Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Sessizliğimin Sesi !

Sessizliğimin Sesi !
 

''Durgun ve sessizsin ?'' diyorlar bugünlerde. Söyleyecek çok söz varken öylece bakıyorum yanıt vermeden. Aslında herkes kadar suskun, herkes kadar durgun ve herkes kadar endişeli, öfkeliyim. Bazen bağırmak, haykırmak istiyorum içimden geçenleri. Bazen sessizliğe gömülüyorum birşey yapamamanın üzüntüsü ve çaresizliğiyle. Sonuç: Durgunluk.

84 Yıllık Cumhuriyetimiz , kuruluşundan bu yana belki de en zor günlerini yaşıyor. Hepimiz bunun farkındayız. Üzülüyoruz, endişeleniyoruz, düşünüyoruz, tartışıyoruz ve yönetenlerimiz başta olmak üzere bolca konuşuyoruz. Konuşuyoruz konuşmasına da değişiklik olmaması, somut çözümler görememek, çarenin nerede olduğu belli olmasına rağmen çaresizliğin kabul edilmiş görüntüsü ile, ''yetki bizde, ne zaman uygulayacağımıza da biz karar veririz'' söylemleri ve oyalama taktiklerini kabul edemiyorum. Zoruma gidiyor yetkili insanların yetkisizliği.

Kabul edemiyorum, dış borçların yamasını kapatamaz iken milyon YTL'leri çöpe atarcasına yapılan referandumu. İyi niyetli bulmuyorum, tadilata gerek olmadığı söylenen Çankaya Köşkü'nün onarımı için ayrılan 30 milyon YTL ödeneği. Tahammül edemiyorum, şehit haberlerinin ardı arkası kesilmezken ''çözümün dışarda, sözde ''dost'', ''müttefik'' ülkelerle yapılacak görüşmelerin sonucunda aranmasına. Kızıyorum, muhatap bile alınmayacaklara, ''son bir şans vermek '' adına temsilci gönderilmesine. Söyleyecek söz bulamıyorum, ülke güvenliğinin bu kadar hafife alınmasına, kıta ötesindeki senatodan geçecek yasa tasarılarıyla sınır güvenliğinin, ülke bütünlüğünün bir tutulmasına, göz yumulmasına, sessiz kalınmasına.

Çalışanın, emeklinin zam isteğine karşı çıkan IMF, iç işlerimizde söz sahibi olmayı görev edinen AB, referandum için harcanan milyon Ytl'ler için neden sessiz kalıyor, ''bunun mantığı nedir?, neyi ispat etmek istiyorsunuz''demiyor. Her fırsatta ''Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi''nden bahseden, demokrasiden, barıştan söz edenler, birinci ''şer odağı''nın ta kıta ötesinden ikinci ''şer odağı''na her türlü desteği vererek ülkemizi parçalama faaliyetlerini yürüttüğünü neden yüksek sesle söylemiyor, yazmıyor, kendimize gelelim, tuzağa düşmeyelim demiyor.
Saddam'ı bahane ederek petrol için önce Kuveyt, ardından Irak'ı kimseye sormadan, görüşmeler yapmadan, izin almadan işgal eden ABD'nin Bush'larının bizim için de yaklaşan tehlike olduğunu hala neden kabul etmiyorlar.

Kızıyor, öfkeleniyor, ''bu kadar olmaz'' artık diyorum bizlerin görüp düşündüklerimizi bizden önce bilmesi, görmesi, anlaması gerekenlerin yeteri kadar kararlı ve etkin olamayışlarına. Sonra ard arda sorular sıralanıyor zihnimde yanıtları bilinse de hala anlamayan, anlamak istemeyenlerin olduğu. Ve işlerine öyle geldiği için söylenenlere ''komplo teorisi'' yorumu yapanlara artık şaşırmıyorum.

Kayıtsız şartsız ulusunun haklarını savunan, duruşundan, ülkesinin çıkarlarından ödün vermeyen, her karışında şehit kanı olan toprağını parsel parsel satmayan, ülkesinde yas varken, insanlar eğlenceleri, düğünleri ertelerken, ticaret görüşmeleri için dış ülke gezisine çıkmayan, gücünü emperyalistlerden değil Atatürk İlke ve Devrimleri ile Türk Ulusundan aldığına inanan yöneticiler arıyorum....Arıyor ama göremiyorum....

İşte bu nedenle durgun, sessizim bugünlerde...Ve işte bu satırlardır sessizliğimin sesi !


resim kaynağı: img530.imageshack.us/img530/1278/susbx7.jpg
 
Toplam blog
: 126
: 2338
Kayıt tarihi
: 01.08.06
 
 

Kompozisyon derslerini biraz daha fazla önemsediğim, uzun cümleler kurmaya başladığımdan bu yana sev..