Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '14

 
Kategori
İnançlar
 

Şeriat ve Kadın - Şeriat'ın Kadına Verdiği Haklar

Şeriat ve kadın üzerine...

Şeriat nedir?

Şeriat zerrelerden yıldızlara tüm kainatın sahibi olan, kainatı ve insanı yoktan var eden, insanı başıboş bırakmayan, kainattaki varlıklara belli vazifeler yükleyen, sonsuz adalet, sonsuz merhamet, sonsuz hikmet sahibi olan, zamanı, mekanı, maddeyi, ruhu yaratan, her türlü eksikliklerden münezzeh olan Allah'ın kanunlarıdır.

Kainatta iki türlü şeriat vardır. Birinci kısım şeriat Allah'ın koyduğu fiziki kanunlardır. Termodinamik denge, yer çekimi kanunu, Güneş'in doğuşu ve batışı, canlıların doğması, büyümesi, uyuması, yaşlanması, ölmesi şeriat kanunlarındandır. İkinci kısım şeriat ise Allah'ın dini olan, evrensel olan İslam'ın kanunlarıdır. Şeriat kanunları peygamberler aracılığı ile insanlara bildirilir. 

Şeriata neden ihtiyaç duyulur?

İnsanlar fen ilimlerini öğrenmek için okula giderler. Akıl sahibi olan öğrencilerin önlerinde ders kitapları bulunmasına rağmen o öğrenciler öğretmenlere ihtiyaç duyarlar. Bir fen ilminin bir kaç meselesini öğrenmek için bile öğretmenlere ihtiyaç duyulur iken bize kainatın sırlarını ders verecek, bize hayatın anlamını, ne yapmamız gerektiğini öğretecek olan peygamberlere ihtiyaç duyulmaz mı?

Bir turistik yere gidildiğinde o yer hakkında bilgi almak için rehberlere ihtiyaç duyulur iken şu kainat sarayının sırlarını, anlamını bize öğretecek rehberler olan peygamberlere ihtiyaç duyulmaz mı?

Peygamberler olmadan hayatın anlamı, insanın temel vazifesi anlaşılamaz. Şeriat kuralları peygamberler aracılığıyla insanlara bildirilir. Bir arıya, bir Güneş'e ilham edip onlara vazifelerini öğreten Allah elbette akıl sahibi, şuur sahibi, irade sahibi olan insana da hayattaki vazifelerini peygamberler vasıtasıyla, şeriat hükümlerini öğreterek bildirir. 

Şeriat hükümleri insana dünya ve ahiret saadeti verir. Şeriatı doğru bir şekilde uygulayan milletlerin dünya hayatında mutluluğu, refahı, barışı, özgürlüğü elde ettiği tarih ilmi ile sabittir. Dört Halife devri buna bir örnektir.

Şeriatın Kadına Verdiği Önem:

Şeriat Allah'ın kanunlarıdır. Allah adaletsizlikten münezzehtir. Demek ki; şeriatın adaletsiz hükümler içermesi mümkün değildir. Kadını yaratan Allah elbette kadını en iyi bilendir. İslam kadına değer verir. İslam, Cennet'i kadının ayakları altına serer. Kur'an, Hazreti Meryem'den uzun uzun bahseder. Peygamber Efendimiz'in (Sav) soyu kızı Fatıma vasıtasıyla devam eder. Efendimiz (Sav) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

"Dininizin üçte birini Hümeyra'dan öğreniniz." Medâric-ün-Nübüvve

Efendimiz (Sav) Hazreti Ayşe'yi çok sevdiği için ona Hümeyra demiştir. Hazreti Ayşe en çok hadis rivayet eden, bize İslam'ı en çok öğretenlerdendir. 

Şeriatın Kadına Verdiği Haklardan Bazıları:

Nafaka Hakkı:

Bir evli kadının barınma, yeme, içme, sağlık ihtiyaçlarını karşılamakla görevli olan kişi onun kocasıdır. Kadın evi geçindirmek için çalışmak zorunda değildir.

İnsanların en hayırlısı (Sav) şöyle buyurmuştur:

"Şunu bilin ki, sizin kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin onlar üzerindeki haklarınız, yatağınızı yabancılardan korumaları, istemediğiniz kimseleri evinize almamalarıdır. Onların sizin üzerinizdeki hakları ise, giyim kuşam ve yeme içme konularında kendilerine iyi imkanlar sağlamanızdır." (Tirmizi, Radâ 11)

Kız çocuklarının geçimi de onlar evleninceye kadar babaya aittir. Kadın ihtiyaç duyarsa kocasıyla aylık nafaka miktarında anlaşabilirler. 

Hazreti Ayşe'den şöyle dediği rivayet edilmiştir:

"Ebu Süfyan'ın karısı Hind b.Utbe, Resulullah'ın (Sav) huzuruna girdi ve "Ey Allah'ın elçisi, gerçekten Ebu Süfyan çok cimri bir adamdır. Bana kendime ve çocuklarıma yetecek kadar nafaka vermiyor. Onun malından haberi olmaksızın bir şey alırsam, bana günah var mıdır?" dedi. Resulullah (Sav); "Onun malından sana ve çocuklarına yetecek kadarını ma'ruf şekilde al." Buyurdu. (Buhari, Büyü, 95; Nesai, Kudat, 31; İbn Mâce, Ticârât, 65)

Eğitim Hakkı:

Kadınlar gelecek nesillerin anneleridir. Kadınlar eğitim alma hakkına sahiptirler. Peygamber Efendimiz (Sav) kadınların eğitim görmelerine önem vermiştir. Hazreti Ayşe gibi müçtehit kadın Müslümanlar İslam tarihinde görülmüştür. 

Çalışma Hakkı:

Kadınlar çalışma, ticaret yapma, şirket kurma hakkına sahiptirler. Kadın, ev ihtiyaçlarını karşılamak için kocasına yardım edebilir. Kadın, ticaret ve borçlar hukuku alanında erkeklerin sahip olduğu hak ve yetkilere sahiptir. 

Ancak erkekler de kadınlar da çalışırken harama girmemelidirler. Erkekler yabancı kadınlarla başbaşa kalmamalı, yabancı kadınlara şehvetle bakmamalıdır. Kadınlar da yabancı erkeklerle başbaşa kalmamalı, tesettürlü olmalıdır. 

Seçme ve Seçilme Hakkı:

Dünyada kadınların ilk defa oy kullanması İslam'da görülmüştür. İslam'da biat kavramı vardır. Dört halife insanların biatlarıyla (günümüzdeki oy verme anlamında) başa gelmişlerdir. Dört Halife hakiki reis-i cumhur olmuşlardır. 

"Hulefa-i Raşidin, herbiri hem halife, hem reis-i cumhur idi. Sıddık-ı Ekber (R.A), Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mânâyı dindar cumhuriyetin reisleri idiler." Tarihçe-i Hayat (Risale-i Nur)

Bey'at nedir?

Kadın ve erkek , yöneticiye karşı görev ve sorumluluğunu kabul etmek için sözleşme yapar. Buna bey'at denir. 

Kadınların kendi hür iradeleriyle biat etmelerini Kur'ân-ı Kerîm buyurmuştur. Bu konudaki ayet meali şöyledir:

"Ey Peygamber! Mü'min kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, hiçbir iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." 

Mümtehine Sûresi 12.Ayeti Meâli

Kadınlar kocalarının veya babalarının kefaleti olmadan bizzat kendi iradeleri ile biat etme hakkına sahiptirler. 

Kadınların seçilmesi konusunda ise alimler farklı görüşler söylemişlerdir. Bir görüşe göre kadınlar yönetici olabilirler. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklaması mevcuttur.

Kanun Önünde Eşitçe Muamele Görme Hakkı:

İslam'da Müslüman ile gayrimüslim kanun önünde eşitçe muamele görür. Hazreti Ali'nin bir yahudi ile mahkemeye çıkması ve Hazreti Ali'ye halife olmasına rağmen ayrıcalık verilmemesi gösterir ki; Müslümanlar ile gayrimüslimler kanun önünde eşitçe muamele görürler. Elbette erkekler ve kadınlar kanun önünde eşitçe muamele görürler. 

Özel Mülk Edinme Hakkı:

Kadınlar özel mülk edinme hakkına sahiptirler. 

Evleneceği Eşi Seçme Hakkı:

Kadın kendi hür iradesiyle evlenmek istediği erkeği seçebilir. Hanefi mezhebine göre büluğ çağına gelmiş bir kız, velisinin rızası olmasa bile evlenme ve nikah akdini bizzat yapma hakkına sahiptir. Ancak Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhebine göre velinin izninin alınması gerekir. Yoksa nikah geçersiz olur. 

Hanefi mezhebinin kurucusu Ebu Hanife'ye göre büluğ çağına ermiş olan bir kız zorla evlendirilemez. Bu konuda hadis-i şerif mevcuttur.

Peygamberimiz (Sav); "Açıkça izin alınmadan dul kadın, rızası anlaşılmadan bekar kız evlendirilemez." buyurmuş, "Onun rızası nasıl anlaşılır?" sorusuna da "sükûtu ile" cevabını vermiştir. (Buhari, Nikah, 40)

Boşanma Hakkı:

Kadının kocasından boşanma hakkı vardır. Kadın, kocasından şu yöntemlerle boşanabilir:

1. Kadın, kocasına boşanma teklifi yapabilir. Kocası da rıza gösterirse boşanabilirler.

2. Kadının kocası, karısına boşama yetkisi verebilir. Buna "tevfiz-i talak" denir.

3. Evlilik sözleşmesi yapılırken kadın boşama hakkının kendisine de tanınmasını şart koşabilir.

4. Koca cinsel olarak iktidarsız, akıl hastası veya bulaşıcı hastalık sahibi ise kadın hâkime başvurabilir ve hâkim de karı kocayı boşayabilir.

5. Kadının mehir hakkı, iddet nafakası, meskeninin erkek tarafından karşılanması gibi hakları vardır. Kadın bu haklarından vazgeçer ise geçimsizlik gibi nedenlerle boşanma isteğinde bulunabilir. Tarihte bu şekilde boşanmalar çok görülmüştür. 

Kadına doğrudan boşanma hakkı verilmemesinin pek çok hikmeti mevcuttur. Eğer kadına doğrudan boşanma hakkı verilseydi boşanma meselesi daha sık gündeme gelebilirdi. Bu ise ailedeki huzurun daha da bozulmasına sebep olabilirdi. Ayrıca kadınların fıtrat olarak daha duygusal olması, şefkat konusunda erkeklerden üstün olmaları onların çoğunun daha duygusal hareket etmesine sebep olur. Müslüman kadınların nafakasının karşılanması konusunda erkeklerin sorumlu tutulması Allah'ın Müslüman kadınlara merhametindendir. Boşama hakkının erkeğe doğrudan verilmesi ise Allah'ın hikmetindendir. 

Miras Hakkı:

Kadının tek erkek kardeşi ile mirasçı olduğunda erkek kardeşinin yarı hissesini alması tam bir adalettir. Bu durumun hikmetlerinden bazıları şunlardır:

1. Erkek, evi geçindirmekle yükümlüdür. Evi geçindirmekle yükümlü olan erkeğin, evi geçindirmekle yükümlü olmayan kadından daha çok pay alması son derece doğaldır ve adalettir. 

2. Bekar olan kız kardeş babasından aldığı mirasla geçinemez ise erkek kardeşi ona bakmak zorundadır.

3. Erkek kardeşinden daha az miras payı alan kadın, kocasından mehir alır. Bunun yanında kadın, kocasının aldığı miras payından da yararlanır. Yani kadın hem kendi ailesinden hem de kocasının ailesinden miras payı alabilir. 

4. Meselenin psikolojik boyutu da vardır. Şeriatta var olan miras paylaşımı ile kardeşler arasındaki haset tehlikesi giderilir. Erkek kardeş kız kardeşine haset etmez.

5. Baba, malının yarısının kızına ve damadına gitmesi sebebiyle kızına hiddet edebilirdi. Şeriattaki miras taksimi ise babanın kızına olan şefkatinin zayıflamasını da önler. 

Mehir Hakkı:

Mehir, erkeğin evlenirken kıza verdiği mal veya menfaattir. Kadın gönül rızası ile bu hakkından vazgeçmedikçe erkek mehir vermek zorundadır. Aksi takdirde erkek günahkar olur. Kadın mehir olarak aldığı malı meşru dairede istediği gibi harcayabilir. 

Cinsel Hakları:

Kocası karısını tatmin etmelidir. Koca, gücü yettiği halde karısını tatmin etmez ise kul hakkı yemiş olur. Peygamber Efendimiz (Sav) karısını tatmin etmeden işini yapan erkekleri horoza benzetmiş, sevişme, okşama olmadan cinsel ilişkiye girilmemesini istemiştir. Evlendikten sonra bir sene içerisinde hiç cinsel ilişkiye girmeyen erkekten karısının boşanma hakkı vardır. Ayrıca kadının âdetli olduğu günlerde kocasından ayrı yatmak istemesi kadının hakkıdır. Kadın âdetli veya lohusalı iken kocası ile cinsel ilişkiye giremez. Kadına zarar veren, ters ilişki olarak adlandırılan anüsten yaklaşma haramdır. 

Kadının, Kocasından İyi Davranış Görme Hakkı:

Erkek, karısına iyi davranmalı, karısı ile şakalaşmalı, karısını eğlendirmeli ve onunla eğlenmelidir. Erkek karısını ucuz bahanelerle dövemez, karısına hakaret edemez. 

Kadının, Kocasını veya Başkasını Şikayet Etme Hakkı:

Başkası tarafından zulme uğrayan kadın, zulmeden kişiyi ilgili kişiye şikayet edebilir. Bu konuda Kur'an ayeti mevcuttur.

"Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, sizin sürdürdüğünüz konuşmayı (zaten) işitmekteydi. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." Mücadele Sûresi 1.Ayeti Meâli

Hizmetçi Tutma Hakkı:

Eğer kadın bakıma muhtaç ise veya kadının sosyal seviyesi benzer olan kadınların hizmetçisi bulunur ise kadın kocasından hizmetçi isteyebilir. 

Haftada Bir Kez Anne ve Babasını Ziyaret Etme Hakkı:

Kadın, aynı şehirde bulunan anne ve babasını, anne ve babası kafir olsa bile, haftada bir kez ziyaret etme hakkına sahiptir. 

 

 
Toplam blog
: 9
: 11378
Kayıt tarihi
: 10.10.13
 
 

İstanbul'da yaşıyorum. Öğretmenim.  ..