Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Sevgi emek ister

Sevgi emek ister
 

Sevdikleriniz vardır ama tam olarak sırlarınızı paylaştığınız, özlediğinizi açık yüreklilikle söylediğiniz, o’nu görmediğinizde yüreğinizin "pıt-pıt" attığını hissettiğiniz biri, yani gerçekten sevdiğiniz olmayabilir. Çünkü sevmek zordur, sevmek için önce aşka, sevgiye inanmamız gerekir. Bunlar olmadan sevgi olmaz.

Sevgi konusunda bazı yanlış inanışlar vardır. Mesela evlilik aşkı, sevgiyi öldürür derler. Bu koca bir yalandır. Sevgide son yoktur ve sevgi bitmez. Sadece azalır fakat daha sonra saygı olarak devam eder. İsterseniz kabül etmeyin, biten sevgi olmaz, sadece bitmiş gibi görünen sevgiler vardır. Vazgeçiş olur, bu bitiş demek değildir. Bence vazgeçiş de yoktur, sadece vazgeçmiş gibi görünmek vardır. Birinden vazgeçilse de içimizde, yaşadığımız anılar, ufak da olsa sevgi kırıntıları kalabilir.

Vazgeçtik diyelim. Peki yeni bir sevgi bulmamız için ne yapmak gerekiyor? Önce istemek lazım, sonra da beklemek. Beklemeyi de bilmeliyiz. Çünkü beklemek de güzeldir, insan zaman kazanır, bu da bir çeşit ilaç olabilir. Fakat beklenti içinde olup da, ille de sevdiğim birini bulacağım diye, aşırı arayış içinde olmamıza gerek yoktur. O kendiliğinden çıkar gelir bazen. Bir gün bir bakarsınız karşınızdadır. Nihayetinde, sevdiğiniz birini bulmuşsunuzdur. Onu kendimizden çok düşünüyorsak, olduğu gibi kabül edebiliyorsak, o zaman tek kalp, tek bir yürek olunur. İş de o zaman gerçek sevgiyi bulmuşuz demektir.

Sevgiyi bulmanın kuralları vardır da, aynı şekilde sevgiyi devam ettirmenin kurallar yok mudur? Vardır elbette. Mesela olmazsa olmaz bir kural vardır. Bu da sevdiğimizi anlamakdır. Karşımızdakini anlamadan tanıyamayız, tanıyamazsak sevemeyebiliriz. Kendimizi karşıdakinin yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışabiliriz. Bunu yapmak zor değildir. Yaparken de; sevdiğimiz kişiye benzemek, onunla özdeşleşmek durumunda olmamız gerekmez. Sadece karşımızdakinin bakış ve düşünce tarzını anlamaya çalışmalıyız. Başarabilirsek, onu daha iyi anlarız. Bunun adına empati diyorlar. Güzel bir bayansınız, eşiniz, sevgiliniz sizi başkalarından kıskanıyor, giyiminize dikkat etmenizi istiyor olabilir. Bayan bunu kendinin kısıtlaması olarak algılayabilir. Oysa erkek aşırı sevginden yapmakdadır. Bayan bu durumu anlayabilirse, karşındaki erkeği daha iyi sever, anlamazsa onu çağdığı kalmış, kendini kısıtlamaya çalışan biri olarak görür o zaman da çatışma ve de sorunlar başlar. Bu şekilde yanlış anlama, önyargılı yaklaşma nedeniyle insanlarla ilişkilerimizde çoğu zaman problem yaşarız. Bunun da çaresi, İLETİŞİM, yani oturup konuşmakdır, ama gidip konuşmayı diz çökme, ayağına gitme, gururundan taviz vermek olarak görüp bunu yapmayız. Bunları karşı tarafın yapmasını bekleriz. Karşı taraf bunu yaptığı zamanda, gelip ayaklarımıza kapandığını, kendine mecbur olduğunu söyleyip, yangının üzerine körükle gideriz. Oysa yapmamız gereken bu değildir. Bize bir adım yaklaşana iki adım yaklaşmalıyız.

İnsan insana acı vermekden sanki zevk alıyor. Sevgi kavramı kayboluyor. Önyargılarımız bizi esir ediyor. İnsanlarla iletişim sorununu halledemezsek, yıpranırız. Aslında tek sorun budur, yani iletişimin olmamasıdır. İletişim olmadan anlaşma, anlaşma olmadan sevgi, sevgi olmadan saygı olmaz. Herkesin bir gerçek sevdiği vardır. Ama bakmasını bilen bunu anlar. Unutmayalım, sevgi vardır, ama idamesi için emek gerekir.
 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..