Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '07

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Sevgi sağlıktır

Sevgi sağlıktır
 

Sevgi herşeyden önce, " ruh sağlığı " için gereklidir, sevgi duyan, sevgi besleyen, sevgi veren, sevgi alan insan sağlıklıdır. Seven insan huzurlu ve mutludur. Sevgi dolu olan insanın ruh sağlığı iyi olacağı için vücut sağlığı da iyi olacaktır. Artık tıp otoriteleri de kabul ediyor ki, hastalıkların en büyük nedeni strestir. Hepsinin ortak söylemi; " stresten uzak durun " , oluyor artık.

Sevin!

Kendiniz için sevin hiç olmazsa, sevin ki mutlu ve sağlıklı kalın!

“ Sevgi her kapıyı açar ” demişti bir dostum. Denedim olmadı! Açılmadı kapılar. Vazgeçmedim, denemeye devam ettim, çünkü “ Sevgide ısrarlı olunuz ” diyordu başka biri. Israr ettim sevgide, yine açamadım kapıları. Ama açmak zorundaydım. Bu sefer “ Taş mı sert, su mu? ” sorusunun yanıtını öğrendim; “ su yumuşaktır ama, sert kayayı sabırla, sebatla vura vura oyar ”. Demek daha sebatkar ve ısrarlı olmalıydım.

Günler geçiyordu, yani ömür… Bu kapalı kapıların önünde daha ne kadar bekleyecektim? O kapılar açılmadan yaşamımı istediğim gibi, “insan” gibi sürdürmem olası değildi.

Dipsiz kuyulara atılmış taşlar gibiydi sevgim, ne bir ses, ne bir yankı, ne bir cevap geliyordu.

Mevlana’ yı okumaya başlamıştım o sıralar, ” taş yedi bahar görse de yeşermez” diyordu. Ne umutsuz bir durum! Ne olacaktı peki? Yine dönüp dolaşıp aynı noktaya mı gelmiştim?

Mevlana söylemiş olabilir ama ben yine de taşın yeşerdiğini, hatta kocaman bir incir çıktığını görmüştüm taşın içinden. Küçücük bir çatlaktan içeri girmişti, içinde koskoca bir ağacın enerjisini taşıyan küçücük incir çekirdeği ve ısrarla büyümüştü!

Taş yeşermişti sonuçta!

O zaman vazgeçmek zamanı değildi zaman, ısrar etmek zamanıydı. Israr ettim, ısrar etmeye devam ettim. Verdim, verdim… Horlansam da, aşağılansam da, karşılık göremesem de…

Çünkü “ sevgi ” kapısı açılmalıydı, sevgiye açtım. ” Huzur ” kapısı açılmalıydı, huzurlu olmak istiyordum. ” Mutluluk ” kapısı açılmalıydı, mutlu olmayı çok ama çok istiyordum.

“İNSANLIK” kapısı açılmalıydı, çünkü ancak sevgiyle insan olabileceğimi biliyordum.

Yıllar geçti, ama bendeki bu sevda geçmedi.

Bir doğum günümdü, dedim ki o sabah; bu doğum günümde bana bir sürü çiçek gelse ne güzel olurdu. Kapı çalındı, çiçekçiydi gelen!

Bir kucak dolusu pembe karanfil!

Arkası kesilmedi çiçeklerin, o gün akşama kadar çiçek yağdı sanki eve .

Üstelik daha önce onlara hiç çiçek göndermediğim kişilerden.

Anladım ki, sevgiyi vermekte ısrarla olmak lazımmış!

Bir gün mutlaka size dönüp geliyormuş, verdiğiniz sevgiler. Sevgi tüm kapıları açıyormuş gerçekten. Sadece, umduğunuz yerden değil de değişik yerlerden yanıt, yankı buluyormuş sevgiler.

Ektiğim tohumlar, ektiğim bahçede değil de, başka bahçelerde yeşermişti… Rüzgar uçurmuş olacak… Olsun, yeşermişti ya! Kapılar açılmıştı ya!

 
Toplam blog
: 98
: 742
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

Okuyan, gözlemleyen, yorumlayan, öğrenmeye ve öğrendiklerini uygulamaya çalışan; doğayı, insanları, ..