Sevgili martı,

Biliyor musun o seninle oynasın diye orasını burasını çekiştirdiğin kuşun adı Karabatak'tır. Senden rahatsız olmasa da birazdan dalar dibe, haberin olsun. Onun su altında da bir dünyası var. Ve emin ol daha sessiz, fazla ayrıntının olmadığı, daha huzurlu bir dünyadır. Anlayamazsın. Benden söylemesi.
Belli ki ona dair birçok şey seni mutlu ediyor. Rengi farklı, gagası daha bir hoş, uçtu mu kopar gider. Yalnız biraz değişik bir doğası vardır Karabatak'ın. Hiç sıkıntıya gelemez. Su üstünde işler karıştı mı dalar denize, araki bulasın. Oysa sen ne güzel duygular, ne hoş sohbetlerle gelmişsindir. Sabahın koynunda onunla oynaşmak, zeki sevişmelerle mutlu olmak, onun senden kaynaklanan huzuruna tanıklık edip doyuma ulaşmak istiyorsundur. O noktada hayatı iptal etmeye razısındır.
Gel gör ki bazı mutluluklar sonsuz dek sürmez. Genellikle umduğunla değil, bulduğunla yetinmek zorundasındır. "Bu düzeni kim kurdu, bizler de bilelim." demiş ozan. Ama bilemiyorsun işte. Sadece uymaktır sana düşen. Ya uyarsın, yüreğinden taşanları boğmaya razı olarak; ya da affını istemektir sana düşen, aşktan, sevdadan, huzurdan; hayattan!..