Sessiz sözlerle sevmek

Yemek yiyoruz karşılıklı. Sen çok iştahlısındır her zaman (Maşallah).Eee .kilo sorunu kolestrol sorunu olmayan birisi 50  yaşını geçmiş  olsa ne olur olmasa ne olur. Yemek serbest.  Tatlı alıyorsun yemeğin üstüne.Oysa ben yemek yemede özgür değilim maalesef. Tatlı ???? asla asla. Ancak sen bensiz yemek istemiyorsun hoş bir itiş kakış.

-1 lokma al lütfen

-Hayır olmaz canım.Kusura bakma.Mümkün değil. Yiyecek olsam ben de sipariş verirdim.

-Olmaz tat lütfen.

-Israr etme n olursun.

-Tadına bak sadece tadına bak. Yoksa ben de yemeyeceğim.

-Tamam ya.Hatırın için ama tek bir lokma.

Uzattığın tek lokma kadayıfı  yiyorum.

Beni izliyorsun.Sanki cayacağım yemekten son anda.

Hatırın için tadıyorum.

Sonra yüzüne bakıyorum o anda. Benimle paylaşmadan yemek istemiyorsun  ne yemeğini ne tatlını.Hep böylesin.

İki gözüm. Ne çok duygulandım.  Sessiz sözlerle seviyorum seni o anda. Bilsen ne çok onore ediyorum içimdeki sözlerle. Haberin bile olmuyor.

Aldığın bir süs eşyasını çıkardın kutusundan. Porselenden.Sevimli bir küçük köpek. Çok şık.

Takıldım sana biraz "çok zevkli bir adam olduğunu biliyorum zaten.Sen çok zevklisin canım."

Mesajı aldın hemen.

"Tabiiki çok zevkliyim.Aynaya bakmıyor musun.Ankara'nın en güzel kızıyla beraberim.Ankara da yoktur ama senin gibi Türkiye'de var mıdır bilmem?""Ne dersin var mıdır?"

Ah şu sevimli iltifatların..Her kadının sevdiğinden duymaya can attığı yalanlar...

Gözünü yüzüme dikip bakıyorsun.Yüzümü zihnine yazıyorsun sanki. Bakışlarındaki o sıcaklık.

Sessiz sözlerle seviyorum ben sen.

Kıskançlık yapmamı, bunu  ima etmemi hiç istemezsin.(Sicilin pek parlak olmasa da), "başka bir kadın" la ilgili mevzuları sevmezsin ama biz kadınlar işte. Kuşkuyu seviyoruz mu ne biraz.

Oysa sen, bir kadının hayatını eşelemesinden, acaba? lardan kuşkudan, hiç hazzetmezsin.

Ben de bu kuşkuları atmaya çalışıyorum giderek.Zor olsa da.Çünkü ne yalan söyleyeyim, biraz dersini almış gibisin.  Zamanını, sevgini ilgini yalnızca bana veriyor gibisin.(İnşallah)

Çünkü geçen gün tam ayrılacağımız zaman, gözlerini diktin yüzüme ve sordun;

"ayağının altına kırmızı halı sermemi mi isterdin? "

"Sen her zaman değerini bil. Değerini hiç düşürme.Senin için dünyanın bütün kırmızı halılarını ayağının altına sersem o zaman değerini anlatmış olurum."

Yüzüne Baktım. Kalbim titredi.Hatta gözlerim doldu."Estağfirullah ne demek.O senin inceliğin" diyebildim.

Canımın içi.Kıvılcım bakışlı adam.Zamanın benden aldığı sonra  adeta "asıl adres burasıymış" der gibi, bana  iade ettiği.

Sessiz sözlerle severim seni ben.

Neme lazım. Şimdilik şımarmayasın diye.

Erkekler, fazlaca övgüyü hazmedemez, "oooo ben neymişim"diyerek, havalanır, başka ülkelere göçer diye.

Belki de zaman seni benden bir kez daha alırsa diye korkarak.

Unutkan bir beyinle severim seni.

Terkedişin olmamışçasına sıfırlansın diye. Dönüşün miladımız olsun diye.

Sessiz sözlerle severim seni ben şimdilik....

Seslerini sözcüklerin, gelecekteki, bir başka güzel  milada  erteleyerek.