Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '13

 
Kategori
Deneme
 

Sevdim işte

Ben seni kocaman bi yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimdi olmalıydın, orada kalmalıydın.

Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaparak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni böylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle.

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlama hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorumlamadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok...

Mehmet Coşkundeniz

Ve ben canım ben... Sevmeyi kendince bilenden dinle bir de beni... Kelimelerin yukaıdakiler gibi can alıcı olmaz... Kelimeler tüketildi yavaş yavaş hani sıkılcak olsa damla damla dökülerim...

Şimdi ben bu kadar sevme diyorsun... Bunun için söz veremem sana... Her şeyi isteyebilirsin... Buna ayrılıkta dahil... Ama sevme beni... Sen bunu becerebildin mi... Severken sevmemeyi... O zaman lütfen bana da öğretebilirmisin? Belki de en çok buna ihtiyacım var... Kırıyorsun... Gene yapışıyorum... Alınıyorum... Geçiyor... Canımı yakıyorsun... Sevgim yetişiyor söndürüyor... Dayanamıyorum... Sabrım devreye giriyor... Üzgünüm kimse severken, sevmemeyi öğrenemedim... Öğrensemde zaten ne beynim kabul eder, ne yüreğim...Evet seviyorum ama hastalık derecesine değil... Bu seni korkutmasın bulaşıcı hiç değil...

Çok sevdi bu yürek, seven bütün yüreklere de elinden geldiğince ev sahipliği yaptı... Kabul ama bu kadar çok kalman için direnmedi.... Sen farkında değildin ama tüm anahtarlar senin avuçlarının içindeydi... Bir türlü açman gereken anahtarı bulamadın her nedense... Buldun da çevirmeye cesaretin yoktu sanırım... Denedin mi... Yok bundan adım gibi eminim... Sen verdin mi anahtarlarını yok... Güvenemedin her nedense sevgiye...

Sevmek güç verdi bana... Yaşam kaynağı oldun... Işık oldun aydınlattın dört bir yanı... Güneş oldun ısıttın... Çoğu karanlık gecelerimin sebebi oldun... Oldun bir yıldız gibi doğup gene kaydın yüreğime... Kelimelerime ilham oldun bazen... Bazen ...Renkleri sevdim... Umudu öğrendim... Hayel kurmayı... Gözyaşlarını öğrendim... Bir mendile ihtiyaç duymadan kendi kendime silmeyi öğrendim...Bir omuza yaslanmadan ayakta durmayı öğrendim...Kaybımın sevginle ölçülmeyecek derece büyük olduğunu öğrendim... Şimdi seni kaybetmek benim canımı yakar derinden ama ... Öldürmez korkma...Ölmek bu kadar kolay olsaydı... Şimdi bu satırların yerinde kuru hatıralarla anan bir kaç dostan başka kimse olmazdı... Belki de varlığımdan bile haberin olmazdı...

Yok önüne çıkan her şeyi yok edemezdim... Sevdiklerinle karşıma çıktın kaç kere... seviyorsa mutluysa hayat onun hayatı... Eğer yaşamak istiyorsa bırak yaşasın... Seviyorsa bırak doyasıya sevsin... Sevmenin ne demek olduğunu ancak o zaman anlayabilir dedim... Başka yüreklere ev sahipliği yaparken sustum...Tek sebebim uydu... Sanma aldırmdım... Sanma canım yanmadı... Ama kolay görünen yolu seçtim ve susdum... Ve dinledim... Neden nedenini anlasaydın... Kelimelerim başka türlü yola çıkacaklardı san doğru... Hizzaya girmiş... Sana koşarak defalarca başa dönerek SENİ SEVİYORUM diyerek gelecekler... Yüreğine çarpıp her defasında daha da yoğunlaşarak kıracaklar girmek için kendilerine yol bulacaklardı...

Gerek yoktu ki içimdekiler o kadar derindi ki... Gelenler o kadar derinden geliyordu ki... Çoğu zaman sevgili sen... Sen bile duyamadın sesimi...

Sevdim işte ... Sevmenin ötesi yoksa... Ötesini de geçdim... Evet yoruldum... Belki de farkında olmadan yordum seni de senin için... Ama kimse ölümsüz değil bir gün elbet öleceğim... Söz işte o gün seni bırakacağım... Ama üzgünüm sevmeye devam edeceğim... Senlisensiz sevdalara şahit yüreğim ve gözlerim... Sevdim işte ötesi yok.. Sevme diyorsun ya... Yüreğime geçiremiyorum ben bu sözü...

 

 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..