Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Sevgi yasası

Sevgi yasası
 

Dünya ülkeleri neden jeopolitikalarını herkesin en temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlemiyor?

Bu soruya muhtemelen alacağımız cevap şu yanılmıyorsam; bunu yapıyoruz ya da yapmaya çalışıyoruz.

Bunca uzun insanlık tarihimiz varken verilebilecek cevap sadece bu. Gerçek şu ki, pek fazla gelişme gösterememişiz. Hala ilkel "gemisini kurtaran kaptan" mantalitesiyle hareket ediyoruz.

Doğayı yağmalıyor, kaynaklarına tecavüz ediyor, canlılarını sömürüyor, bu yapılanlara karşı çıkanları ise sistematik olarak "radikal", "komünist" ya da "anarşist" olmakla suçluyor, hapsediyor, öldürüyoruz.

Tüm bunları kendi bencil amaçlarımız için yapıyoruz. Çünkü kurduğumuz yaşam düzenini, başka türlü sürdürmemiz mümkün değil.

Her yıl kağıt için milyonlarca dönüm ağaç kesmek zorundayız, yoksa (örneğin) nasıl gazete okuyabiliriz? Gezegenimizi koruyan ozon tabakasını mahvetmek zorundayız, yoksa saç spreyimiz olmazsa nasıl yaşarız? Nehirlerimizi, göllerimizi, denizlerimizi dönüşü olmayacak şekilde kirletmek zorundayız yoksa endüstrilerimiz nasıl daha büyük, daha iyi, daha çok olabilir? Ve en yoksul, en cahil, en az farkında ve en zor durumda olan insanlık ailesi üyelerini sömürmek zorundayız, yoksa inanılmaz boyutlarda (ve gereksiz) lüks ve sefahat içinde nasıl yaşayabiliriz? Son olarak ta tüm bu yaptıklarımızı inkar etmek zorundayız, yoksa kendimizle nasıl yaşayabilir ve vicdanımızın sesini susturabiliriz? Yüreğimizde "sade yaşayın ki, diğerleri sadece yaşayabilsin" sözüne yer yok.

Biz sahip olduklarımıza kavuşmak için ne kadar da çok çalıştık! Tabi ki ölçüsüz lüks içinde yaşamak hakkımız! Asla da lüksümüzden biraz olsun bile vazgeçmeyeceğiz! Bu yaşamımızı sürdürebilmek için, insan ırkının bizim dışımızdaki üyeleri acı çekiyor olsa da hatta çocuklarımızın çocukları açgözlülüğümüzün bedelini ödeyecek olsa da ne gam!

Anlaşılan o ki, insanlığın bu hasta hali, devlet ya da politika aracılığıyla iyileşmez. Değişim ancak insanların yüreğinin değişmesiyle mümkün. Allah ve diğer insanları bizden ayrı varlıklar olarak görmekten vazgeçmeliyiz öncelikle. Tek çözüm, evrende var olan hiçbir şey, her şeyden ayrı değildir. Her şey tüm hayatın dokusuyla bağlantılı, interaktif ve birbirine derinden bağlı bir varoluş içindedir. Tüm politikalar, tüm devletler bu temel gerçek üzerine inşa edilmeli. Tüm yasalar bu gerçeğe göre düzenlenmeli. Gezegenimiz, geleceğimiz için tek umudumuz bu. Bu sevgi yasası. Sevgi herşeyi verir ve hiç bir şeye ihtiyaç duymaz. Nasıl mı? Bir düşünsenize türümüzün her üyesi her şeyi verirse, neye ihtiyaç duyabiliriz ki? Bir şeye ihtiyaç duymamızın tek nedeni, birilerinin bir şeyleri tutmak istemesi değil mi? Tamam işte tutmaktan vazgeçmeliyiz.

Bunun için global bilinç gerekli ve bunun için birilerinin başlaması gerek. Örneğin bizler, yeni bilincin kaynağı biz olabiliriz. Başkalarına örnek olabiliriz, olmalıyız da.

Sevgi Yasası;

Dünyaya ışık ol, kimseyi incitme, sadece gerçeği konuş ve sadece sevgiyle davran. Sevgi yasasını her an yaşa, herşeyi verip hiçbir şey bekleme. Sıradanlıktan kaçın, her an en yüksek düşünceyi düşün, söyle ve buna göre davran. Hayatındaki tüm insanların yaşamlarına barışı, huzuru getirerek dünyaya barışı ve huzuru getir. Her insanla, her yerle, her şeyle olan Yüce Bağlantını her an hisset ve ifade et. Her koşula kucak aç, her hatana sahip çık, her hazzını paylaş, her gizem üzerinde düşün, her insanın yerine kendini koy, her saldırıyı (kendininki de dahil) affet, her yüreği iyileştir, her insanın gerçeğine saygı göster, her insanın hakkını koru, her insanın onuruna özen göster, her insanın ilgi alanlarını teşvik et, her insanın ihtiyaçlarını karşıla, her insanın kutsal olduğunu bil, her insanın içindeki en iyiyi çıkar ve her insanın geleceğinin Allah’ın sevgisiyle güvende olduğunu telaffuz et. Alçakgönüllü ol, yumuşak konuş (başkaları senin dikkat çekmek istediğini düşünse bile), sevgiyle konuş (herkes sevgiyi tanıyabilir), açık konuş(birileri gizlediğin şeyler olduğunu düşünse bile), netlikle konuş ki hatalı algılanma, sıklıkla konuş ki sözlerin gerçekten etki yapsın, saygıyla konuş ki, kimse kendisine saygısızlık edildiğini düşünmesin, hayatını armağan yap, hayatına giren herkese armağan ol; hayatına girdiğin herkese de. Beklenmedik bir şekilde hayatına biri girdiğinde bu kişinin senden hangi armağanı almaya geldiğinin farkındalığını kazan. ÇÜNKÜ ALLAH BİZE MELEKLERDEN BAŞKA BİR ŞEY GÖNDERMEDİ...

İki konu iç içe oldu, ama iyi de oldu sanki:))

Sevgilerimle, Serap.

 
Toplam blog
: 21
: 1440
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

1967 doğumluyum. 24 yaşında bir kızım var. Ailem ve dostlarım, vazgeçilmezlerim, olmazsa olmazlar..