Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Seven erkek aldatabilir!

Seven erkek aldatabilir!
 

sacitaslan.com


Bir söz vardır. "Seven kadın aldatmaz" derler. Ama eşini seven erkek aldatır mı? Meslek yaşamım boyunca her türden insanlarla tanıştım. Bunların çoğu da iş adamlarıydı. Bu insanlar zaman zaman iş dışındaki özel yaşamlarını,  tam tabiriyle zamparalıklarını anlatmaktan zevk duyuyorlardı. Bu durum nedense erkeklerde övünç meselesi olarak ön plana çıkıyor. Bu tip erkeklerin en büyük avantajı ise kadınlara karşı maddi bakımdan cömert olmalarıydı. 

Peki bu adamlar eşlerini sevmiyorlar mıydı? Uzun yıllar süren evliliklerde zaman içersinde eşiniz sizin ayrılmaz bir parçanız oluyor. Tabii ki onun başına kötü bir şey gelmesini istemiyorsunuz. Yıllarca çocuklarınıza ve size karşı fedakarca davranmış, iyi ve kötü gününüzde yanınızda olmuş birini sevmez misiniz?  Normal şartlarda hiç bir koca böyle bir eş kaybetmek istemez. 
 
Gözlemlerime göre en çok ilgimi çeken neydi biliyor musunuz? Eğer bir iş adamının çalışma masasının üzerinde eşinin ve çocuklarının fotoğrafı varsa, o kişi kesinlikle eşini aldatıyordu. Hem de defalarca...Nereden mi biliyorum? Kendileri anlatıyorlardı da ondan...
 
Bu insanların hangi görüşe sahip oldukları hiç önemli değildi. Kendisinin dindar olduğunu söyleyen, eşini ve kızını kapatan ve ağzından Allah kelimesini eksik etmeyen biriyle yaptığım bir sohbet sırasında  kendisi bana aynen şunları söylemişti:
 
"Müdür bey ya...Bir gün Allah'ın emriyle seninle bir zamparalığa gidelim."
 
Zamparalık dediği de, yabancı kadınlarla para karşılığı girilen ilişkiydi. Bu söz karşısında kendisine "Sen beş vakit namaz kılıyorsun. Zina yapmak günah değil mi? dediğimde, bana cevabı aynen şöyle oldu.
 
"O iş başka, bu iş başka"
 
Bir gün yine bir iş adamıyla konuşuyorum. Bu iş adamlarının şöyle bir uygulamaları vardır. Mal varlıklarını hep karılarının üzerine yaparlar. İş konusunda herhangi bir icralık durum olduğunda kendi üstlerinde hiçbir gayrimenkul bulunmadığından, iflas etseler bile, mal varlıklarını korumak amacıyla bu yolu seçerlerdi. Tabii, 2002 yılından sonra mal birliği rejimi çıktıktan sonra mallarını kaçırmak için neler yapıyorlar? Bilmiyorum.
 
Neyse bu adam kendisine bir dost tutmuş. Dost dedim de, ikinci kadınlar için kişinin durumuna  göre değişik terimler kullanılır. Örneğin, kırsal kesimde "Kuma", orta kesimde "Dost", sosyete de "Metres", aydın kesimde ise "Sevgili" gibi. Dostuna da ayrı bir ev açmış. Evi dayayıp döşemiş. Yani ikinci bir eş, yani aynı anda yaşanılan ikinci bir hayat. Ama adamın gözü hâlâ dışarda. Bana aynen şöyle diyor. "Bazen bu da sıkıcı oluyor. Haftada birkaç kere de üvertür takılıyorum" Yani günü birlik, - artık para karşılığı mı yoksa, bulunduğu ortamda uygun kadınlar olduğundan mı, o kadarını sormadım -kadınlarla birlikte olduğunu anlatıyordu. 
 
Ama bir gün karısı adamın bir dostu olduğunu hâtta, dostunun evinin adresini bile öğrenmiş. Kadın, adamın dostunun evine gidiyor. Konuşmak istediğini söylüyor. Ama ikinci kadın çok pişkin. Adamın karısına "Biz bu evi kendi zevkimize göre döşedik" gibi söylemlerde bulunuyor. Kadın da "Öyle mi?" diyor ve akşam geldiğinde kocasının bavulunu kapının önüne koyuyor ve adamı eve almıyor. Zaten bütün mal varlığı kendi üzerinde. Adam günlerce karısının kapısında yatıyor. Ona kendisini ne kadar çok sevdiğini anlatıyor, ama nafile... Eeee, kendi düşen ağlamaz.
 
Yine bir adam vardı. O zamanın parasıyla trilyoner. Adam 63 yaşında ama haftada en az iki defa para karşılığı genç kadınlarla birlikte olurdu. Adamın eşini de tanıyorum. Dünya güzeli bir kadın. Bir kızları ve bir oğulları, hatta kızından bir de torunu vardı. Adamın zamparalık yaptığını karısı da biliyordu, ama pek umursamıyordu. Kadın kendisini çocuklarına ve torununa adamıştı. Ama Allah'ı var adam Ramazan'da çapkınlık yapmazdı. Peki "Ramazan ayında ne yapıyorsun" diye bir soru sormuştum. Bana verdiği cevap çok ilginçti.
 
"Ramazan ayında evdekiyle idare ediyorum."
 
O adam 3 yıl sonra vefat etmişti. Ama sanıyorum öldüğünde bile gözü hala çöplükteydi. 
 
Bende bu gerçek öykülerden o kadar çok var ki, hangisini anlatsam? Hele isim vererek anlatsam, o zaman magazin dünyası bile çalkalanır. Çünkü çoğu da tanınmış kişiler....
 
Yani kim ne derse desin, parası olan erkek, eşini sevse bile aldatıyor.
 
 Acı ama gerçek....
 
 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..