Sevgi, saygı ve teşekkür...

14 Haziran 2006 tarihinden itibaren Milliyet Blog' da yazmaya başladım. Tam 49 yazı yazmışım, bu yazı ile 50 oluyor. Benim gibi 50 yaşında yazı yazmaya başlayan veya yazma cesareti gösteren bir amatör için çok iyi bir sayı.

Milliyet Blog'dan önce yaklaşık 10 haber sitesinde ve iki yerel gazete de "Köşe yazarı" olarak yazılarım yayınlanmaktaydı. "Köşe yazarlığı" demek âdet olmuş. Köşe yazarlığı öyle kolayca oluverilen bir şey değildir. Bu mesleğe yıllarını vermiş üstatlarımıza karşı haksızlık etmek istemem. Neticede ben amatörce duygularımı ve düşüncelerimi yazılara döküyorum. Sanırım 120 civarında yazım yayınlandı.

İlk yazım Prof. Dr.Yaşar Nuri Öztürk'ün "Depremin Gösterdikleri" isimli kitabında yayınlandı. Ancak bir köşe yazısı şeklinde ilk olarak Ulus Gazetesi'nde çıktı. O bildiğimiz eski Ulus Gazetesi. Hani rahmetli Bülent Ecevit'in de bir dönem köşe yazarlığı yaptığı gazete.

AB özel sayısında başta Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk olmak üzere pek çok değerli köşe yazarı ile birlikte benim de bir yazım yayınlanmıştı. Bu benim için inanılmaz bir duyguydu, büyük bir onurdu.

2005 yılında yeni imtiyaz sahibi Sayın Oktay Çetinel gazeteyi canlandırmak istedi ve bizlere de bir fırsat verdi. Ancak yüksek maliyet nedeniyle dağıtımını Halkın Yükselişi Partisi'nin (HYP) bağlantıları vasıtasıyla sağladık. Bu böyle bir kaç ay devam etti. Sonra bırakmak zorunda kaldık. Buradan bana bu fırsatı veren Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk'e ve Sayın Oktay Çetinel'e de yazılarımı okuyarak imlâ hatalarımı düzeltme konusunda bıkmadan bana destek verdiği için sevgili Canan Öztürk’e çok teşekkür ediyorum.

Milliyet Blog'da kabul edilmem ise ayrı bir sevinç kaynağı. Önceleri bazı siyasî yazılarım yayınlanmadı. Ama şimdi yayınlanıyor. Sanırım dilimi biraz törpüledim. Yazı yazmak neyse de yazıya resim bulmak için bazen saatlerce Internet'te gezmek zorunda kalıyorum. Uygun bir resim bulunca da çocuklar gibi seviniyorum.

Yazı bitti, resim bulundu ve yayına alındı... Şimdi beklemek zamanı.

Acaba yayınlanacak mı? Acaba Milliyet Blog'un baş sayfasında yayınlanır mı? Baş sayfada yayınlanınca okundu sayısı çoğalıyor çünkü. Saat başı sayfaya girip çıkmalar, yayınlanınca sevinmeler; sonra yine tekrar tekrar girip acaba kaç kişi okudu diye bakmalar...

Bir kaç gün geçince bu sefer de "Acaba yazıya yorum var mı; mesaj gelmiş midir?" heyecanı. Hele bir de yorum ve mesaj geldiyse o gün deymeyin keyfime...

Evet, amatörce de olsa yazı yazmak çok güzel bir duygu; beni rahatlatıyor. Etrafıma ufak da olsa bir şeyler verebiliyorsam ne mutlu bana. Gelen yorumlardan biraz da olsa bunu başardığımı görüyorum.

Bu vesileyle; yazılarımı okuyup mesaj ve yorum gönderen arkadaşlarıma, Milliyet Blog'da yazan ve bana mesaj ve yorum gönderen Blog dostlarına ve tanıdığım tanımadığım herkese buradan çok teşekkür ediyorum. Onlara sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Tek tek cevap veremediğim için de özür diliyorum.

Milliyet Blog' da bizlere bu fırsatı veren tüm yetkililere ve yazılarımızı didik didik okuyarak yayınlanmasını sağlayan tüm editörlere de teşekkürü bir borç biliyorum.

Amatörce de olsa yazılarımızın birer umut, sevgi, ışık ve neşe kaynağı olmasını diliyorum.

Sevgi, saygı ve selamlar.