Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '13

 
Kategori
Deneme
 

Sevgi denilen sahte yeryüzü Tanrı’sının pençesinde insanlığın tükeniş sendromu

Sevgi denilen sahte yeryüzü Tanrı’sının pençesinde insanlığın tükeniş sendromu
 

Nerede kan ve gözyaşı varsa orada sevgi var; aksilik bu ya sevginin olduğu yerde kan ve gözyaşı var, nefret dağları bile daha temiz. Hayatım boyunca sevgiyi ve sevgi duyanları izledim; iyiliklerinden ve güzelliklerinden asla emin olamadım. Din olmasaydı daha mübarek olurduk, sevgi olmasaydı daha insan olurduk. Kancık karı ikiyüzlülüğünde bu sözde yeryüzü Tanrısının elinden kurtulmalıyız ve insanlığı da kurtarmalıyız.

Sahte sevgi yok, sevginin kendisi sahte. Net olmayan şeylerden daima uzak durun, sevgi net değil; bu nedenle biz insanoğluna duyulan/hissedilen değil dokunulan sevgiyi öneriyoruz ki bu aşktır. Ola ki aşk mümkün değil, hoşlanma olsun. Hoşlandığınız kişiye karşı duygularınız bile sevgiden daha samimidir. En büyük yanılgı sevginin aşkla karıştırılmasıdır; sevgi aşk değil hatta aşka engeldir.

Bugün belki bu konudaki doğruları yazamayacağız; çünkü bizim kafamız da sizinkiler gibi karışık. Ama artık insanlık bu ne idüğü belli duygudan kurtulmalıdır. Ben bunları yazsam ne olacak, sevgi yalanı insanların iliklerine kadar işlemiş. Sevginin aşka ve insanlığa bağlanan iki yönü var. Aşka giden yönü aşkı, insanlığa giden yönü de insanlığı öldürüyor. Ne kadar geniş bir güneştir ki her şeyi kapsamak ister. Havada bulut hesabı, etkisiz güçsüz; cümlede adı var, dillerde tadı yok.

Sevgi uydurma bir kavram; yüreğimizde, ruhumuzda karşılığı yok. Siz hiç yatakta öldürülen duydunuz mu? Ama ya pınar başında… Bu dahi sevgi ile aşk arasındaki farkı gösteriyor. Sevgi gerçekte olmayan bir şey; hayalinizi anlatsanız bile sorun çıkabilir. Ama aşk öylemi, beğenirsen yatarsın, beğenmezsen güle güle. Aşkta yalan mümkün değildir; neyini yalan söyleyeceksin, tenin arzusu ortada, hoşuna gitmeyen armudu yemezsin. Ama sevgi kırk yalan Memiş; bu kadar yalanı kaldırabildiğine göre mayası yalandan kurulu demek ki.

Sevgi niye böyle… Yardımı anlatır yardım etmez; etse de beklenti ya da art niyet vardır. Dürüstlüğü anlatır en fazla yalan sevgi konusunda söylenir. İftira eder, yargılar, sorgular, acımadan öldürür; affetmez; çünkü ihanet diye kırmızıçizgisi vardır. Çünkü dinle, ahlakla, namusla, onurla bağlantılıdır. Bunların her biri ölümcül bir silahtır. Oysa yataktakinin ahlakla işi olmaz. Olsaydı yatağa girmezdi. Yatak kurtuluştur; yatak insanoğlunun cennetidir.

İnsanların kanına o kadar girer o kadar etkilidir ki yanlış olduğunu asla düşünemezsiniz. Kerim Korkut’a kadar sevginin eşleştirildiğini belki de duymadınız. Silahları vardır ve hepsiyle sizi rahatlıkla yok edebilir. Örneğin güven… Sevgi söz konusu olunca güven mutlaka vardır. Seven yalan söylemez. Seven samimidir. Seven merhametlidir. Seven kötülük düşünmez. Bizi albatrosun şeytanları mı şeapıyor tövbe tövbe…

Ama işte bu da aynı din gibi elastiki,  ne tarafa çekersen o tarafa gidiyor. “O dediğin sahte sevgi…” E o zaman bize bir de gerçeğini göster bari.

İnsanlar için düşündükleriniz, insanlarla ilişkileriniz böyle sevgi yalanı sevgi masalı değil, gerçek davranışlar üzerine olmalı. Adama yardım edeceksen “Ben ona acıyorum, yardıma ihtiyacı var, yazık…” gibi aşağılayıcı laga luga etmeler yerine götürür verirsin. Ve bunu merhametine, insanlığına falan bağlamazsın.  Hatta durumu düzelince geri almak üzere ver daha iyi.

Oysa sevgiyle yapılan şeylerde aşağılamayla karışık bir acıma vardır. Sevgi gösterdiğin kimselerin mutlaka sevgiye ihtiyacı vardır, onlar yetim çocuktur sanki. Sevgi dilenciye sadaka vermek gibi bir şeydir. Karşılığı olmayan şeyler insanı küçük düşürür. Aşkta ise karşılıklı menfaatler vardır. Bedelini ödemediğiniz hiçbir şey sizi mutlu etmez.. Karşılıksız sevgi sahtekâr insanların koskoca bir yalanıdır.

Doğru olan aşktır, beğenmektir, hoşlanmaktır. Zoraki sevgi olmaz. Merhamet duygum nedeniyle bu insanları seviyorum diyemezsin. Merhamettir bu, sevgi yoktur. İnsan sevmediği birine de merhamet edebilir. Sevgi işte böyle her şeye karışır, her taşın altından çıkar. Bir şeye de yaramaz. Sizi seven sizi bırakıp gitmiyor mu, dövmüyor mu, öldürmüyor mu?  Ama tabi aşkın sevgiye dönük yüzü de sorunlu. En doğrusu beğenme hoşlanma, karşılıklı mutluluk anlamında birbirlerinden yararlanma. Ne aldınsa onu verirsin. Sevgide ömrünü veriyorsun, bir şey yok.

Sevgi yeryüzünde insanlığın mutsuzluğun en büyük nedenidir. Bana sevgi duyma kardeşim. Doğru davran, hakkımı ver yeter. Ben senin üstelik sahte ilginden, sevginden bunalıyorum; elimi sıkman yeterli, boynuma sarılma! Bir insan sevgiden nefret eder mi, nefret ediyorum. Yarım asırlık ömrümde bu sevgilerin bir tanesinin bile samimi olduğunu görmedim.

Siz de en büyük acıları sevgi yüzünden çekiyorsunuz… İnsanlarla aranızda böyle bir duygu olmasın; sevmeyin insanları ya! Sevgi dediğiniz şey yılışık, maske, içten gelmiyor; gelemez çünkü ruhumuzda kalbimizde karşılığı yok, uydurma. Sevgi saçmalıklarını aşmış kişilerin kavga ettiklerine inanmıyorum. E tabi çünkü sevgi olmasa nefret de olmayacak. Birbirlerini doğuruyorlar.

Bizim sitemizde de insanların ağzından sevgi sözcükleri sular seller gibi akıyor. E tabii ki gerçek değil, sanal sevgi yalan sevgi, görmeden sevgi mi olurmuş. İnsanların birbirlerini görmeleri çok önemli. Valla görmediğim kişi benim hiçbir şeyim değildir.

Yani sevgi bütün bunlara müsait… Katile bile duyabiliyorsun. Sözde herkesi ve her şeyi kucaklıyor. Ellerim boşta kaldıktan, yüreğim üşüdükten sonra kucaklasa nolur. Elimi tut, yanımda ol sevgin olmasın daha iyi. Sevgi aciz insanların ihtiyacıdır. Yanınızda yörenizde it köpek birileri olsun sevgi falan duymayın, sevgi de neymiş!

Bu konuda söylenecek çok şey var. Bu, sadece konuyu açmak anlamında bir ön değerlendirme. İleriki zamanlarda daha detaya inen analizlerimiz olacak.

  

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..