Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '08

 
Kategori
Anılar
 

Sessiz çığlık

Sessiz çığlık
 

Apartman boşluğunda yükselen köpek havlama sesleri ürkütücüydü…

Hâlâ, kapalı ortamda köpek havlaması duyunca ürküyorum.Bu sesler beni gayriihtiyari Bulgaristan’ a götürüyor, soğuk bir kış akşamına. Ocak ayı -yıl 1985

Unutmak istediğim, yaşamış olmak istemediğim anlardan bir tanesi.

Bulgaristan çalkalanıyordu o kış. Orada yaşayan Türklerin zorunlu olarak isimleri değiştiriliyordu. Ben Mühendislik Fakültesinde - 3. sınıf öğrencisiydim. Ailemin yanında olmak istemiştim ve hafta sonu için evime gelmiştim. Polisler ev ev dolaşıp Türk isimli kimliklerini topluyorlardı. Korkunç karanlık ve soğuk bir akşamdı. Sıra bizim apartmana gelmiş olmalıydı. Bizden başka iki Türk ailesi daha oturuyordu, o apartmanda.

Odaya, köpek havlama sesleri geldi....


Apartman boşluğunda sesler yankıyla, dairenin içinde çok net duyuldu.Gerçekten ürkütücüydü sesler.Ablam ve ben anneme korkuyla sarıldık.Çaresizdik.Babam o an evde yoktu. Biraz sonra kapı çaldı.Zilin çalması dehşet vericiydi. Üçümüzün bakışları biri birini buldu. Kimse kapıyı açmak istemiyordu. Bu görev anneme düştü. Kapıyı açmaya gitti ve iki polisle birlikte geri döndü. Eve ilk defa polis giriyordu.Solgun yüzümün rengi tamamen beyaza dönmüş olmalı. Ellerimi buz kesmişti.Polisler iyi akşam dilediler. Onlar da emir kuluydu sonuçta, ama o an onlardan nefret etmiştim.Odaya girince, şaşırmışlardı, şaşkınlıklarını gizleyememişlerdi. Muazzam büyüklükte kitaplığımız onları sarsmış gibiydi. Ne için geldiklerini unutmuşlardı sanki.Sessiz arkadaşlarım- kitaplarım, bana destek olmuşlardı, onları büyülemiştiler adeta. Polisler bize saygı duymuşlardı veya bana öyle gelmişti. Kitaplarla ilgili bir şey sordular, cevaplayamamıştım- dilimi yutmuş gibiydim.Kabus görüyordum. Polisler neşeli olmaya çalışıyorlardı. Belki hoşlarına gidiyordu bu görev.Beş yüz yıllık Türk esaretin intikamını alıyorlardı. Apartman boşluğundan, ara ara köpek havlamaları geliyordu ve o sesler beynimde zonkluyordu. Diğer polis arkadaşları, köpeklerle birlikte girişte kalmış olmalıydılar. Çok zor anlar. İçimde büyük boşluk ve kuraklık. İsyan bile edemiyordum.Avazım çıktığı kadar bağırmak istediğimi hatırlıyorum, onları evden kovmak ve bizi rahat bırakmaları haykırmak için. Sessiz dikiliyordum ayakta. Ablamın kocaman kahverengi ve hüzünlü gözleri, korkudan olsa gerek, daha da büyük görünüyorlardı. Hayran olduğum o harika gözler beni endişelendirmişti. Güzel gözler korku, dehşet içindeydiler.Annem sanki küçülmüş o da endişeliydi. Kendimi göremiyordum. Hisleri alınmış, mekanik ve cansız kukla gibiydim.

Sesiz çığlıklarım içimde yükselip…. yankılanıyordu. “ Benim ismim bu ! Bana ait ! Kimse benden çalamaz ismimi ! Hiç kimse ! Başka birisi olamam ben, olmak da istemiyorum… ”

Kimliklerimizi istediler.

Verdik, çaresizce.

Birer kağıt verdiler elimize, kimliklerimizi aldıklarına dair. On gün içinde Emniyete gidip, yeni bulgar isimli kimlik almamız gerekecekti.

Bu kadar basit! Bu kadar basit!

O an kendimden nefret etmiştim, bu kadar basit mi olmalıydı, hiçbir tepki vermez mi insan? Verememiştim! Verememiştim işte! Neden? Bilmiyorum.

Sesiz çığlıklarımın dışında, hiçbir tepki verememiştim.

Devam edecek

 
Toplam blog
: 144
: 1854
Kayıt tarihi
: 13.03.08
 
 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..