- Kategori
- Şiir
Sessizliğe bürünen sevgiliye..
Bakışlarında yine dolu dolu huzur olmak isterdim;
bir elinde avuçladığın çileklerin lezzeti,
diğer elindeki üzümlerin şerbeti olmak isterdim.
Şarap renginde bulunan bu kızıl ateşte,
aşkımızdaki heyecanı hiç söndürmemek,
hızlı duygularla hareketlenen heyecanın olmak isterdim.
Bedeninde savrulan düşüncelerinde yer almak,
gözlerindeki her bahar tanesinde yok olmak isterdim
Küçük bir oyun dediğin aşkımızda kalmak ister
ve hep bana seslendiğin kırmızı şapkalıda gülümsemek isterdim.
Ellerine konan ellerimde duyduğun heveslerin olsam yine,
gözün benimle açılsa benimle devam etse yoluna..
Dünyalar tatlısı dediğin bir çocuk olarak kalsaydım yüreğinde,
sevdiğim adam dediğim sende, kazılı olsaydın aklımda..
İkimizin Umut’u dediğin, Umut da kalabilseydik başbaşa,
sormasaydık hiç ne kederi, ne de hüznü bir bulut parçasına,
Keskin darbelerle yenilmeseydik etrafın sözüne,
kaybetmeseydik güvendeki huzuru, huzurdaki Umut’u
Aklımızda nedenlerimiz, niçinlerimiz olmadan devam edebilseydik çakıl taşlı yolumuza,
hiç sendelemeden yürüyebilseydik el ele konuşmadan,
Zaman ayrılma vaktini çaldığında, yapışsaydık bir bütünlük içinde birbirimize,
Doldurmadan, özlem kanatmadan, solusaydık aynı tondaki havamızla sevdamızı,
Vişne tadlı sevdiğim her kalp sancısında beni düşün,
her yağmurda eteklerimi, her saate baktığında oyuncakçıyı,
her güneş açtığında gamzelerimi, her rüzgar kokusunda saçlarımı,
her bulut içinde kokumu, her çocuk sesinde konuşmalarımı,
....
Ve her miskette yaptığın haksızlığı,
Her yemekte ise soğuttuğun aşkımızı..
Gulay Sahin
2003