Sevgi daha mı çoktu o zaman?

http://etext.virginia.edu

Benim öğrenci olduğum yıllarda da okulda para toplanırdı, karne parası mesela…

Evdekilere söyleyince, ses çıkartmadan verirlerdi…

Arada ben bir şeyler uydurur, “okuldan para istiyorlar” derdim… Bizimkiler yalanımı yakalar da safa mı yatardı, yoksa gerçekten inanırlar mıydı bilmiyorum! Yine verirlerdi…

Okuldan para istendi mi vermek lazımdı anlayacağınız…

Beslenme saatinde, annelerimiz sıra ile poğaça, börek yapar, kapıyı gülen yüzleri ile vurur, ellerindeki tepsileri öğretmen masasının üzerine bırakır… “ Afiyet olsun” der giderlerdi…

Sahi bir de “ tepsileri unutma!” diye tembihlerlerdi…

Çantanı sırtına asacaksın, tepsileri birbirine vurarak eve gideceksin, tepsiler yamulacak, evde…

&&&

Hani öğretmeni “temizlik parası” yazmıştı ya bir öğrencinin koluna!

2 TL’yi getirememişti çocuk, hani babası da işsizmiş… Fakirlermiş be işte…

Sen ensesi kalın birinin çocuğunun koluna yaz bakalım o mesajı da göreyim senin yüreğini!

Sıkıysa yaz!!!

Yaz da gör başına neler geliyor!

&&&

“ Temizlik parası getirecektin hani bu gün?”

“ Annemden istedim… Yokmuş!”

“ Nasıl yokmuş?”

“ Annem dedi ki, öğretmenin kızarsa babanın çalışmadığını söyle dedi…”

“ Başka şeylere gelince, para buluyorlar ama!!!”

&&&

Ben ilkokuldayken herkesin babası aynı parayı kazanıyor, zannederdim… Hepimiz siyah önlük giyiyorduk ya! O bakımdan…

Kimisinin kalemi, silgisi daha güzel, ayakkabıları daha renkli olurdu!

Ayakkabı dediğin de ne?

Bu kadar marka yok ki o zaman…

Ya Panter ya Esem…

&&&

Yılmaz Erdoğan’ın şiirindeki gibi, bahar aylarında yılda bir defa pikniğe götürürlerdi bizi, kıçımıza platonik dikenlerin battığı olur muydu? Anımsamıyorum!

Keyifli olurdu.

Adı üstünde “piknik” yahu güzel olmaz mı hiç!

&&&

Bak, bir şey söyleyeyim mi?

Bizim öğretmenlerimiz, sadece bir öğrencinin değil…

Bütün sınıfın temizlik parasını cebinden verirdi de, temizliği bile kendi yapardı da, bırak küçücük çocuğun koluna mesaj yazmayı, lafını bile etmezdi be!!!