- Kategori
- Şiir
Sevgi
sevgi
SEVGİNİN BÖYLESİ...
Mahkeme salonunda,
seksen yaşlarındaki yaşlı
çiftin durumu içler acısıydı...
Adam inatçı bakışlarla,
suskun ninenin ağlamaktan
iyice çukurlaşmış gözlerini ve
bıkkın bakışlarını süzüyordu.
Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına:
Anlat teyze,
neden boşanmak istiyorsun?
Yaşlı kadın,
derin bir nefes çektikten
sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp,
kısılmış sesiyle konuşmaya başladı:
Bu herif yetti gayri,
50 yıldır bezdirdi hayattan...
Sonra uzunca
bir sessizlik hakim oldu,
mahkeme salonunda...
Sessizlik, bu tür haberleri
her gün manşet yapan gazetecilerden
birinin flaşıyla bozuldu...
Kim bilir nasıl bir manşet
atacaklardı, yaşanmıs 50 yılın ardından?
Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı...
Kadın neler diyecekti?
Herkes, onu dinliyordu...
Yaşlı kadının gözleri doldu ve
devam etti:
Bizim bir sedef çiçeği vardı,
çok sevdiğim... O bilmez...
50 yıl önceydi..
O çiçeği bana verdiği çiçekler
arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım,
öyle büyüttüm.
Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim.
Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı.
O zaman adak adadım.
Her gece güneş doğmadan önce,
bir tas suyla sulayacağım onu diye...
Iyi gelirmiş derlerdi...
50 yıl oldu,
bu herif bir gece kalkıp
bir kere de bu çiçeği
ben sulayayım demedi.
Taa ki geçen geceye kadar...
O gece takatim kesilmiş
uyuyakalmışım... Ben, böyle
bir adamla
50 yıl geçirdim
Hayatımı, umudumu, herşeyimi verdim.
Ondan hiçbirşey görmedim.
Bir kerecik olsun,
benim bildiğim görevlerden
birisini
yapmasını bekledim.
Onsuz daha iyiyim,
yemin ederim."
Hakim yaşlı adama dönerek:
"Diyeceğin birşey var mı, baba?"
dedi.
Yaşlı adam bastonla zor
yürüdüğü kürsüye,
o ana kadar suçlanmış olmanın
utangaçlığını hissettiren yüz
ifadesiyle, hakime yöneldi
Tane tane konustu:
"Askerliğimi Reisicumhur köşkünde
bahçıvan olarak yaptım.
O bahçenin, görkemli görünümüyle
büyümesi için emeklerimi verdim.
Fadime'mi de orada tanıdım.
Sedefleri de...
Ona en güzel çiçeklerden
buketler verdim.
Ilk evlendiğimiz günlerin birinde,
boyun ağrısı nedeniyle,
onu hekime götürdüm
Hekim çok uzun süre uyanmadan
yatarsa,
boynundaki kireç sertleşir,
kötüleşir dedi
Her gece uykusunu bölüp uyansın,
gezinsin dedi. Hekimi pek
dinlemedi bizim hatun...
Lafım geçmedi... O günlerde,
tesadüf,
bu çiçek kurumaya yuz tuttu.
Ben ona:
Gece çiçek sularsan geçer,
dedim.
Adak dilettim...
Her gece onu uyandırdım
ve onu seyrettim.
O sevdiğim kadını,
yavrusu bildiği çiçekleri
sularken seyrettim.
Her gece,
o çiçek ben oldum sanki...
" dedi adam.
O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle,
Her gece,
o yattıktan sonra uyandım.
Saksıdakı suyu boşalttım. Sedef,
gece sulanmayı sevmez,
hakim bey...
Geçen gece de... Yaşlılık...
Ben de uyanamadım.
Uyandıramadım...
Çiçek susuz kalırdı ama
kadınımın boynu yine azabilirdi...
Suçlandım... Sesimi çıkartamadım
O anda gazeteciler dahil,
Mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu.
Sevgide cömert ama sevdiklerimizi
Kırmada oldukça cimri olalım.