Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '13

 
Kategori
Öykü
 

Sessizlik baktığımda durgun bir deniz

Sessizlik baktığımda durgun bir deniz
 

Sessizlik baktığında durgun bir deniz. İstendiğimde hikayeler ile doldurulacak bir ömür. Yazarken günahlarından arınacağım bir derya. Oysa üzerine yazdığında ağırlığından kabaran engin sular. Karaya çeviren insanlar.

Sabahları sessiz sokaklardan geçiyor selam sabah yok. Bir günaydın demek bu kadar mı zor? Tepesinde inadını tanımlar gibi düzeltemediği  iki tutam saç. Kimseyle konuşmaz kahvenin bir köşesine çekilir kimse ile sohbet etmez. gazetesini okur, çayını içer parasını öder ve çıkar. Kahvede oturanlar arkasından ne söyleseler de o hiç duymaz, insanın sağır mı diyesi geliyor? Değil ama.  Gün geçtikçe insanların ona bakışları da değişiyor. Kahvede çay içerken bir şey diyen yok, ama o yanlarından ayrılır ayrılmaz başlıyorlar, hakkında olmadık hikayeler anlatılmaya başlamışlar. Sonun da evliya yapacaklar.

Yürüdü... Hayat ona kısa öyküleri hatırlattı. Her günü farklı hikayeler gibi.Yüreğimizi yakan, çaktığında kibrit ateşinden dökülen ateşler gibi kısa acılar. Ateşin çakması ile benim yüreğime düşen kor.Yüreğimden düşen mavimtırak kavının hayatım da bıraktığı anılar.Islak kaldırımların yanından akan çamurlu sular bana hayatımda ki bulanık küçük dereleri hatırlatıyor. Attığım adımların sarsaklığını. Nereye, neden gittiğimi bilmeden yürüyorum. Arkamdan bakanlara ve söylenenlere aldırmadan. Arkamdan bakan meraklı gözlere aldırmadan. Bedenimde dolaşan el beni ilgilendiren. Çirkin yaşlı ve çamura bulanmış.

Ben sevdiğimi sanmıştım. Oysa... Hepsi... Bütün yaşadıklarımız  sevişmelerimiz, sevgi sandıklarımız kocaman bir yalanmış. Şimdi arkamdan bakan gözler beni hiç ilgilendirmiyor. Baksınlar, konuşsunlar, Ben yaşadıklarımı daha sindiremedim, onların bakışlarını nasıl sindireceğim. Yok hayat bu kadar ucuz olmamalı. İki yalan sözün ardında kalmamalı. Sevgi denen duygunun kocaman yalan olduğunu anladığım da aldım bu kararı. Hangimiz daha kirliyiz bilmiyorum ama ben daha kirlenmedim. O kazayı geçirmeseydik. Belki de hiç görmeyecektim. Onun gerçek yüzünü. Şimdi yüreğimden damlayan sızının acısı akmazdı, kan ve irin olup kahvede bakan gözlerden damlayan bulanık bakışlar, kaldırım kenarından akan çamurlu sular gibi. Şimdi düşünüyorum onlar mı kirli? Yoksa ben mi? Onlar mı haklı, yoksa ben miyim sahtekar.

Gün geceye karışmak üzere. Hava nahoş bir bahar artığı  kokusu saklı. Akşam yeli hafifçe yalıyor yanağımı, Nedense ürpertiyor buğday tenimi. Sen ve ben  başka bir dünyada herkes kendi hikayesinin baş oyuncularıyız artık. Belki de o kaza... Olmasaydı... Yüreklerimize düştü sanacaktım aşk ateşi. içimden özlem bulutları salacaktım gökyüzüne. Yağmur olsun ıslatsın sırılsıklam her yağmurda diye...

 19.01.2013 Gülseren Akdaş

  

 
Toplam blog
: 140
: 595
Kayıt tarihi
: 31.08.10
 
 

18.03.1950 yılında Samsun'un Bafra ilçesinde dünyaya gelmiş. Altı çocuklu bir işçi ailesinin üçün..