Sermaye düşmanlığı

Giriş

Soğuk savaş yıllarındaki (1968-1980 arası) Sosyalist Türk gençlerinin söylemlerinde "emperyalizm" karşıtlığı kadar (Elbette burada o kavramdan kasıt ABD emperyalizmi idi. Denebilir ki o yıllarda sosyalist gençlerinin ağızlarından -meselâ- "Kahrolsun Sovyet emperyalizmi!" sloganı asla çıkmamıştır.) toptancı yaklaşımla "sermaye" düşmanlığı da büyük yer tutuyordu.

Günümüzde Yeniden Hortlayan Sermaye Düşmanlığı

Kapitalizmin önemli bir unsuru olan "sermaye" eğer "vahşi kapitalizm" tesisi için bir araç olarak kullanılıyorsa elbette tehlikelidir sermayeyi elinde bulundurmayan "emek kitlesi" açısından. Belki de "sermaye birikimi"nin yalnızca bu tarafını gören Marks, "Sermaye vücutta bir şeytan varmış gibi hızla çoğalmaktadır." demiştir. Ama unutulan bir nokta var burada: "Emek sermayesiz, sermaye emeksiz olmaz."

Yumurtalı Protesto Yapan Öğrencilerin Sermaye Düşmanlığı

Biliyorsunuz birkaç haftadır çeşitli üniversitelerde, üniversitelere gelen (davet edilen) öğretim üyeleri, siyasi parti temsilcileri... marjinal sol gruplar tarafından konuşturulmuyor, yumurta ile protesto ediliyor.

[Mizah arası: İki akşam önce Burhan Kuzu anlatıyordu esprili diliyle. Süheyl Batum'a göre Kuzu'yu SBF'ye Başbakan Tayyip Erdoğan göndermiş. Kuzu, Batum'un iddiasına verdiği cevabı mizahî bir cümleyle bitirdi:

- Evet beni SBF'ye başbakan gönderdi. "Git, bir iki yumurta ye... Hem keline de iyi gelir." dedi. ]

Bu potestoların en yenilerinden biri de Antalya Akdeniz Üniversitesi'nde yaşandı. Üniversitede konferans veren Yaşar Holding Yönetim Kurulu aşkanı İdil Yiğitbaş Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği'nde okuyan bir kız öğrenci tarafından yumurta ile protesto edildi. Kız öğrencinin cümleleri aşağı yukarı şöyleydi: "Üniversitemizde bilim istiyoruz. Sermaye gruplarını istemiyoruz. Gelmeyin buraya. Kaç defa kovduk sizi? Niçin geliyorsunuz hâlâ? Alın size. Alın size." (Yumurta atarken söylüyor son cümleleri.)

[ Dipnot-1: Akdeniz Üniversitesi'nde sâdece Eğitim Fakültesi yok. Mühendislik Fakülteleri, işletme, İktisat... gibi onlarca bölüm var. Şimdi bu bölümlerde okuyan öğrencilerin büyük bir bölümü yarın özel sektörde istihdam edilmeyecek mi? Şimdiden bu kuruluşlardan teorik bilgiler almasından daha tabii ne olabilir? Protestocu kız - ki böylesinden öğretmen de olmaz kafa değişmedikçe. - KPSS'de yeterli puanı alırsa Milli Eğitim'in kadrosuna dahil olacak. Ya diğer bölümdeki arkadaşları? Hepsini mi devlet sektörü istihdam edecek?

Sonra Meslek Liseleri'nde okuyan son sınıf öğrencileri bile uzun yıllardır (staj için de olsa) fabrika, şirket veya holdinglerle tanışmıyor mu? ]

Son söz: Öğrenci kızın protestosu safça değilse kesinlikle "sosyalist öğretinin dogmalığı"ndan kaynaklanıyor. Geçmişte bu kızların babaları hatta dedeleri (yaş bağlamında, 68'liler meselâ) böyle idi. Ama bir araştırın bakalım dünün o "eski tüfekler"i hayata atıldıklarında hangi holdinglerde, hangi şirketlerde çalıştılar yıllarca ve emekli oldular? Şimdi kalkıp bu "eski tüfekler"e, "Sermayenin uşakları, emek hainleri..." mi diyeceğiz?