- Kategori
- Kitap
Sevgili dost, mızıkan nerede...
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.
Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?
Kitabımızın arka kapağındaki yazı...
Siz hiç...
Kağıt kalem elinizde bir köşeye çekilip, kendisinden uzakta kaldığınız özlem duyduğunuz kişi veya kişilere ruh dünyanızın zenginliğini yansıtan kelimelerle, bulunduğunuz yerlerden haber verircesine mürekkeple kağıda dökülen sözler sözcükler topluluğu mektup yazdınız mı?
Onun deyimiyle ne kadar güzeldir bir dost yanında değilken, mektup aracılığıyla yanındaymış gibi konuşmak…Ben hayatımın belli dönemlerinde mektup yazmaya ve mektuplaşmaya özen gösteren bir insandım. Ama bu kitap, okuyunca yaşayışıma kattıkları benim için çok özel bir yere sahip oldu.
Posta Kutusundaki Mızıka okunup bir kenara bırakabilinecek bir kitap değil, hatta diyebilirim ki bir başucu kitabı. Postmodernist tarzdan hoşlanıyorsanız ve bir de deneme okumayı seviyorsanız bu kitap tam size göre. Herkesin kendinden bir şeyler bulacağına eminim.
Sevgiyle ve sevdiklerinizle mutlu ve sağlıklı kalın...