Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '07

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

Sevgililer Günü ve Kabak Mücveri

Sevgililer Günü ve Kabak Mücveri
 

Şimdi başlığa bakıp bana, Sevgililer Günü ile Kabak Mücverinin ne ilgisi var diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Sizde on milyonluk İstanbul’da yalnız kalmayı başarabilen bir kişiyseniz pek tabi sevgililer günü aktivitesi olarak benim gibi kabak mücveri yapmış olabilirsiniz.

Okulun açıldığı henüz üç gün oldu ama ben sevgililer gününden bir gece önce okulu kırmaya karar verdim. (Ne yapalım biz öğrenciler okulun açıldığı ilk hafta hep böyle uyum sorunu yaşıyoruz). Dün sabah, okulu kırmanın huzursuzluğu ile uyandım. Ne güzel uyandığımın ilk dakikalarında o günün sevgililer günü olduğunu unutmuştum ama çok geçmeden televizyonu açtım ve acı gerçekle yüz yüze geldim. Ekranda Seda Sayan vardı ve en kırmızı kostümüyle deli fişeği! biricik cik cik sevgilisine evlenme teklif ediyordu. Maalesef sarı meleğin! hevesi kursağında kaldı en ağır abi deli fişek, evlenme teklifini kadınlar yapar diyerek, teklifi reddetti. Kadının kısmeti yok ki, umarım oğlu annesinin bu halini izlememiştir, ben onun oğlu olsam çok üzülürdüm.

Daha sabahlığımla evde dolanırken dışardan pis pis sırıtan güneş gözümü aldı. Sanki güneş bile pencereden bana nanik yapıyordu ya da ben bugün çok mu alınganım ne? Ne şans yahu ne zaman sevgilim olsa sevgililer gününde yağmur, fırtına olur. Şimdi hem sevgilim yok, hem dışarıda enfes bir hava var, dahası okulu da kırmışım.

Ne yapsam acaba bugün diye düşünürken, önce İstiklal’e gidiyim dedim, ama şimdi ne yana baksam elinde gülü olan bir çift sevgi kelebeğiyle karşılaşacağım deyip vazgeçtim. Nişantaşı’na mı gitsem? Ama orası benim için, özellikle de sevgililer gününde gidebileceğim en son yer. En iyisi bugün dışarı çıkmamak! Ama havada çok güzel yahu! Böyle düşünürken o gün benim için gidilecek en ideal yerin market olduğuna karar verdim:) Ve bir çırpıda giyinip kendimi dışarı attım. Aslında market filan bahane maksat aktivite olsun. Tabi market de sevgililer günü dolayısıyla epey bir kalabalıktı. Sanki herkes sevgilisine yemek yapmak için soluğu markette almış. Hasetliğime bakar mısınız? İçerideki tüm genç kızlara ve hallerinden yeni evli olduğu anlaşılan genç hanımlara gıcık gıcık bakarak alışveriş yaparken, gözüm raftaki taptaze, sıra sıra dizilmiş kabaklara ilişti, o an kabaklarla aramda tam bir çekim oluştu, sanki hepsi bir ağızdan Elif bizi al, Elif bizi diskoya götür der gibiydi:) Eh bende böyle bir günde bir grup kabağı kıramazdım ve onları aldığım gibi sepete atıp evimin yolunu tuttum.

Böyle bir günde telefonumda beni gıcık etmek için adeta suskunluğa büründü.

Gün içinde birkaç kez içimi hoplatan mesajdanda bu ayın kredi kartı ekstresi ve gsm şirketinin yeni kampanyası çıktı. Bende ne umduysam, yani durup dururken beni Hugh Grant mi arayacak? Tövbe tövbe! Hal böyleyken gün boyunca gereksiz işler yapıp durdum, şifonyerimi düzenledim, ayakkabılarımı boyadım, Türk filmi seyredip Sezercik’e katıla katıla ağladım yetmedi, Nothing Hill’i 10. kez seyrettim v.s v.s…

Kabaklara ne olduğunu merak edenlere; 2007 yılının sevgililer günü aktivitesi olarak onlardan enfes bir mücver yaptım, galiba her malzemeyi doğrarken eski bir sevgilimi doğradım, bazısını rendeledim, ve hepsini mideye indirdim. Eski sevgili derken takribi 2,5 kişi:) Saat gece yarısına yaklaşırken bir şişe şarap açıp, cd’ye bir Louis Armstrong koydum, midemde kabak mücverine karışmış aşklarla bir sevgililer gününü daha nihayetlendirdim.

 
Toplam blog
: 44
: 1522
Kayıt tarihi
: 22.08.06
 
 

Hayat akıp giden upuzun bir ırmak, bu ırmakta bazen bir akıntıya koyveriyoruz kendimizi, nereye çarp..