Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '12

 
Kategori
Deneme
 

Sevda yolcularına merhaba Cahit Sıtkı ve Sıtkı Fırat

Sevda yolcularına merhaba Cahit Sıtkı ve Sıtkı Fırat
 

cahit, sıtkı, sıtkı fırat, sıtkı fırat'ın kamerasından


Sevdalı Bir Şair: Cahit Sıtkı Tarancı

2 Ekim 1910’da Diyarbakır'da doğdu. İlköğreniminin ardından orta öğrenim için İstanbul’a gitti... 1931 yılında Galatasaray Lisesi'ne girdi...

Baudelaire, Rimbaud, Mallarme'nin şiirlerini tanıdı, sevdi, onlardan etkilendi.

Memet Fuat onun için “Şiir üzerine düşünen, özellikle Baudelaire’i, Verlaine’i iyi bilen bir şairdi.” der.

Yüksek öğrenimini  Paris’te tamamladı. Bir yandan da Paris Radyosu'nda Türkçe yayınlar spikerliği yaptı...

İkinci Dünya Savaşı günlerinde bisikletle Türkiye'ye döndü... Ege'nin küçük kentlerinde askerliğini yaptı...

Daha 1930’larda dergilerde yayımlanan ilk şiirleri, özenli dili ve buluşlarıyla dönemin edebiyat çevrelerinde beğenilen Cahit Sıtkı gün geldi Otuz Beş Yaş şiirini yazdı.

“Yaş otuz beş yolun yarısı eder./ Dante gibi ortasındayız ömrün./ Delikanlı çağımızdaki cevher/ Yalvarmak, yakarmak nafile bugün/ Gözünün yaşına bakmadan gider...” dizelerinin de bulunduğu Otuz Beş Yaş şiiriyle CHP’nin düzenlediği yarışmada birincilik ödülünü aldı... Abbas, Bir Ölünün Ağzından, Biz Nerdeyiz Sevgilim, Çocukluk, Desem ki, Düşten Güzel, Gün Eksilmesin Penceremden, Memleket İsterim, Ölümden Sonra, Ömrümde Sükût onun çok bilinen şiirlerinden...

Cahit Sıtkı’ya göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Açık ve sade bir dili, akıcı bir üslubu vardır...

Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm konusu görülür... Aşklar, sevdalar, yalnızlık, çocukluk özlemi de onun şiirlerine konu olmuştur.

Cahit Sıtkı için, Ahmet Hamdi Tanpınar “İlk şiirlerinden biri olan ve halk şiirimizle temastan doğmuş hissini veren Sanatkârın Ölümü manzumesinden beri onun şiiri ölüm aynasında küçük ve dağınık tuşlarla bütün hayatı ve insan kaderini toplar.” der.

1951 de Cavidan Tınaz'la evlendi... Genç yaşta ağır bir hastalığa yakalandı... Türkiye'de tedavisi sonuç vermeyince Avrupa’ya götürüldü...

“Yaş otuz beş yolun yarısı eder” diyen, insan ömrünü 70 yıl olarak düşünen Cahit Sıtkı ne yazık ki 46 yaşında hayata gözlerini yumdu... Ankara'da toprağa verildi...

O eserleriyle yaşamaya devam ediyor. İşte ondan bize kalanlar: Ömrümde Sükût, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel, Sonrası (ölümünden sonra), Bütün Şiirleri/ Otuz Beş Yaş, Peyami Safa Hayatı ve Eserleri, Ziya'ya Mektuplar

Sevdalı Bir Fotoğrafçı: Sıtkı Fırat

Erzincan, Kemaliye’de doğdu. Yedi yaşındayken gurbetçi oldu...

İstanbul'da öğretmen okulunu bitirdi. Kısa bir süre Anadolu'da köy öğretmenliği yaptı. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümüne girdi. Burada fotoğrafla tanıştı...

Şinasi Barutçu'dan çok etkilendi. Bir fotoğraf makinesi aldı. Takvimler 1949’ı gösterirken fotoğraf çekmeye başladı...

Diyarbakır ve Ankara Öğretmen Okullarında Resim öğretmeni olarak çalıştı. Bu okullarda ders verirken bir yandan da fotoğraf kursları açtı...

1966 yılında Almanya’da Fotoğraf ve İş Eğitimi alanında incelemelerde bulundu...

1977 yılında bir zamanlar öğrenim gördüğü Gazi Eğitim Enstitüsünden Öğretim üyesi olarak emekli oldu...

Sanat hayatına resim yaparak başlayan Sıtkı Fırat yoluna fotoğrafla devam etti... Türkiye’nin, doğasını, kültürel zenginliklerini fotoğrafladı...  Meraklıları onun fotoğraflarını dergilerde, takvimlerde, Turizm Bakanlığının broşürlerinde, afişlerinde gördü sık sık...

Fotoğraf makinesi boynunda 30’dan fazla ülkeyi gezdi... Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Almanya, Rusya, Malezya, Kuveyt, Azerbaycan, Balkan Ülkeleri, Kıbrıs, Japonya ve Çin’de sergiler açtı...

Sıtkı Fırat usta bir fotoğrafçı, nitelikli bir görsel ansiklopedidir adeta...

Ülkemizde ve yurtdışında 100’den fazla sergi açtı. "Türkiye", "Memleketim", "Doğu Karadenizin Güzellikleri", "Ormanlarımız", "Güneşin Doğduğu Yer Türkiye", "Yurttan ve Dünyadan Yansımalar", "Saklı Cennet Kemaliye" adlı sergileri yurdun birçok ilinde tekrarlandı...

Sanatçıya 1998 yılında TÜRKSAV tarafından “Türk Dünyasına Hizmet Ödülü”, 2004 yılında FSK tarafından “Fotoğrafta 50. yıl Onuru”, 2001 yılında FIAP tarafından “Yılın Duayen Sanatçısı”, 2005 yılında Sanat Kurumu’nca “Yılın Fotoğraf Sanatçısı” unvanları ve 55. Fotoğraf yılı dolayısıyla Kültür Bakanlığınca başarı plaketi verildi...

Sıtkı Fırat peş peşe kitaplar yayımladı... Ayrıca, 60. fotoğraf yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca  “Türkiye’den Renkler ve Şaheserler” adlı prestij kitabı yayımlandı...

TÜTAV  üyesi,  AFSAD  onur üyesi, FSK kurucu ve onur üyesi olan, değişik yayın organlarında portfolyoları yayınlanan Sıtkı Fırat’ın TRT tarafından belgeseli çekildi...

SON SÖZ: Selam olsun bu ülkeyi seven, bu ülke için çalışan o güzel insanlara... Yunus Emre’den Mevlana’ya, Mustafa Kemal’den Mustafa Necati’ye, Nazım Hikmet’den Cahit Sıtkı’ya, Necip Fazıl’dan Sezai Karakoç’a, Ahmet Hamdi’den Abidin Dino’ya, Nigar Hanım’dan Sezen Aksu’ya, Şinasi Barutçu’dan Sıtkı Fırat’a sevda yolunun bütün yolcularına gönüller dolusu merhaba... Merhaba dostlar...

 
Toplam blog
: 54
: 877
Kayıt tarihi
: 30.06.10
 
 

Kamu yönetimi alanında yüksek lisans yaptım. İletişim, medya sektöründe çalışıyorum... Yazmayı se..