Sert çıkışlar..

Dil bilgisi dersinde; "kim, nerede, ne zaman, niçin, nasıl..?" gibi kurallar işlenir bilirsiniz.

Sovyetler Birliği çöküşü sonrası dünya niteratüründe tek güç haline gelen ABD, yeni dünya düzeni içinde, ülkeler arasındaki ekonomik ve politik dengelerini kendi çıkar doğrultusunda dengeleyebilmesi için neyi, ne zaman ve nasıl yol izleyeceği öngörülerini çok iyi planlamaktadır.

Gerek bu günlerde sonlandırılmaya çalışılan terör örgütünün doğuş ve bitiriliş tarihi olsun, gerekse Avrupa Birliği'ne tam üyeliğimizin tarih belirlemesinde olsun, bütün önemli karar ve zamanlamalarda karşımıza ABD çıkıyor.."Doymuş eriyikler" misali, örneğin su ile dolu bardağın içindeki şeker'in alaşımı gibi ülkelerin sosyo-ekonomik ve politik gelişim süreçleri hep ABD tarafından belirlenmektedir. Belirlenen süreçleri tamamlayan ülkeler AB çatısı altında toplanıp, ABD'ye daha geniş kapsamlı bağımlı haline dönüştürmektir.

Çırağan Sarayı'nda bir gala yemeğinde konuşan Erdoğan AB sürecini değerlendirerek, Türkiye'nin dışında 50 yıldır AB'nin kapısında bekletilen başka bir ülke olmadığını söyleyerek sert çıkışlar yaptı..

Şimdi bu çıkışı sentezleyelim. Terör'ü bitirme kapsamında gerek bireysel, gerek se hükümet olarak hiç bir katkı sağlayamayan Erdoğan, şimdi de AB üzerinden prim yapmaya çalışıyor. Oysa AB üzerinden yapacağı prim'e de hakkı yok. Yukarıda belirttiğim gibi terör'ün alfabesini de, Latincesini de Washington yazmış, Avrupa Birliği'nin de.

Burada Erdoğan'ın şansı Türkiye'nin doymuş eriyik misali durumunda olmasıdır. Terör'ü bitirmek üzere olan ABD, Türkiye'yi AB çatısı altına sokacağı gerçektir. Bu gelişim sürecinde elbette kahraman olan Erdoğan olacaktır. Erdoğan'ın yerine başka bir siyasi lider de olabilirdi. Dediğim gibi ülkenin gelişimi ve değişimi ile ilgili bütün stratejiler ABD tarafından belirlenip çizilmektedir.

Şunun altını çizmek lazım. Değişen dünya konjonktür'üne en yakın lider; karizmasıyla, vatandaş'a yaklaşımıyla, hitabet sanatıyla Erdoğandır.