Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '21

 
Kategori
Deneme
 

Sessize Alındı

Ben sana demedim mi bu büyükşehirleri sevmiyorum diye? Trafik, hayat pahalılığı, hapşurduğunda bile çok yaşa demekten korkan, minik bir çocuk ağzındaki emziği düşürecek gibi olduğunda ona gülmekten korkan kafasını başka yerlere çeviren bu insanların arasında bulunmayı sevmiyorum demedim mi? 

Telefonu sessize alıyor bunlar! Kimse ulaşamasın diye oysa herkese sesini duyurmak için bütün sosyal medya programlarını da o telefonun içine yüklüyor hem de her güncellemesini kaydederek. Vicdanlarını da telefonları gibi sessize alıyorlar. Beni de bunlara benzettin. Ben de emniyet şeridinden sirenleri açıp gitmek için can atıyorum. Neyim eksik o siyah camlı Audili adamdan? Aptal mıyım? Hayır çocuk okutmuşluğum var benim aptal değilim elbet. 

Radyoda bir kadın cinayeti haberi duyuyorum mesela açıyorum duvarı okkalı küfürlü bir post ben de katılıyorum o linç kampanyalarına ve kamuoyuna diyorum ki; evet evet ben de sizden yanayım sizin gibiyim ne olur sakın dışlamayın beni. Ama arkasından okundu olarak işaretleye basıyorum. Kan, ilik nakli, yerli tohum yardımı, çocuk kütüphanelerine bağış yapmak için atılan onca mesajı onca haykırışı sessize alıyorum. Arabama da iki numara film cam yaptırdım o ayakkabısız kıyafetsiz mendilci çocuklar yaklaştığı zaman içeride hayattan ne kadar keyif aldığımı görmesinler diye. 

Bunların hiçbiri benim görevim değil diyorum yoldaş Sergey Mukoşin! Merkez Komite ya da Leninist Politbüronun ya da buraya ismini yazamayacağım o bakanlıkların görevi. 

Ambulans geçiyor yanımdan yaklaştıkça içeride çalan müziğin sesini açıyorum. Camı kapatıyorum sigarayı söndürüp kenara çekiyorum aracı. Sirenler kulağımı kurşun gibi delip geçiyor. İkinci ışıktan sağa dönüp yoldan çıkınca unutup gidiyorum o ambulansı veya içinde kimin olduğunu. 

Ultra post modern bir insan görüntüsü çiziyorum. Ekonomi dinliyorum mesela ama basic düzeyde. Beslenme ve diyetisyen sitelerinden neler yemem gerektiğini öğrenmeye çabalıyorum. Ofiste şu beğendiğim kızla kahve içmeye gittiğim zaman tam siparişi verdiğinde satıyorum o bilgilerimi. Bence light sütten bir kahve almalısın, doğal çikolata tüketmelisin hem cildine çok iyi gelir hem de vücudun serotorin salgılar gerçi senin ihtiyacın yok yeterince pozitif ve güzel bir kadınsın diyorum. Biraz moda takılıyorum bu aralar. Ne zaman kalem eteğin içine girse yapıştırıyorum cevabı; Ah Nina Petrovka gerçek yaşını bilmesem seni bu kıyafetin içinde 20-25 yaşlarında zannederdim. Nina Petrovka'da gülümseyerek cevap veriyor bana. 

Sonra dönüp enflasyon haberlerini, üfe-tüfe oranlarını, dövizin ne olacağını, enflasyon tahminlerini dinleyip okurken çay ocağında meslektaşım trigonometri hocası İvan İvanovla kavgaya tutuşuyoruz. Sus diyorum İvan İvanov; büyük halk kahramanı yüce yoldaş Mareşal Stalin'i ve adını ağzına almadan eleştir. KGB her yerde dudak okuyan adamları bile var. Bakanlıkları ve yoldaşların adını yazmadan eleştir Gulag'lar yıl bu mevsiminde soğuk! 

Eleştirel beynimi de sessize alıyorum neye dönüştüm böyle. Ya anayasal haklarım? Anayasal haklarımı da sessize alıyorum ne de olsa her yılın sonunda birkaç kapik zam yapmıyorlar mı maaşlara ve asgari ücrete. Finansal kaygılarımı ve 30'lu yaşlarımda gerçekleştirmek istediğim her hayali inanmayacaksın Leonid İliç Yevgeniski ama hayallerimi bile sessize alıyorum bu şehirde. 

Her sabah uyandığımda sanki bir distopya romanının içine hapsolmuş hissediyorum kendimi sonra kendimi de sessize alıyorum. Yatağı topluyorum, dişlerimi fırçalıyorum, en sevdiğim lacivert kadife gömleği, Nina'nın sevdiği kum sarısı pantolonumu geçirip çantamı grammer kitaplarımla doldurup bana biçilen rolü oynuyorum bu sahnede. 

Sıradaki replik ezberimden çıkmasın diye kendimi sessize alıyorum. 

 

Yazan: Emre Erden 

 

 
Toplam blog
: 203
: 322
Kayıt tarihi
: 16.11.13
 
 

1991 İskenderun doğumlu. EMU Mütercim Tercümanlık, Amasya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezun..