Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sevgi & Güç

Sevgi & Güç
 

Epey uzun zaman oldu, ağzımıza yapışmız çiklet gibi söylenip durur olduk.

"Adam gibi adam yok ortalıkta ! " veya " Doğru dürüst, aklı başında kadın var mı ki ?

" Kadın şikayetçi " Erkek kadını anlamıyor !

" Erkek şikayetçi " Kadın erkeğe hükmetmek istiyor !

" Doğru kadını /erkeği bulma kılavuzları yok satıyor.Kadın duygusaldır derler, erkek rasyonel .

Kadınlar hiç yoktan duygularını deşifre edebiliyorlar. Erkekleri anlamaya da uğraşıyorlar.

Yalan mı ? Bakın , kişisel gelişim seminerlerine, meditasyon derneklerine, psikolog koltuklarında kimler var ? Gelgelelim erkekler bize daha uzaktalar. İçlerinde kadın ruhundan anlayan bir adet bulmak istiridyedeki inci gibi !


Erkekler basit yaratıklar sanırız ama bence bu ciddi bir yanılgıdır. Onlar kendileri için de muammadır çünkü. Ama bizim gibi duygularını anlamakla vakit geçirmezler. Onlar aksiyon adamıdırlar, duygular onlar için boş laftır. Burda duygularını tanıyan ve onları saklamadan gösterme cesareti olan erkekler bana kızmasınlar. Onlar her zaman olduğu gibi istisnadır. Erkekler bizlere göre basit yaşar ama yapı olarak basit olduklarını söylemem doğrusu. Kadından hem yakınlık bekliyor, hem de korkuyorlar onunla ilişki kurmaktan, aşık olmaktan falan. Lafı bile korkutuyor onları. " Aman aman kalsın " diye kaçışıveriyorlar hamam böcekleri gibi. Hayatları duman oluyor yalan mı ? Eh kadın erkeği vezir de eder rezil de. Kaygılanıyorlar.. Belli çok çekmişler akılsız, bilinçsiz ve ezici kadınlardan. Kadınlığın gücünü doğru algılamayan hatunlardan.
Erkek feminizmi falan duyunca tüyleri diken diken valla. Onlar güç dendi mi fiziksel ya da mali güçten anlar. Ele gelen, göze görünen somut durumlarla başetmeyi bilirler. Şimdilerde zaten bir türlü anlayamadıkları, tanıyamadıkları kadınların artan talepleri karşısında kafaları da iyice karışmış durumdalar ve Marslılar mağaralarına sığındılar. Biz kadınlar da ağzı açık ayran budalası gibi bakakaldık Venüs' den.


Günümüzde kadınlar " N' oldu ki aniden toz oldu, daha dün üstüme düşüyordu, daha geçen gün ona ne hoş duygular yaşattığımı söylüyordu, şimdi ara da bulasın " durumları yaşamaktayız.

Bir türlü anlamıyoruz ki erkek kadını değil ilişkiyi istemiyor. Kadından değil kaçışı belki de onun yükselen kadınlık gücü (!) buna olan neden.

Uzun lafın kısası ne kadın erkeği anlıyor, ne erkek kadını !

Kadınlar " Biz para kazanıyoruz, ekonomik gücümüz de var, özgür ve eşitiz " diyorlar.
Ama mutlu değiller ! Kadınlar iş dünyasında güçlendiler, dizginleri ele aldılar, yönettiler, patron oldular. Herşey oldular ama mutlu olamadılar. Duygusal dünyalarında mutsuzlar hala !

Neden? Çünkü erkek dünyasında varolma savaşı verirken erkek olmadıklarını unuttular. Çünkü doğalarında varolan seçicilik, bağlılık, sevgi ve güven ve bunların oluşturduğu bütünlüğe ihtiyaçları var.

Unutmayanlarsa sürekli bir hayalin peşinden koşup duruyorlar.

Dünya hızla iyi bir kariyere, paraya, güce sahip ama yalnız ve mutsuz kadınlarla dolmakta .

Süreç olarak görünen ise şu ! Feminizm bir çözüm değil bir ara geçiştir. Feminizm 5000 yıllık bir ataerkil topluma başkaldırıştır. O kadar ! Çözüm mü? Var. Ama feminizmle olmaz ! Başka şekilde !

İnsanın doğasına bakın. İnsanın doğası Tanrısaldır. Tanrıysa ne dişidir ne de erkek ! Ama Tanrı hem dişidir hem erkek...

Erkek genetik kodlarında yazılı olduğu şekilde insanlık tarihi boyunca poligamik oldu. Erkek yayılmak istiyor hayata. Hayata kadın gibi bakmıyor. Erkeğin her cinsel ilişki sırasında döllemek üzere hazır ve nazır üçyüzmilyon spermi var. Erkek yaymak durumunda. Kadınınsa her ay döllenmek üzere hazırlanmış tek bir yumurtası var. Kadın seçici olmak zorunda !

Erkek ile kadın birlikteliğe ve sevgi kavramına da farklı bakıyorlar. Erkek doğası gereği " Ben bu kadını seviyorum. Hayatımı onunla paylaşıyorum Ama biraz olsun bir başkasıyla birlikte olmak istersem neden bu kadar kızıyor hiç anlamıyorum ? " diyor. Çünkü tek eşliliğe programlanmamış. Hep ayni kadınla birlikte olmak onun genlerine göre zayıflık . 'Light erkeklik ' yani ! Kadınsa " Ben onu seviyorum, ona bu yüzden bağlıyım, sırf bu yüzden ona sadık kalıyorum, bu ' taş fırın erkeği ' ise beni sevmiyor ki aldatıyor " diyor .

Oysa bilmiyoruz ki, Sevgi ve Güç, bir duygu değil bir boyuttur. Bir varolma boyutu !

Bizi yaratan Tanrı'nın kendini ifade biçimidir.

İnsanlar sevgiyi arıyor. Sevgi dişi enerjiye ait bir özellik. (YİN )

İnsanlar bir yandan da güçlü olmak istiyorlar. Güç erkek enerjiye ait. ( YANG )

Biri diğerinin yerine geçmiyor. Her ikisinin birarada olması lazım.

Yanlış şeyleri güç ve sevgi sanıyoruz. O yüzden her iki cins de mutsuzuz. Mutluluğu yanlış yerde aradığımız için...

Sorun kadın ve erkeğin içindeki mutlak Sevgi&Güç olan Tanrı'yı bir başka kişide ve cinste arama illüzyonundan doğuyor. Kadın erkekteki gücü istiyor, erkek kadındaki sevgiye muhtaç. Eksik hissetmek, boşlukta hissetmek daha tamamlanmadı. Oysa bu iki özellik herbirimizin içinde var. Dışarda aradığımız tüm özellikler içimizde var.


Kendimizde görmek istediklerimizi kendi içimizdeki kişiyi ortaya çıkaramadığımız sürece, hayatımıza giren kişilerde aramaya devam edeceğiz. Kendi içimizdeki sevgilinin, Tanrı'nın gücünü onda görmeye çalıştığımız için. Herkes başkasının gözünde kendi yansımasını arar. Aşk bir anlamda bu değil midir ?

Ama o sevgili o aşık yine biziz ! İçimizde olanı verebiliriz başkasına ancak.. Bizde olmayanı veremeyiz ki !

Herkes kendini sevebildiği kadar bir başkasını sevebilir. Ve ancak kendi gücü kadar bir başkasını güçlü kılar.

Erkek sevecen olduğunu bilmiyor. Bunu bir kadın vasıtasıyla ifade ediyor.
Kadın güçlü olduğunu bilmiyor. Bunu bir erkek vasıtasıyla ifade ediyor.
Oysa bu özellikler içimizde potansiyel olarak var. Ama atıl duruyor. Kullanılmıyor. Bu nedenle içi boş ilişkiler yaşıyoruz.

Dişi ve erkek enerji ( yin ve yang ) dengede olmadıkça, sevgi ve güç birlikte ve eşit miktarda kullanılmadıkça mutluluk zor gibi duruyor.

Sevgiyi yaşayın ve güçlü olun dostlarım.

Mine Kavalalı

 
Toplam blog
: 103
: 2248
Kayıt tarihi
: 26.07.06
 
 

 Hacettepe Üniversitesi'nde Psikoloji okudu. İ.Ü. Gazetecilik mezunudur. Öğrencilik yıllarında İn..