Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '07

 
Kategori
İnançlar
 

Sevgiliden davet var!

Sevgiliden davet var!
 

Bir idik. Varolmamız emrolundu; Bir’den ayrıldık varlık olduk. Sevgili’den ayrı düştük; garib olduk.

Tüm evren hazırlanmıştı bizim gelişimiz için.Bekleniyorduk. Geldik.

Yeryüzüne sultan olduk.

Saf idik; günahsız idik; aklımız; vicdanımız; kalbimiz; nefsimiz vardı.

Emaneti yüklenmiştik.

Halife olduk.

Hiçbir varlık yaratılmamıştı bizim kadar iniş ve çıkış kabiliyeti olan. Canavarlardan daha aşağıya inebilecek kadar kötü olabilirdik. Meleklerden daha yukarı çıkabilecek kadar, Sitret-ül Münteha’yı geçebilecek kadar da iyi olabilirdik.

Bir’i, En Güzeli, En Mükemmeli, Kusursuzu, En Çok Şefkat Sahibini yansıtmak için seçildik.

Ayna olduk.

Lekesizdik.

Aynalık da yetmezdi;

Yerlere ve Göklere Sığmayana Mekan seçildik.

Uçsuz bucaksız bir gönül idik; Sultana saraylık etmeye layık.


Ama Doğduk ve Sınanmaya başlandık.

Çoğumuz kaybetmeye hazır gibiydik:

Anlık ömrünüz sonsuz gibi, sınırlı aklımız sınırsız gibi, aczimiz sarsılmaz bir güç gibi geldi.

Yanıldık.

Günahlara boyandık, kirlendik, karardık.

Aldandık.

En karanlık diplerine düştük varoluş kuyularının. Yılanlara, akreplere, şeytanlara yoldaş olduk.

Kaybolduk günahın, isyanın, hilenin, kibirin, kıskançlığın, yalanın kopkoyu karanlığında.

Yolsuz kaldık.

O’ndan üflenen ruhumuz isyan etti; susturduk.

O’nu tanıyan kalbimiz feryat etti; bastırdık.

O’nu bilen aklımız itiraz etti; kandırdık.

Krallığı terk edip maskaralığa soyunduk.

Tek Varlık Sahibine aynalığı terk ettik; karardık.

Karanlıktaydık ve görmüyorduk; kalp gözümüz kör olmuştu.

İçimizdeki sarayda En Yüce Konuğu misafir ettiğimizi unuttuk.O’nun Sahipliğini terk edip, Nefis denen isyankara uyduk.

Işıklar tutuldu yolumuzu görelim diye; tutanlara düşman olduk, çirkinliğimizi gösterecek diye.

Rehberler gönderildi yolumuzu bulalım diye; rehberlere isyan ettik, yolsuzluğumuzu elimizden alacaklar diye.


Gün geldi. Hep doğru yolu gösteren rehberleri dinler olduk.

Hasta nefsimiz, kalbimiz, aklımız, usta birer hekim olan Mürşidlerin elinde tedavi gördü.

Gerçeğe kör gözümüz aralandı biraz…

Platon’un mağarasındaki adam gibi geriye dönüp ışığa yürüdük.

Kirliydik, karaydık, lekeliydik, yaralıydık, suskunduk…

Ama umudumuz vardı kalbimizin bize aşıladığı…

Kapılar asla tamamen kapanmamıştı bize. O Varlığın Sahibi biliyordu zaten bizim aczimizi, fakrımızı, zaafımızı, günaha yatkınlığımızı.

Nihayet Sevgili’den davet geldi!

Tüm günahlarımızla kapısına dayandık bir Regaib Gecesinde…

“Ya Rab! Senin gazabından Senin rahmetine sığınıyoruz, bizi affet, bu aldanmışlık okyanusunda boğulmaya mahkum etme bizi!” dedik.

“Sen Dost isen, tüm evren düşman olsa ne önemi var? Sen Dost değil isen, tüm evren dost olsa ne değeri var? Bize Dost ol; Halil’in olmamıza izin ver”

Yoktu zaten gidilecek başka kapı. Varlığın tek kapısı vardı.

“O’ndan gelmiştik; O’na dönecektik”.

Zaten “Her ne yana bakarsak, O’ndan başka bir şey yoktu!”

Bir bahane bildik bu özel geceyi…

Açtık tüm benliğimizi… Kirlerden, günahlardan, isyanlardan, yanlışlardan arındırması için… Gözyaşlarımız günahkar nefsimizi yıkadı; isyankardı pişman oldu; ilham edildi; tatmin oldu; razı oldu; razı olundu; arındı saflaştı…

Çıktı en derin kuyulardan, en yükseklere doğru çevirdi yönünü…

Yeniden ev sahibi oldu Varlığın Tek Sahibine;

Ayna oldu İsimleri ve Sıfatlarına…

Muhatap oldu;

Yeryüzünün Halifesi oldu;

Kemale erdi;

Ve geldiği Bir’e yeniden kavuşmaya layık oldu.

Davet edildi; kabul edildi; kutsandı; görevlendirildi; geri gönderildi…

Böyle bir öyküyü belki yüzlerce insanoğlu yaşadı dün gecenin güzelliğinin idrakinde olan. Karanlık gece onlara aydınlık bir geleceğin anahtarı oldu.

Ne mutlu aslını unutmayana; ne mutlu unutup da geri bulabilene…

Ne mutlu kendisine uzatılan eli görene…

Ne mutlu Mürşidinin kıymetini bilene...

Ne mutlu düştükten sonra o bataklıkta kalmayıp geri kalkabilene…

Ne mutlu Muhatap olabilene…

Ne mutlu Sevgilinin davetine icabet edene…


 
Toplam blog
: 51
: 2739
Kayıt tarihi
: 15.07.06
 
 

1961 yılında Çorum’un Osmancık ilçesinde dünyaya geldim. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde li..