Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '14

 
Kategori
Futbol
 

Severim Marcus Merc'e Futbol Uzmanı diyenleri

Futbol basit bit oyundur. Futbol bireysel bir oyun değildir. Takım oyunudur. Örneğin teniste son sayılarıda almak gerekir maçı kazanmak için. Ama futbolda öyle an gelir ki kazananın değişmesi mümkün olmaz. Sahaya kimi sürersen sür, ne yaparsan yap sonuç değişmez.

Dünyada bir sürü takım var. Futbola büyük para ayrılıyor. Örneğin Türkiye'de solbek yetişmiyor. Aslında böyle bir durum yok ya böyle olduğunu sanıyor bazıları. Ve ortalık yerde söylüyor düşüncesini kimseden korkmadan! Sonra Dany diye bir oyuncuya 3,5 milyon euro verilip transfer ediliyor Chedjou diye bir başkasına 6 milyon euro ödeniyor.

Bu saçma sapan transferleri yapan adamları değerlendirenler, Marcus Merc futbol uzmanı diyor. Marcus Merc eski bir Alman Hakem. Top oynamış mı? Topa vurmayı yön vermeyi muhtemelen bilmez. İyi de neyin uzmanı? Ona uzman diyenlere sormak daha doğru herhalde.

Arsenal savunmasında yer alan Sagna bir dünya para istiyormuş GS ye gelmek için. Adam 30 yaşında ve muhtemelen bir, belki iki sene oynayabilecek ama istediği kontrat 4 yıl. Toplamda 30 milyon euro istiyor. Bizim yönetenler, uzman ya!  Ona vermeseler, benzerine verirler bu parayı.

Yahu bu oyun takım oyunu değil mi? Diğer adamlara ne verecekseniz?

Futbolun temeli savunmadır. Bu futbolu bilen ve biribirini anlayan adamlardan kurulu bir savunma oluşturmayı gerektirir. Daha üç gün önce İsveç maçında fahiş hatayla gol yediren Semih'in Yunanistan'ın Brezilya biletini kestiğini anlayamayan adamlar bu ülkede uzman. İyi ki doktor değiller nufusumuz ciddi azalırdı.

Semih konuşmalarında Bülent Korkmaz'ı örnek aldığını söyler. Bülent rakibi bozan bir savunmacıdır. Futbol kalitesi vasata ulaşmamıştır. Onun çok defa milli olması iyi futbolcu olmadığını değiştirmez. İyi savunmacı eski FB li Yılmaz Şen dir. Ondan sonra bayrak FTerim'e geçer. Bu iki oyuncu da ortasahada oynadıktan sonra geriye çekilmişlerdir.

Bu iki adamdan sonra Türkiye'nin gördüğü en iyi defans adamı Gökhan Keskin dir. Gökhan da genç takımlarda geride oynasada A takımdaki ilk yıllarını orta saha oynayarak geçirmiştir. İyi bir defans adamı orta sahada pişmeden iyi olmaz. Aldığı, kestiği topu takımına en uygun yere gönderemeyen, dan dun yapan defans adamı takımına zarar verir.

Türkiye'ye gelen en iyi yabancı ya da heykeli dikilen tek yabancı Alex de Souza takımının savunmacısı Diego Lugano'nun futbol bilmediğini söyler. O da Bülent Korkmaz'ın yabancı versiyonudur ve her ikisi de takımlarına katkı yaptığını söyleyenler yanlış yapmazlar.

Defans adamının nasıl oynayacağına neleri yapıp yapmamasına dair uyaraları TD yapması gerekir. Bizim şampiyonluk mücadelesi yapan takımlarımızda ele gelir bir tane stoper olduğunu söylemek zor ötesidir. Bu durum nedeniyle Semih, milli takımda sürekli şans bulmaktadır. Stoper sağ veya sol olsun (tabii neden tek ayaklı olduğu başka soru) aldığı topu, hatta alması gereken topu takım arkadaşına vermeyi bilmelidir.

Bizim takımlarımızda kaç tane görevini bilen stoper oynuyor? Bu oyuncuların görev tanımları yapılmış mı? Bu oyuncuların nitelikleri belirlenmiş mi? İki yıldır şampiyon olan GS de üstat, en çok bilen FTerim önce Dany sonra Chedjou transferleri yaptı. Önceden Gökhan Cam vardı. Hakan Balta da kadrosundaydı. Ancak nedendir bilinmez bu noktada FMelo yu denemeyi düşünmedi. Hatta onun yanına Selçuk'u da çekerek sağlam bir savunma oluşturmayı hiç denemedi. Sanki oynadığı yıllarda kendi geçtiği yolları unutmuş gibi.

Biz bir futbol ülkesiyiz. Ancak takımlarımız bir futbol karakteri kazanamadı henüz. Çok kolay gol yiyiyouz. Örnek İsveç maçında olduğu gibi. Ya da Macaristan maçında 78 ci dakikada yediğimiz gibi basit goller ile kaybettiğimiz önemli turnuvalar var. Adam yetiştiremiyoruz. Arda artık olgunluk çağına geldi, arkasından gelen oyuncu yok. Biz tartışıyoruz kaç yabancı olsun diye. Aslında bakmamız gereken neden biz oyuncu yetiştiremiyoruz. Neden FTerim gibi bir imparator Semih diye bir oyuncu çıkarıyor ve o milli takımı yakıyor? Biz bu soruları soramıyoruz bile. Sorsak, yanıt da bulacağız ama soramıyoruz.

Ligimiz var, yayıncı kurumumuz var ve ödenen büyük paralar var. Ama bir tane hakem yok sanki Türkiye'de. Almanya'dan alıyoruz. Üstelik adam Türkçe de bilmiyor. İnsanlarımızı kandırdığımızı sanıyoruz adam takımlara eşit uzaklıkta diyerek bu izansızlığı izaha çalşıyoruz. Ne kadar para ödüyoruz bu adama? Bu nasıl bir çarpıklık?

Biz savunmacı yetiştiremiyoruz, golcumuz zaten yoktu bu ülkenin yüzünü güldüren Semih Şentürk'ü yerin dibine soktuk. Yunan Gekas a methiyeler düzüyoruz. Bizim futbolumuzu yönetenler ya da yön verenler ve en başta FTerim işlerini işte böyle yapıyorlar. Biz futbola dünyaları harcayan ( dünyanın en büyük ilk on ülkesinden biriyiz) ama en başarısızlardan biriyiz. Bizim ülkemizde 21 milyon öğrenci okullarda okuyor. İsviçre, Belçika ve Uruguay bizim TV izleyicisi olduğumuz dünya kupalarının seri başı. Bizim dördüncü büyük şehrimiz Bursa nufusundan daha küçük Bosna hersek ve Hırvatistan dünya kupasında. Hepsinin nufuslarını toplasan yaşlı, genç, çoluk, çocuk, kadın, erkek hepsi beş ülke nufuslarının toplamı 21 milyon etmezler. Onlar dünya kupsındalar biz TV başında. Ve FTerim, dünyanın en iyi TD lerinden biri.

Biz kaynaklarımızı kariyeri iyi yabancılara veriyoruz gençlerimizi ve çocuklarımızı görmek istemiyoruz. fena halde yanılıyoruz  

  

 
Toplam blog
: 246
: 184
Kayıt tarihi
: 08.09.09
 
 

01.04.1956 doğumluyum. İnsanca yaşamın en önemli değer olduguna inanırım. Paylaşmanın önemine ina..