Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '14

 
Kategori
Deneme
 

Sessizlik... İşte kendimce (2)

Sessizlik... İşte kendimce (2)
 

Ve işte bu sessizliğimden çıkan sonuç;

Hayatla lades oynadım. Hep aklımdasın demiştim ya...
 
Dün yine lades dedin bana... Artık bu oyunuda kaybettim hayatta... Belki de çok daha önce kaybetmeliydim...
 
Hayat oyununda kuralların bu kadar ağır olduğunu bilseydim. Oynarmıydım hiç... Bende bu yürek varken oynardım. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali... Düşdün mü kalkmasını öğretmişlerdi bana... Süründüğün, sızlandığım zamanlarda bile güçlüydüm ki hayat hep bana lades çubuğunu uzattı... Hadi bir daha... Bir daha...
 
Verilecek neyim kalmıştı daha, sevgi dolu yüreğimden ve canımdan başka....
 
Hayat bir kumardı, sevgilerimiz ise zar nerden bilebilirdim düşeş atılması en zor zar... Üzgünüm sevgim kumar oynanmayacak kadar değerli üzerinde...  Ama en büyük kumarı kendi üzerimde oynamışım meğerse ne çok şeyi kendimce ortaya atmışım..Ve olmasını istediğim şeye meğerse kendimi ne çok inandırmışım... Ne kazananı belli ne kaybedni belli bu oyunun ortalarda kendi kendine kanmış bir yürek ve bir ayna görebildiğim yüzümde....Önümde beyaz bir kağıt, elimde bir kalem tükenene kadar yazmamaya yeminli...Oysa ki bir kaç güne kadar heyecen dolu yüreğim şimdi derinliklerinde... Kendi sevdamın içinden çıkmaya çalışıyorum... Bir arap saçı misali... Sevdalarda küçük şeylere takılmazdım her nedense takılsaydım... Şimdiye kadar düşmekten yüreğim paramparça olmuştu... Belki de haksızım.... Yok yok kesinlikle...  
 
Zamana meydan okuyamadan gitmek... Gitmek istemek... Hayat lades oynadım hep aklımdasın. Sunsanda bana tüm oyunlarını sen benim bu yarışta hep arkamdasın... Biz gecenin karanlığında çöken, bir güneş doğuşuyla yeniden doğan yüreklerdeyiz... Yapılanların değil, yapılayamanların peşindeyiz... Gidişlerin değil, gelişlerin hesabındayız biz... Geçmişlerdir bizi böyle yazdıran, geleceğimizi biz kendimiz yaşarız... Kısa kısa notlardır geçmişimiz yarım kalan tamamlanmayan... Biz sevgi yüklü, umut yüklü buram buram aşk kokan sevdaların romanıyız... Romanlarda kahraman olan hayal kahramanlarıyız biz...
 
Bizler olmayınca hep bir taraf yoksun kalır yüreklerde biz tamamlayan tarafız her seferinde... Yarım kalan elmalar yoktur hayatımızda... Çürüksede içimizde biz ayrılmayız... Küçük kurt çıkana kadar... Bu kemirmeler yazdırır bizi... Biz içinde bilmeden küçük kurt büyüten yürekleriz biz... Elbet gidecek zamanı geldiğinde açtığı delikten... Biz özlemle kapatanlardanız...
 
Keşkelerimizin peşinden koşamayacak kadar değerli hayatım... Bankacıyım... Ama yarına çıkmaya senet hazırlamadım... Öyle bir imkanım olsaydı... En sevdiklerimin vadelerini uzatırdım... Vadelerine vadeler katardım... Yapabilseydim en sevdiğimin vadesini uzatırdım hayatımda... Ek hesapların peşinde koşmazdım ek sevdalar eklemezdim hayatıma... Hayatımda alacağım faizlerde çabasıyla... % 100 geri dönüş anne sevgisi sabit faiz dalgalanmalardan böyle etkilenmeyen...
 
Can Dündar'ın bir yazısını aklıma düşürdü. Keşkelerimi geçirirken içimden... "Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç... Mağlubiyetin takısıdır keşke... Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanmamış yılların geçişmiş itirafların ağıtıdır... Keşke'nin panzehiri iyi ki dir...
 
Keşke'li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, iyi ki'lerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar..."
İyi ki hayatla lades oynadım ben, İyi ki hep aklımdasın çünkü...
 
Gene de hep aklımdasın... Lades diyemediğim bir oyunun kahramanısın... 
 
 
 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..