Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Sevgili gençler

Sevgili gençler
 

gençlerimiz geleceğimizdir


Dünya değişiyor, her geçen gün gelişen teknolojiyle beraber yaşam biçimi değişiyor, hatta yıllardır sürdürdüğümüz gelenek ve görenekler değişiyor.

Hele son yıllarda, önce televizyonlar, sonra da internet ve cep telefonları marifetiyle bu değişim daha da hızlı ve köklü olmaya başladı. Günümüzde iletişimin geldiği aşamayla yeryüzündeki değişik kültürler birbirlerinden çok daha kolay etkileniyorlar.

***

Bütün bu değişimin içinde değişmeyen şeylerden biri de nesiller arası anlaşmazlık, çekişme ve hatta tartışma… Yani yaygın tanımıyla kuşak çatışması.

Sevgili gençler, bundan elli yıl önce yaşlılar bizi karşılarına alır; “ben sizin yaşındayken…” diyerek anlatmaya bir başlarlardı ki, kurtul kurtulabilirsen.

O zaman onlara çok kızardım da, sonraları kendim de aynı şeyleri çocuklara ve gençlere yapmaya başladım. Bu elde olan bir şey değil. Bu, siz gençleri beğenmemek, sizin bilgi, beceri ve yeteneklerinizi küçümsemek de değil. Tam tersine, sizler çok şanslı bir nesilsiniz. Çok donanımlı yetişiyor ve her şeyi bizden iyi biliyorsunuz. Ben özellikle teknolojiyi kullanma konusunda çok zaman oğlumdan yardım istemek zorunda kalıyorum.

Hassasiyetimiz size olan sevgimizden ve koruma duygumuzdan kaynaklanıyor. Vaktiyle bizim yaptığımız hataları sizin yapmamanızı ve her konuda son derece başarılı olmanızı istiyoruz.

***

Sevgili gençler, geleceğe güvenle yürüyebilmek için geçmişi çok iyi bilmek ve geçmişte yaşanan hatalardan ders çıkarmak gerekir. Zaten okullarımızda tarih derslerimizin amaçlarından biri de geçmişin muhasebesini iyi yapıp geleceğe bu deneyimlerin ışığından yürüyebilmektir.

Her gelen nesil kendilerinden öncekilerin deneyimlerinden yararlanma yoluna gitmeseydi insanlık bu günkü gelişmişlik seviyesine gelemezdi. Ama geçmişi iyi değerlendiremediğimiz zamanlarda da o meşhur söz; “tarih tekerrürden ibarettir” sözü gerçeklik kazanıyor ki, bence bu tekerrürlerin sık yaşanması o ulusların utancı olmalıdır. Geçmişini bilmeyen, geçmişini değerlendiremeyen uluslar aynı acı tecrübeleri tekrar tekrar yaşamak zorunda kalırlar.

***

Milletleri umutsuzluğa düşürmek o ülke insanına yapılabilecek en büyük kötülüktür. Umutsuzluk hayal kırıklıkları sonucunda yaşanır. Sürekli aldatılmak, yanlış hedeflerle günlük politikalara feda edilmek bir ulusun en büyük kadersizliğidir. Türkiye ve Türk insanı sanki yıllardır böyle bir noktaya getirilmek istendi.

Her dönemde değişik hayaller ve hedefler kondu önüne. Ama bu hedefler de gerçekçi seçilmemişti, hedeflere giden yol da planlanmamıştı. Hep umut edilip beklendi, hep hayal kırıklığı yaşandı. İnsanlarımız neredeyse umut edemez noktalara getirildi.

***

Sevgili okuyucu, Türkiye ve Türk insanı umutsuzluğu hak etmiyor. Üzerimize çöken ve bize adeta zorla dayatılan komplekslerden arınıp dik durmak, kendimize güvenmek ve çalışmak geleceğe güvenle yürümenin anahtarıdır. Türk insanı artık kendisine süslü söylemlerle dikte edilen AB üyeliği gibi yeni model mandalığı elinin tersiyle itmelidir.

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..