Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Sevginin, aşkın sakınımı yasası

Sevginin, aşkın sakınımı yasası
 

sevgi, aşk:Tıpkı doğa olayları gibi…


Sanırım üzerinde çoğunlukla hemfikiriz ki; sevgi ve aşk, insanlık tarihi boyunca yoksunluğu en çok duyulan, temel ve insani bir duygudur. Susuzluk, açlık, cinsellik, analık ve merak duyguları gibi…

Bu yoksunluğu giderelim derken, bilinir ki, tek başına yapıl(a)mayan, iki kişilik bir "giderme" girişimidir bu. Başarılırsa eğer, her iki taraf için de, eş anlı, kalıcı bir zenginleşme halidir. İki benlik tek bir benlik halinde, sevgi adıyla doğsun istenir.

Sevgisizlik; haklı ya da haksız yalnızlıkla akraba kılınır ve ondan çıldırmanın 'yalın hali' diye korkulur.

Yalnız insan, yaşam tavlasında bir o tarafa, bir bu tarafa geçip zar ata, ata oynamaktan sıkılır.

Sevgisizliğin 'yalın hal'den 'den hali'ne kadar tüm hallerini geçmişinde sabırla çeke, çeke yorulur. Issızlaşır, ontolojik köklerine uyar sevgiye, sevdaya, aşka sarılır insan. Ölüme, geçip giden zamana ve sonsuzluğa karşı birlikte bir isyan haliyle...

Bu kez de başka bir 'hal'e, sevdanın dilbilgisi çekim kuralları arasında gizli olan 'karmaşa hali'ne takılıp kalabilir.

Bu 'karmaşa hali'; koruma-kollanma, dokunma-hissetme, konuşma-dinleme, arkadaş olabilme, paylaşma, dayanışma-savaşma, saygı, sorumluluk ve b-ilgi başta olmak üzere birçok merhalenin birlikte varlığını ve gizil uyumunu içerir de ondan! (*)

Peki, " Aşkın temel kuramı nedir? "

Çok iddialı bir soru olsa da, yanıtı yüzyıllar boyu şairler, yazarlar, çizerler, müzisyenler, psikologlar, psikiyatristler başta olmak üzere, daha nice insan tarafından on binlerce kez araştrılsa da... Böyle bir soru sorulsa, gelebilecek çok sayıda ve çeşitli yanıtlar arasında sanırım en doğrusu "... İki kişi arasında yakınlık, tutku ve bağlılıkla tam bir adanmışlığın düşünülmesi ve yaşanması..." olacaktır. Kanımca hiçbir insan ilişkisi yapıcı bir sevda ilişkisindeki gibi yoğun, yapıcı, güçlendirici ve geliştirici olamaz. Platonik aşklar, patolojik (hastalıklı) aşklar, karasevda gibi durumlar haricinde aşk, iki kişi arasında yaşanan ortak bir süreç... Bir anlamda sevgililer, âşıklar gibi sevgiler, aşklar da önce filizlenip yeşeriyor, büyüyor, şekil değiştiriyor ve sonsuzluğa değin deviniyor. Bu aşklarda üç farklı özellik ve bu özelliklerin birbiriyle ilişkisi farklı türlerde aşk tiplerini ortaya çıkarıyor. Ama temel olarak bu üç özellik şöyle sıralanıyor: Yakınlık, Tutku ve Bağlılık.

İki kişi arasındaki derin bir kültür ilişkisi, insan olmanın temel koşulu ve eski günlerin hatırlı sözcüğü "aşk" da, bu tüketim odaklı, tekno-kaotik ve post modern çağımızda insanlar gibi oldukça bunalımda olsa da yurtta ve cihanda varlığını ve gücünü her fırsatta yine de doludizgin göstermekte…

Ya diğer kuramlar:

Bu konuda temel kuramın yanı sıra farklı kuramlar, yan kuramlar da geliştirilemez mi? Bu pekâlâ mümkün! Bir tanesini ben deneyeceğim izninizle… Fizik yasalarından birinden yaptığım bir uyarlamayla… Hemen hepimizin ortaokul yıllarından bildiğimiz ‘Enerjinin sakınımı (korunumu) yasası’: Bir temel fizik yasasıdır. Verilen herhangi bir sistemdeki enerji miktarı sabittir. Enerji ne vardan yok edilebilir, ne de yoktan var edilebilir, ancak bir biçimden ötekine dönüştürebilir… Bunun sonucu olarak, doğa, kendisini, maddenin evrensel hareketinin bir biçiminin, bir başka biçime dönüşümünün sürekli süreci olarak ortaya koymuştur !!.

Sevgi de, sevda da öyle… O da özü itibariyle iki kişi arasında kapalı bir sistemde üretilir. O da bir devinimdir, hiç bitmez. İklimler ve coğrafyalar değişebilir belki ama sevgi hep kalıcıdır. Tıpkı doğa olayları gibi… Yağmur olur yağar, toprağa karışır, bir yerde kaynak olur, pınar olur açığa çıkar (iyiliğe, yardıma dönüşebilir). Buharlaşır bulut olur (uzak bir özleme doğru devinebilir). Bir bakarsınız şimşek olur çakar, bir yerlere yıldırım olup düşer, düştüğü yeri yakar da (öfkeye, nefrete dönüşebilir). Bazen de ırmak olur denizlere, kocaman okyanuslara karışır (insanlık için çok yüce eylemlere kaynak teşkil edebilir) . Bir de bakarsınız dalga olup bir başka kumsala vurmuş! (bir başka değerli insana yönelebilir). Ama o hep vardır, sabittir. Yüzeye çıkamadığında, hep derinlerde bir yerdedir!

 Ah şu insanlar,

Sevgiyi, aşkı bazen tarih öncesi zamanlarda arar, bugünleri utandırırlar. Bazen de bazı şeyleri günümüzde yeniden bulup yaşar, tarih anaya göz kırparlar. Olmadı, unutulmuş ama soylu yoksullukları yamayıp yamayıp yeniden giyer, şıklıklarıyla göz kamaştırırlar. Bazı şeyleri dönüştürür, “ işte o” diye önümüze koyarlar...."

Önce sağlık olsun, ardısıra da hep sevgi olsun, aşk olsun… Yurtta ve cihanda, dört bir yanda…

İ.Ersin Kabaoğlu 

12 Haziran 2012, Ankara 

Not: (*) Burada karmaşa hali' diyerek teğet geçtiğim 'Entropi yasası' da goz ardi edilmemesi gereken baska bir yasadir! Sistemde enerji dönüşürken bir süre sonra düzen de yavaş yavaş düzensizliğe dönüşür ve en sonunda bir kaos ortamı oluşur. Bu kaos ortamına tekrar bir düzen getirilmesi için o "kapalı sistem"e dışardan bir güç uygulamak gerekir ki kapalı sistemin düzeni ve devamlılığı bu yolla yeniden sağlanabilsin...  

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..