Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '09

 
Kategori
Kitap
 

Sessiz cevap

Sessiz cevap
 

“Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi…’’ diye başlar ve bunun gibi basit cümlelerle devam eder Oğuz ATAY’ın hayata tutunmayı başaramamış, toplum tarafından dışlanmış, yalnızlık, sessizlik terimleriyle anlatılabilecek gizemli hikayesi, “Beyaz Mantolu Adam”ı.

Hikayede sessizlik ve basitlik hüküm sürer. Adam hiç konuşmaz. Duygularını anlatmak için tek bir sözcüğe bile ihtiyaç duymaz. Bunun için ona bazen deli derler, bazense Türkçe bilmiyor sanıp, geldiği ülkeyi anlamak için her dilde küfür ederler. Cevap vermez, sadece susar. Ancak suskunluğu ne deliliğindendir ne de turistliğinden. O sadece herkes gibi olmak istememiştir.. Hayatın ona verdiği rolü oynamak istemeyen, otoritelerin koyduğu kurallara uymayan ve bunlardan bıkmış biridir. Zaten beyaz kadın mantosunu ısrarla istemesinin ve satıcıyla sessiz pazarlığa girmesinin sebebi de bu değil midir?

Seçilen, beyaz bir kadın mantosudur. Beyaz temizliğin, saflığın simgesidir. Ancak bilindiği üzere beyaz kirlenmesi kolay ve temizlemesi zor bir renktir. Adam da bunu kirletmemeye özen gösterir. Yolda gördüğü su birikintisinin çevresinden dolaşır. Bu uzatılan yol ve seçilen aykırı manto hayata karşı bir başkaldırının ve kararlılığın göstergesidir. Ayrıca hikayede mantodan “kloş etekli, kocaman düğmeli, geniş yakalı ve serin” olarak bahsedilir. Burada göze çarpan serin kelimesi mantonun amacına uygun değildir. Serin diye bahsedilmesi onu içine gireceği güç koşullardan kurtaracak olmasından kaynaklanır ki böyle de olmuştur. Gene kalabalık sokakların birinde tanıştığı satıcı onu “canlı manken” yapmıştı. Vitrinde hiç kıpırdamadan durduğu ve insanların dikkatini çekip dükkana para kazandırdığı için üç beş kuruş para koyulmuştu cebine.

Öykü kişisinin öyküdeki bir diğer özelliği ise yaşadığı toplumun özelliklerini okuyucuya aktarmasıdır. Bu, adamın bulunduğu bölgedeki insanların ona bakış açısı ve verdiği tepkiler yönünden değerlendirilebilir. O, trendeyken hiçbir aykırı durumu yokmuş gibi dikkat çekmemişti. Çünkü trenin onun gibi fakirlerle dolu olan vagonuna bindirmişlerdi onu. Ancak bir deniz kıyısına geldiğinde, beyaz kadın mantosuyla, mayolu ve güneşlenen insanlardan farklı olduğu gayet açıktı. Bu toplumun farklı yönlerini, farklı bölgelerde farklı yaşam tarzlarının olduğunu gösterir.

Hikaye biraz önce bahsettiğim deniz kenarında son bulur. Mantolu adam denize doğru ilerlemektedir. Bir genç onu yakalamaya çalışır fakat çevresindekiler tarafından durdurulur. Nasıl olsa fazla ileri gitmez derler. Ancak düşünülen olmamıştır. Önce manto suyun üstünde dalgalanır, sonra içindeki adamla batar. Peki bu adamın amacı neydi? Neden deniz seçilmişti? Adam denize yürüyordu çünkü hayata ve insanlara bir haykırış olarak gördü bunu. Bu saçma yaşamdan kurtulmak istiyordu. Ölümü beklemek yerine ölüme kendisi gitti. Denizi seçti çünkü deniz özgürlüktü, deniz sonsuzdu, maviydi. Sessiz hayatına sessizce son verdi.

 

http://ozgur.arikan.ug.bilkent.edu.tr

 
Toplam blog
: 4
: 6744
Kayıt tarihi
: 21.05.09
 
 

İzmir'de 1993 yılında doğdum. İlköğretimi Eskişehir'de okuduktan sonra Erzurum'a liseyi okumak üz..