Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Sessiz devrim, sessiz darbe

Sessiz devrim, sessiz darbe
 

Sessiz Devrim


Merhaba,

Ülkemiz çok zor günlerden geçiyor. Gümbür gümbür yapılan 12 Eylül darbesinin daha sessizi, daha planlısı ve bence yine dışarıdan desteklisi şu günlerde yine yapılıyor. Gelin beraberce neler yaşıyoruz bir konuşalım, beraberce yorumlayalım... Okuyan değerli okuyucuların yorumlarını, görüşlerini bekliyorum.

12 Eylül ortamını hazırlayan koşulları, o dönemi yaşayanlar çok daha iyi bilir. Suikastler almış başını gitmiş, Türkiye'nin dört bir yanında yaşanan ayaklanmalar, isyanlar, katliamlar. Tüm bunların tam ortasında yaşanan siyasi bölünmeler, öğrenci olayları, yol ortasında vurulan insanlar, gidip geri gelmeyenler ve sürekli gerilen bir halk. Sonrasında ise bu gerilim ortamını hazırlayanlar tarafından basılan bir düğme ve 12 Eylül darbesi. Yıkılan hayatlar, sönen ocaklar...

Şu an iktidarda olan partinin ülkemizde yarattığı şu ortama bir bakalım şimdi. Bu yazıyı okuduğunuz şu anlarda bile sınırda elinde tüfek bekleyen, memleketimizi koruyan ordumuza karşı yürütülen psikolojik harekatı hepimiz ibretle seyrediyoruz. Ardısıra intihar eden TSK mensupları, aylardır tutuklu bulunan gazeteciler, hakkındaki suçlamaları bilmeyen insanlarımız, acaba dinleniyor muyum diye korkuyla yaşayan vatandaşlarımız, dinlenen yargı mensuplarımız ve siyasetçilerimiz... Hepsi bu ülkede yaşıyor, hepsi bizim insanımız.

Tüm kurumlarda kadrolaşan hükümet çok organize bir şekilde çalışıyor. Artık hükümetin televizyonu ve gazeteleri var. İstemedikleri hiçbirşey insanımıza ulaşamıyor, istedikleri herşey istedikleri şekilde topluma nüfuz ediyor. Ülkenin yıllardır saygın bir yerde olan, bizim ödediğimiz vergiler ile, cebimizden çıkan paralar ile finanse edilen TRT bile inanılmaz skandallara imza atıyor. Gelin yaşanan bir örnek verelim. Hukuk adamı Sabih Kanadoğlu evinde televizyon seyrederken TRT2'de "evinde arama yapıldığını öğreniyor." Ama evde arama falan yok. Polis 4 saat sonra geliyor. Kendi ağzı ile defalarca anlattı bu durumu televizyonlarda. Bu durumu yorumsuz olarak aktarıyorum, varın siz düşünün.

Ülkede birçok makam ve mevki artı medyanın çok büyük bir bölümü artık demokrasiye, cumhuriyete ve laikliğe sahip çıkacak ya da çıkması gerektiğine inanan bir kesim değil. Yaşanan skandallar, kendi görüşlerinden olanlara ne yapsalar sorulmayan hesaplar, kendi görüşlerinden olmayanlara yaşatılan sürgünler, telefon dinlemeleri, hapisler... Okuduklarınızın hangisini yaşamıyoruz, hengisini seyretmiyorsunuz, okumuyorsunuz.

İstanbul'da öyle okullar var ki, duvarlarında Atatürk resmi yok, padişahların resmi var... Kendi gözlerimle birkaç gün önce seyrettim televizyonlarda. Ağzından dini düşürmeyen iktidar partisi döneminde yaşanmıyor mu şu Kurban yolsuzluğu. Devletin imamı, noteri, dernek başkanları 500 kurbanın kesildiği yerde 7000 kurnab kesilmiştir diye imza atmıyorlar mı? Yine devletin noterinin gözü önünde!

Bu ülkede iktidarın işine gelmeyen şeyleri yazan gazeteler yaşamaz. Yazarsa vergi sopasını çıkarıverir hükümet ve Doğan grubunun düştüğü duruma düşer. Bu durumu gören diğer medya patronları da ayaklarını yorganlarına göre uzatırlar. Düşünebiliyor musunuz, yeri geldiğinde bu ülkede hükümetleri devirebilecek kadar güçlü eleştirilen yapan Tüsiad (tarihimizde örnekleri vardır) şu an kendisine başkan seçemiyor. Neden seçemiyor? Hükümete yüklenmek gerekirse, olumsuz giden ekonomi ile ilgili olarak, olumsuz giden ülkemizin genel durumu ile ilgili olarak hükümete bir uyarı yapılması gerektiğinde konuşabilecek cesarette adam yok da ondan. Bu ülkede patron diye bildiklerimiz, para babası diye sandıklarımız meğer kağıttan kaplıymış.

Bir korku cumhuriyeti yaratılmış durumda. İnsanlarımız, gazetecilerimiz, habercilerimiz, demokrasi sevdalısı insanlarımız korkuyorlar. Maalesef böyle. Dışarıdan yönetilen, kumandası dışarıda olan hükümet ve o hükümetin yönettiği Türkiye işte bu hale geldi.

Peki ordu bu işin neresinde. Görevi "laik Türkiye'yi ve Cumhuriyet'i korumak olan" ordu neden bu kadar sessiz. Basın toplantısı yaparak, web sitesinden bildiri yayınlayarak bu kadar hırslı bir topluluk ile nasıl savaşabilirsiniz. Ordu aklını başına almalıdır, kendisini ve ülkeyi yıpratmaya yönelik bu seviyesiz ve alçakça girişimlere karşı en etkili yanıtı vermelidir.

Yoksa bu ülkede sessiz ama çok etkili bir devrim içten içe yapılıyor. Düğmeye çoktan basılmış durumda. Darbeler hep askeri olmaz, bence bu sefer darbeyi de devrimi de sessizce yapanlar başkaları...

Sevgiler...

 
Toplam blog
: 142
: 1570
Kayıt tarihi
: 17.03.09
 
 

İnternet ve bilişim teknolojileri konularına ilgi duyan, yenilikleri takip eden ve bu yenilikleri pa..