Devlete sızacak gayriresmi örgütlenmenin insiyatifinden kurtulamıyacaktır.
Daha geniş örgütlenme ile tabanda güç yaygınlığa oluşturan cemaatler, üst yapıda da yeterli dağılım ve gücü oluşturdukları takdirde vitrin değişikliğini yapacaklardır. Zaten halen de ahbap-çavuş (hiyerarşik yapılanmaları içinde) ve iltimas müessesesi olarak cemaatlerin etkisinin olmadığnı inkar etmeyenler çoktur. (1)

Halbuki helal lokmanın geregi bu ülke insanlarının kanunlar önünde eşit olarak hem vatandaşlık haklarından yararlanması, hemde vatandaşlık görevlerini yerine getirmekten geçmektedir. Helal lokma olmadan da müslümanlığın m harfiyle alaka olmaz. Hanımını kara çarşafa soksada fayda etmez. Kendisi cüppe giyse de!

Aslında Laik ve liberal çevrelerin büyük çoğunluğu din kültürünü yine kendi görüşündeki kalemlerden öğrenmekte bu da islami yaşamak isteyen kesimin ve inancı kendi egemenliklerine alet etmek isteyenlerin düşünce dünyasının bilinmemesi sonucunu doğurmaktadır. İşin aslında Şeriat düzenine giyim ve tesettür dışında sosyo-ekonomik yönden ayak uyduramayacak kesimin önde geleni, islami görülen cemaatlerin mensuplarıdır. Nasıl zengin olduklarına bakmadan ramazan aşevleri ile günah savuşturmayı mülümanlık sanmaktadırlar.

Menfaat ve ticari örgütlenme şebekesi haline gelen dünya heva ve hesine kendilerini kaptırmış holdig sahipleri nasıl olurda bir hırkaya bir kilime-hasıra şükredip fazlasını infak edebilir. Şimdi devir değişti medeniyetin imkanları var denmesin. Onların zamanında da Mısır, Roma sarayları vardı, İran'dan Avrupa'ya kadar her yerde mermerin en yoğun şekilde kullanıldığı saray ve kentler vardı.

Gerçek alim ve evliya, takva sahipleri dünya malına tamah etmez eğer bu düzene uyup ben sonra islami düzen olsa bende uyarım diyorsa bunun notunu Allah verirken halkda değerlendirecektir. Kimse yanlış anlamasın! Fakir olmak gerekiyor demek istemiyorum, ancak bu günkü zengin olma yöntemlerini nefslerine alıştıranlar bundan vaz geçemezler.

Din alet edilip avam olarak görülen halk, ekmek parası peşinden ayrılıp dinini ve dünya medeniyet kültürünü öğrenme zaman ve parası bulamayınca, liberal kapitalizmin egemen olduğu ekonomik düzende heryönü ile inanç ve duygu sömürüsüne açık olmaktadır. Manevi yönü daha ağır bastığından dini söylemi kullananları benimsemekte ama kendi faydasına olan politikaları dahi yabacı olarak değerlendirip dışlamaktadır.

Dini görünümü öne çıkarıp gündeme ve ülkeye yön veren çevreler, Dört Büyük halifeyi iyi okusunlar. Anadolu'nun küçük kasabalarındaki büyük market sahipleri ve kuyumcularından, metropollerin finans-banka ve süpermarket sahiplerinden onca fabrikatör durumunda ki cemaat mensupları Bir Hz. Ebubekir, bir Hz. Osman, veya Hz. Ömer gibi dünya varlığını ellerinin tersiyle itebilirler mi! Hz. Ali gibi A'li beytini islam uğruna feda edebilirler mi? Bu gün çocuklarını askere göndermekten imtina etmenin yollarını arayanlar bu özveriyi gösterebilirler mi?

Örtünme konusunda Batı devletlerini örnek göstererek, ABD ve AB'de serbest olduğunu ileri sürerek Türkiyede neden olmuyor demek, her ne adına olursa olsun sağduyulu bir değerlendirme değildir. Politik (çok yüzlü) davranıştır. Kendi ülkemiz realitesi ve dinamiklerini devletin temel kuruluş ilke ve esaslarını dikkate almalıyız. Herkeste biliyor, Adı geçen ülke yetkilileri de biliyor ki o ülkelerin müslüman nüfüsü o ülkelerde rejimi deforme edecek potansiyele sahip değiller. Bu inanan ve örtünen insanlar siyasi olarak kullanılıp alet edilemezler diye hoşgörüyle bakıyorlar. Aslında politik değil, Abdülkadir Geylani Hazretlerinin dürüstlüğünü her konumda örnek almalıyız.

Laik kesim de eleştirilerini direk "şeriat"a yönelterek, söylemlerini bu kelime ve islami terimler etrafında yoğunlaştırarak hiç siyasi İslam'la alakası olmayan mümin müslümanların, elinden geldiğince dini yaşayan halk yığınlarının tepkisini kazanmaktadırlar. Liberal ve Laik politikaları savunanların her konuşmalarında şeriat kelimesi olması, direk dini siyasete alet edenlerin işine gelmektedir.

Açık oturumlarda izliyorum, Değişik kesimlerden İslami bilgi ve kültürden yoksun kişiler, hakaret olarak algılanacak cümleler sarf etmektedirler. Sen demokratik sistem içinde laik düzende Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerinin davamı için çalışıyorsan halkın oyuna ihityacın var demektir. Yapmacık olarak da değil gerçekten o halkın dini inanç ve kültürünü iyi bileceksin ve söylemlerinin anlaşılması, yanlış yorumlanmasını önlemek için haleti ruhiyelerini de bileceksin.

Eski İslam alimleri ve mezhepleri karşılaştırma olsun diye konuşmalara konu edilmesinde de çok dikkatli olunması gerekmektedir. Konuların iyi okunup bilinmesi gerekmektedir. Bunlarda yapılacak bir yanlış değerlendirme yine İslam'ı kullananların işine gelir. Bilmiyorsan karıştırmayacaksın.

Hem okumakta herkesin faydası var! Madem konuşmalar da bizde müslümanız deniyor o halde herkesin eğitim ve kültür düzeyine göre doyurucu olarak dini inancının özgün kaynaklarından okuyup öğrenmesi gerekmektedir.

Herşeyin hayırlısı.


Nariçi: 11.02.08

1) Allah haksızlığa karşı konuşturacak kullarını ergeç bulur. http://www.milliyet.com.tr/avci-bunu-bekliyordum/siyaset/sondakika/20.08.2010/1278976/default.htm (20.08.2010)

 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..