Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '10

 
Kategori
Felsefe
 

Sevgi & mutluluk

Sevgi & mutluluk
 

sevgi için mücadele


İnsan, Sevgi ve Mutluluk

Sevgi; Muhtelif sözlüklerde ki ve değişik kaynaklarda ki yazılı bulunan açıklamalarına bakarsanız her açıklamanın farklı kelimelerle ifade edildiğini, birçok sözcüğü içinde barındıran cümlelerle anlatıldığını görmekteyiz. Böyle olmasına karşılık bence sevgi tanımlanamaz ve anlatılamaz, sevgi bizzat herkesin içinde yaşattığı ve yaşatacağı duygu yoğunlu ve haz alma mutlu olma şeklidir.

Dostların sofrasında kaşık çaldın mı çorbaya

Doldurursun gönlünü sevgiyle doya doya.”

Biz insanoğlu en gelişmiş canlı türüyüz. Bize göre, insanoğlunun içine, özene bezene konan en güzel ve güçlü duygu sevgidir, insanoğlu istese de istemese de bu köklü ve yüce duyguyu içinden söküp atamaz. Atmak istese de gücü yetmez. Amaç, bu yüce ve köklü duyguyu bilmek, anlamak, yaşamak ve yaşatmaktır.

Sevgi çeşitlemelerini sıralarsak eğer;

>anne, baba sevgisi

>evlat sevgisi,

>Allah sevgisi

>vatan sevgisi

>karşı cinse duyulan sevgi

>hayvan sevgisi,

>tabiat sevgisi, gibi aklınıza gelen şeye karşı sevgi duyulabilinir ve bundan mutlu olunur.

Sevgi; insanın ve insanlığın en ulvi, en yüce, en doyumsuz, en güçlü ve bağlayıcı bir ilkesi ve bir duygusudur. O, bütün husumetleri, bütün kinleri, kıskançlıkları, hasetlikleri, kötülükleri yok edecek ve onların yerlerine dostluğu, birliği ve iyiliği ikame edebilecek bir güçtür.

>sevgi vermek’ tir

>sevgi paylaşmak’ tır

>sevgi mutluluk’ tur

>sevgi özveri’dir

>sevgi arzu’dur

>sevgi ilahi bir duygudur

>sevgi bağışlayan’ dır

>sevgi sadakat’ tır

>sevgi dostluk’ tur

>sevgi güven’dir

>sevgi merhamet’dir

>sevgi fedakarlık’dır

>sevgi samimiyet’ tir. Sevgi tüm bu kavramlar karışımı içinde bir iki cümle ile anlatılacak şey değildir. Sevgi kişinin yüreğinde beslenir büyür ve dışarı vurur. Sevgi bir bütün olarak insanı kaplar. Sevginin dili, ırkı, dini, erkeği, kadını, çocuğu yaşlısı genci olmaz. Sevgi evrenseldir. Bütün insanlar Âdemin çocuklarıdır, dolayısıyla insanlık bir bütündür.

İşte bütün bunlar; sevgi denilen mimarın insanın gönlünde, sevgi mabedini inşa etmesi demektir. _ sevgiyi kendimiz yaratmamız gerekir. Kutsal kitaplarda Allah insanlara: “komşunuzu kendiniz gibi seviniz” der. Bu kutsal metinde “ kendiniz gibi” sözünden anlaşılıyor ki, insan öncelikle kendisini sevecek, o sevgiyle gelişerek komşusunu ve başkalarını sevecektir. Kendisine yaklaşmayan, başkasına yaklaşamaz. O insan yalnız insandır.

Sevgi insanları mutlu ettiği kadar, sevgisizlikte insanı mutsuz edip yaşantısını, hayatını alt üst eder. Fırtınaya tutulmuş çınar ağacının yaprağı gibi oradan oraya sürükler. İnsan yaşamı boyunca mutlu olmak için bir şeyleri araştırır durur. Bunda öncelikli gereksinimleri nelerdir. Bunları bulmak için ne tür arayış içinde, düşüncelerinin sonucu araştırdığı şeylerden kaç tanesini bulursa mutlu olur. Aradığı nedir para mı? Huzur mu? Mutluluk mu? Dostluk mu? Aşk mı? Sevgi mi? Nedir aradığı işte aradığını bulduğu anda mutlu olduğunu hissediyor mu? Mutlu olmak için sadece “ben” mi demeli sadece kendini mi düşünmeli, yoksa “biz “ terimini kullanıp mutluluğu paylaşmalımı? Düşünürün dediği gibi “Sevgi paylaşıldıkça büyür.” Sevgiyi paylaşarak yaşamalıyız. Zira sevgi bütün kapıları açan sihirli bir anahtardır. İlk seferinde açılmasa bile yılma tekrar tekrar dene sonuçta hem kilit hem de kapı açılacaktır.

Yusuf Kökdamar dörtlüğünde ne demiş;

Dostum sana da yer var geçecek, bana da

Yol hepimizin

Sana da gül var derecek, bana da

Bahçe hepimizin

Amma sen, hep bana, hep bana dersen

Bencillik edersen yol dikleşir.

Geçilmez olur bahçe dikenden ve çirkinleşir

Hayat hepimiz için sana da mutluluk var yeterince, bana da yaşam hepimizin.

Yaratılışın temelinde sevgi vardır. Her insanın içinde sevgi vardır. Yeter ki insanın içindeki bu sevgiye ulaşılsın, onun ruhuna dokunulsun ve kişi bu sevgisini açığa çıkarsın. Bu nedenle hiçbir fark ve ayrım gözetmeden her insanı sevmek yaradanı sevmek gibi kutsal bir davranıştır.

Bu konuda Yusuf Kökdamar’ın dörtlüğü ne güzel anlatıyor;

Yollarını açık tut gelmek isteyenlere

Kollarını açık tut, sarmak isteyenlere

Gönüller hep açık kalsın, gelen geri dönmesin

Bu dünya sofrasında sevgi yerini alsın.

Sevgi vasıtasız bir içe bakıştır. Bir ruhun diğer bir ruh tarafından görülmesi ve iki ruhun kucaklaşması demektir. Bunu yapabilenler hiç yalnız kalmazlar.

_ İnsan sevdiği kadar yaşar; sevgi bir yaşam biçimidir. İnsanlık mabedini ve sevgi mabedini inşa etmek için, insanlık felsefesi ve telkini; birey’e, birey insanın vicdanına ve gönlüne hitap eder. O takdirde, öncelikle kendi iç dünyamızda kendi sevgi mabedimizi kuracağız. Ama bu kişisel mabed yetmez, ikinci ve ulvi bir amaç olan insanlık mabedinin inşasına girişmek gerekir.

_İnsanları çeşitli farklılıkları dolayısıyla ayırım yaparak ve parselleyerek bir yere varamazsınız. İnsanları dinine, ırkına, rengine, coğrafyasına, zenginliğine, rütbesine, makamına ve iktidarına bakmadan ve ayırım yapmadan seviniz. İnsanı bütün bu unsurlardan soyutladığınızda, ortaya yalın insan çıkar işte sevgi o yalın insanadır.

Hacı Bektaşi Veli gerçek sevgiyi uzaklarda değil de kendi içimizde aramamız gerektiği konusunda derin bir mesaj vermektedir. Hararet Nar’dadır, saçta değil Maharet baş’tadır, taç’ta değil Her ne arar isen kendinde ara Kudüs’te, Mekke’ de Hac’da değil diyen Hacı Bektaşi Veli, her şeyi insanda arayan; Hakk’ı kendi özünde, kendi özünü Hakk’ ta bulan anlayışla, sevgiyi ve bilimi kendisine rehber kılmıştır.

Erhan Sirekin

 
Toplam blog
: 55
: 4108
Kayıt tarihi
: 27.06.08
 
 

Genç emeklilerden olup, hayat denen tiyatro içinde rol alan bir oyuncu gibi yaşamın kıymetini bil..