- Kategori
- Anılar
Sevgi sarmalı
Az önce hafif hafif perdelerin arasından süzülmeye başlamış olan, sabahın bu en erken ışıklarına karışmış derin bir mırıltıyla bölündü uykum. Bölündü dediysem de, hani öylesi değil; tam manasıyla da uyanmadım, henüz araftayım...
Daha ben, kimmiş bu saate gelen şu pervasızi? diyemeden; çıplak karnıma sanki okşarcasına dokunanaın senin patilerin olduğunu anlayınca işin aslını da böylelikle anladım... Senin serzenişlerindi bunlar... "hadi sevsene beni "demek için sokulan sendin koynuma.
Ah siz kediler... sizi her ne kadar sevsem de; sizle olamam ki ben...
Neden? derseniz, yanıtı basit: Siz bana çok benzersiniz.
Ehh hal bu olunca; bir evde iki kedi fazla oluyor bu durumda.
Tıpkı sizin gibi bende: "İzin ver seveyim; dokunayım, sarıp sarmalayım seni..." dediklerinde bana; daha o an da patilerimi açıpta itterim ya bunu söyleyeni daha o anda... değil mi ama, talep benden gelmeli ya...
Ve sonrasında... hiç umulmadık bir zamanda, sokulupta o ittiğimin koynuna; "ben geldim... haydi şimdi sev beni" diyen tek ben olmalıyım oysa... Bu anlamda, rekabete tahammülüm yok galiba...
Ama bu defa ki öylesine farklıydı ki; sana bir yazı adama neden oldu.
Sen...sen dün gece, ben seni sevmek için başına ve sırtına uzanmadığımda da izin verdin bana...
Ve bu sabahta; sokulup yamacıma sevdirmek için kendini seçimin beden yana olduğunda; anladım ki, aslında seni isteyin o sevgi sarmalına dahil olmaktı sadece...
Saçlarım sevdiğimin avuçlarında, sen ak gerdanını uzatmış mırıldanırken boyuna ve sen dokunurken karnıma koyduğun ak patilerine aynı anda bana; huzur, sevgi ve mutluluk vardı orada...
Ve bu defa; tam da istediğimiz içtenlik ve ahenkte...
Sevgi ve ışıkla,
Ayna