Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

Sevgili Hayvan Seven Dostlarımın dikkatine

Sevgili Hayvan Seven Dostlarımın dikkatine
 

Dün akşam televizyonda bir habere rastladım. Maltepe sahil yolu dolgu çalışmalarında bir eylemdi haber. Dolgu çalışmaları sırasında oraya konuşlanan sahipsiz kedilerin adına feryad ediyordu bir dizi hanım. Hanımların kimi evladımız onlar bizim diye bağırırken,bir kısmı ise bazı kişiler rahat etsin, sahil yolunda yürüyüş yapsın diye bu canlıların rahatını bozamazsınız diyordu. Olay dışardan bakınca çok komik ve anlamsızdı. Eğer hakikaten bazı canlıların rahatını bozmak istemiyorsak bizlerin bir yerlere yerleşmesi hatta yaşaması bile ihtimal dışında kalıyordu.Zira bizler şehirleri kurarken canlıların büyük coğunluğuna zarar vermiştik. Ayrıca canlıların etinden, derisinden,kürkünden faydalanırken onları öldürmüştük. Ve hala öldürüyorduk. Gene bu eylemde hanımların bir çoğu ağlıyordu.

Buna benzer bir eylemi geçenlerde gene televizyonda seyrettim. Bir grup hanım İstanbul'da kedi ve köpeklerın toplanıp Kore bandralı bir gemi ile Tuzla Limanından  Filipinlere gönderildiğini haber almış ve başlarında eski bir ses sanatçımız önderliğinde Tuzla'da eylem yapıyorlardı. Gene hanımlar bu canlılara kıyamazsınız, bu gemiyi durdurun diye feryad ediyorlardı. Hatta aldıkları istihbarata dayanarak geminin adını da söylüyorlardı. İndepented. Liman görevlileri de büyük bir sabırla bu sabah bu limandan Kore bandralı bu isimde bir şilebin kalkmadığını söyleyip duruyorlardı. Eylemciler biraz dikkatli olsalardı. Bu ismin bundan yıllar önce İstanbul Boğazı'nda günlerce yanan bir tankere ait olduğunu anımsayacaklardı. Anlaşılan vakti bol bir kişi bir senaryo yazmış ve bunu duyurmuş, bizim hayvan sever dostlarımız da bu oyuna gelmişti.

Şimdi gelelim hayvan haklarına. Ben de hayvanları seviyorum ve korunmaları gerektiğine inanıyorum. Gerçi bugüne kadar evimde kuşum hariç bir hayvan beslemedim ama bu hayvan sevmediğimden değil, aksine onları sevdiğim ve doğal çevrelerinde daha mutlu yaşayacaklarına inandığım için. Benim hayvan seven dostlarıma anlatmak istediğim, hayvanları korumayalım değil, onları korurken ölçülü davranıp, başka canlılara zarar vermeyelim.

Roma Hukukunun üç ana kaidesinden biri de 'Başkalarına Zarar Verme' dir. Bizler hayvan hakları, onları koruyalım, canlıların yaşama hakkı derken başkalarına zarar veriyoruz farkında olmadan. Bazı ufak olaylarla bunu anlatmak istiyorum. Türkiye'nin en seçkin beldelerinden birinde en iyi semtinde iyi para harcayarak bir ev sahibi oldum. Geçenlerde evimin verandasında oturuken köpeğini gezdiren çok elit bir beyefendi gördüm. Elimdeki kitabin ardından beyi incelemeye başladım. Bey köpeğini sokakta gezdirdi ve köpek gelip bizim evin duvarına ka...sını yaptı. Olayı verandadan benim izlediğimi gören bey kendini mazur gösternek için 'Ne yapayım, alıştı, hergün aynı yere ka...sını yapıyor'dedi. Ve ka...yı olduğu yerde yani benim bahçe duvarımda bırakarak gitti. Tabii ben çıktım ka..a temizledim ve bütün bahçe duvarları çamaşır suyu ile yıkandı. Gene aynı şekilde aynı beldede sokaklardaki başıboş köpeklerden dolaşamıyorsunuz. Özellikle geceleri büyük bir köpek korosu eşliğinde uyumak daha doğrusu uyumamak zorunda kalıyorsunuz. Bu konu ile yaptığım araştırmalar neticesinde başıboş köpeklerın hayvan sevenler ve hayvan seven çocukları tarafından yaz aylarında eğlenmek amacı ile alındığını ve yaz sonunda şehirde bakamayacakları için sokağa terk edilp gidildiğini öğrendim. Sorarım size hayvan severlik bu mudur.

Bakmak için aldığı hayvanının etrafa zarar vermesini engellemeyen kişi hayvan hakkından bahsedebilir mi. Benim dinlenme, uyuma, temiz ve hijyenik bir mekanda oturma hakkım yok mu. Benim hakkımı kim savunacak. Ben sabaha kadar terk edilmiş köpek gürültüsü ile uyumamak, köpek pislilkeri ile dolu sokaklarda, bahçelerde yaşamak, kedi bakıyoruz diye apartımanın girişinde binlerce pis ve kokulu yemek artığı olan tasları görmek zorunda mıyım.

Uzun yıllar eğitim için gittiğimiz Paris'te yaşadım. Paris'te evimiz 12.bölgede Natıon'da çok şık bir sitede bir daire idi. Evimize ilk yerleştiğimiz günlerden biri idi. Mevsim eyllül, hava çok güzeldi. Biz 11.katta oturuyorduk. Dairemizin önündeki balkona çıktım. Her dairenin önünde aynı balkondan vardı. Balkonlar boştu, Sadece bazılarında çiçekler vardı ama hiç insan görünmüyordu. Herhalde siteye kimse taşinmamış dedim. Zira yeni inşaa edilmiş bir site idi.  Benim ülkemdeki yaşam anlayışına göre o balkonlarda o güzel havada insanlar olması, televizyon, radyo çalması, çocukların oynaması, hatta mangalların yanması ve et kokularının yükselmesi gerekiyordu .Ertesi sabah daire kapımdan çıktım ve asansöre bindim. Asansör her katta durdu hemen hemen. Asansör çok büyüktü ve oldukça fazla insan alıyordu.Her kattan çocukları ile  köpekleri aileler  bindi. Eyvah dedim. Bu kadar kişi bu köpeklerle nasıl bir arada asansörde ineceğiz. Ben böyle düşünüp, korkarken köpekler büyük bir asalet ile kenara çekilip, hiç seslerini çıkartmadan aşağya inişi beklediler. Tabii çocukların zarafetini söylemiyorum. Aynı apartımanda 7 sene oturdum. Hemen hemen her dairede bir anne, bir baba, iki çocuk ve bir köpek yaşıyordu ama ben inanırmısınız köpeklerin ve çocukların hiç sesini duymadım.

Bizler köpek veya başka bir evcil hayvan  alırken acaba onun çevreye vereceği gürültü. pislik gibi sorunları nasil halledeceğimizin sorumluluğu ile davransak ve  daha sonra hayvan hakları desek daha iyi olmaz mı.

Sevgili Hayvan dostlarım ne olur biraz da biz insanların haklarını düşünün......... 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..