Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Sermayenin bakıcısı devletler geri döndü

Sermayenin bakıcısı devletler geri döndü
 

Kapitalizmin düşmüş olduğu açmazdan ötürü, devletlerin sermayeyi himaye eder tavrı bir anlamda devletleri, sermayenin bakıcısı konumuna getirdi.
Ve kapitalizm, bukalemun misali, rengini değiştirerek, sürekliliğini devam ettirecek politik yöntemleri ve enstrümanları sıkı bir şekilde araştırıyor.
Elde etmiş olacağı çözüm yöntemlerini de en kısa zamanda hayata geçirecek.
Ne var ki ben insanlık adına pek de öyle iyimser bir hava da değilim.

Bilindiği gibi 20.yüzyılın en büyük krizi, askeri ve kamusal harcamalarda benzeri görülmemiş bir artış ile 1930 büyük buhranını yaratıp, ikinci dünya savaşının zeminini hazırlamıştı.
Ancak kapitalistlerin, bir kez daha aynı hataya düşmedikleri ortada.
Sonuçta kimse ikinci kez aynı suya girmez.
Ve şu son yaşanan büyük buhran neticesinde, insanlığı daha başka sıkıntıların beklediği de olasılıklar içerisinde.
En büyük sorun ABD.
Ve biliyoruz ki ABD, devasa silah stoklarına sahip.
Özellikle elinde, ciddi ölçüde kitle imha silahları olduğu bir gerçek.
Neden özellikle bu noktaya dikkat çekme gereksinimi duydum?

Bilindiği gibi bu günkü krizi, her ne kadar kapitalizmin yapısal krizi olarak nitelesek De, bir başka persfektiften krizi ele aldığımızda ABD hegemonyasının bir krizi olarak Da niteleme yapmamız gerekiyor.
Ve yine bu nokta da krizi, ABD dışındaki diğer G7 ülkelerinin ve Çin’in hegemonyasının bir sonucu olarak da ele almalıyız.
Göreceğiz.
Acaba ABD’nin o bitmez tükenmez askeri operasyonlarında bir azalma olacak mı?
Aslında ilginç bir soru oldu.
Kârın ve rekabetin hakim olduğu durumlarda, herkes kazanmak ister.
Oysa bu gün hegemonya kaybı ile tehdit altında olan bir ABD vardır.
Kazanmak gibi bir güdü ile hareket etmesi halinde, ABD’nin gözünü kırpmadan kitle imha silahlarını kullanması içten bile değildir.
Ve hayli can sıkıcıdır.

Hemen bir başka noktaya yüzümüzü çevirelim.
Ve bakalım Çin ve Hindistan’ın durumuna.
Çin ve Hindistan hiç kuşku yok ki son yıllarda yapmış oldukları ekonomik atılımlarla bir anlam da kapitalizmin stepnesi oldular.
Ne var ki her iki ülkede de son bir yıl içerisinde, hatta ve hatta son iki yıl içerisinde piyasa kayıplarının ciddi boyutlara ulaştığı bilinen bir gerçek.
Ortaya atılan raporları okuduğumuzda, bu yönde bir sonuca ulaşıyoruz.
Çünkü son iki yılda Çin ve Hindistan da sermaye, piyasa değerinin % 51’i kadar bir değer kaybına uğramış.
Krizin kendisini hissettirmesi ile birlikte bu değer kaybı oranın daha da yükseklere çıktığı tahmin ediliyor.
Bu gelişmelerin paralelinde, hegemonya mücadelesi içerisinde olan ülkeler, krizi aşmak için emek kesimine daha bir yüklenmeye başladı.
Çin ve Hindistan da aynı şekilde emek kesimini daha da bıktırıcı nitelikte tedbirlere yöneliyor.
Ve her geçen gün bu ülkelerde, kemer sıkma politikaları adına sorumlular televizyon ekranlarında vaaz veriyor.
Bu durumda ucu açık bir krizin eli kulağında ve kime nasıl dokunacağını da kestirmek hayli zor görünüyor.

Aslında vurgulamaya çalıştığımız gerçek o ki “devlet geri dönmüştür”.
Kapitalistleri kurtarmak için geri dönmüştür devlet.
Bu iddia olmaktan uzaktır.
Devletler halktan topladıkları vergileri, kapitalistlere dağıtarak kilitlenen kapitalizmi aşmak için çaba harcıyorlar.
Yani halkın parası ile kurtarılmaya çalışılan kapitalistler.
Ve devletler ile kapitalistler, kapitalizmin kilidini kırıp, yeni bir yola girmezlerse, ödediğimiz vergilerle kurtarılmaya çalışılan kapitalistleri, bu defa insanlardan yaşamları istenerek kurtaracaklar.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..