Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '09

 
Kategori
Güncel
 

Sevgili günlük 2

Yazımın ikinci bölümü ile tekrar karşınızdayım. Bu Ramazan ayında memleketim, bir kez daha şehitlerimizin acısıyla sarsıldı. Annelerin, eşlerin, evlatların acı feryatları yükseldi, yürekleri ağladı. Asker selamı ile uğurlandılar son yolculuklarına. Vatan sağ olsun dedi acılı yürekler… VATAN SAĞ OLSUN.

Uzun ince bir yoldayız Sevgili Aşık Veysel’ in dediği gibi… Gidiyoruz gündüz gece… Hayat oldukça kısa… Ne zaman ebediyete göçeceğimizi bizi Yaratandan başka kimse bilemez… Şehitlerimizin acısından sevdiğim bir ozan’ a nasıl ve niçin geçtiğimi belki ilerleyen satırlarımda sizlere anlatabilirim.

Yanlış hatırlamıyorsam Ata’ nın ölümü üzerine İranlı bir yetkilinin gazetede yayınlanan sözüydü. “ Allah eğer bir memleketin elinden tutmak isterse, o memleketin başına Mustafa Kemal gibi birini getirir… “

Tarihçi olmamız gerekmiyor o dönemi bilmek için. Vatan toprakları düşmanlar tarafından işgal edilmiş. Ve vatan topraklarımız konumundan dolayı düşman kuvvetlerinin iştahını kabartıyor. Kurtuluş için herkes fikrini söylüyor. Mandacılık, düşünülen kurtuluş çarelerinden biriydi. Ama, o dönemin koşullarında gerçekleştirilmesi imkansız hatta bazı kesimler tarafından hayal aleminde yaşamak olarak yorumlanan Cumhuriyet’ e inanan Gazi Mustafa Kemal önderliğindeki Kurtuluş Hareketi sayesinde bu aziz vatan hak ettiği yönetim şekline kavuştu. Elbetteki Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Kanla, canla ve bin bir yoklukla kurulan Türkiye Cumhuriyet’ i kurulurken şehit verdik, kuruluşundan sonra da şehit verdik, günümüze kadarki zaman diliminde de şehit verdik ve yürek istemese de muhtemelen gelecekte de aziz vatanımın topraklarına evlatlarımızı vereceğiz. Bu vatanın, bu cennet vatanın sınırları bellidir. Bu sınırlar içinde vatan bir bütündür. Ve bu cennet vatan, Ulu Önder’ in başlattığı Kurtuluş Hareketini doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, üzerinde yaşadığı vatan topraklarını seven, birlik ve beraberlik içinde, barış içinde, dostluk içinde yaşamak isteyen ve yaşamış vatanseverler sayesinde kazandı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ ün ve şehitlerimizin bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetini ve aziz vatanımın topraklarını bölmek, parçalamak ve yok etmek isteyen iç ve dış kuvvetlere karşı dün, bugün ve gelecekte, birlik ve beraberlik ile karşılık vermeliyiz. Evet, ben, Türk’ üm, ben, Müslüman’ ım, kutsal kitabımız Kuran Kerim’ in inananıyım…. Yaradanla kul arasına hiçbir kuvvetin giremeyeceğine, kulun var olan ya da var olabilecek günah veya sevaplarının yalnızca Yaradan tarafından taktir edileceğine yada cezalandırılacağına inanırım… Ben, Atatürkçüyüm… Ben, bu aziz vatanın toprak bütünlüğüne ve Türkiye Cumhuriyetinin varlığına saygı gösteren her kim olursa saygı gösteririm. Bu vatan’ ın bütünlüğünün ve Türkiye Cumhuriyetinin kanla, canla, nice ocakların sönmesiyle kazanıldığının bilincinde sade bir vatandaş, bir vatanseverim. Yalnız olmadığımı biliyorum. Ama yalnız olsam da fark etmez… Çünkü, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ ün ve şehitlerimizin emanetine asla hıyanet etmeyeceğim ve onların karşısına başım dik olarak çıkacağım.

Öyle sanıyorum ki satırlarımı Ata’ nın bazı cümleleri bitirmek en doğrusu olur:

" Benim ihtiraslarım var, hem de pek büyükleri; fakat bu ihtiraslar, yüksek mevkiler işgal etmek veya büyük paralar elde etmek gibi maddî emellerin tatminiyle ilgisi bulunmuyor. Ben bu ihtiraslarımın gerçekleşmesini, vatanıma büyük faydaları dokunacak, bana da gerektiği gibi yapılmış bir vazifenin canlı iç rahatlığını verecek büyük bir fikrin başarısında arıyorum. Bütün hayatımın ilkesi, bu olmuştur. Ona çok genç yaşımda sahip oldum ve son nefesime kadar da onu koruyacağım. "

 
Toplam blog
: 149
: 435
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

1999 yılında Ted Kdz Ereğli Kolejinden, 2003 yılında İstanbul Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyat..