Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '09

 
Kategori
Kitap
 

Sevginin ve şiddetin kaynağı - Eric Fromm

Sevginin ve şiddetin kaynağı - Eric Fromm
 

Son dönem şiddet eğiliminin arttığı toplumumuzun analizinin çıkabileceği bir yapıt...


Fromm’un Sevginin ve Şiddetin Kaynağı isimli yapıtı; insanın özünde iyi mi yoksa kötü mü olduğu sorusu üzerinden şiddet olgusunun tartışılmasını ve sınıflandırılmasını sağlayan bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanın neden şiddete başvurduğu, hangi koşular altında şiddet içeren tavırlar gösterdiği kitap içerisinde yanıtı aranan en önemli soru olarak karşımıza çıkmakta ve bu yanıt insanın kendi içerisinde sahip olduğu dinamiklerde –zıtlıklarda- aranmaktadır. Kuzu-kurt tezatlığı ile insanın hem kurt hem kuzu olduğu bu iki olguyu da bünyesinde topladığı ve belli aralıklarla birinin diğerine oranla baskın durumda olduğunu belirtmektedir. Şiddetin ön planda olduğu durumlarda insanın içinde ölüm sevgisi, hastalıklı narsisizm ve kandaşla cinsel ilişki sapkınlığı gibi üç temel kötülük eğiliminin bulunduğunu belirten Fromm; bu yıkıcı olgular karşısında kişinin yaşam sevgisini, insan sevgisini ve bağımsızlığı kullanarak karşı durma eğilimine dair bir davranış geliştirdiğini ifade ediyor.

Fromm, şiddeti sınıflandırırken tepkisel şiddet, öç alıcı şiddet, ödünleyici şiddet, kana susamışlık gibi şiddet biçimlerinden bahseder. Tepkisel şiddet; insanın yaşamını, özgürlüğünü veya malını korumak için kullandığı şiddet türüdür. Bu tür şiddet insanların tehdit altında olduğu görüşünün empoze edilmesi ile tetiklenebilir. Öç alıcı şiddet ise genellikle geri kalmış topluluklarda görülmektedir ve daha önce yaşanılan bir duruma tepki olarak gelişen bir şiddet açılımıdır. Ödünleyici şiddette ise kişi kendi içinde var olduğuna inandığı ve dünyayı dönüştürücü gücünü kaybettiğini düşünür ve bu gücü kaybettiğini anladığında bu kaybı yok edebilmek için şiddete yönelir. Bu şiddet ayrımlarının içerisinde en ilkel şiddet türü olarak kana susamışlık karşımıza çıkar. Öldürmenin bir tutku haline dönüştüğü bu şiddet türünde kan yaşamın değerli özü haline dönüşür ve öldüren kişi kendini diğerlerinden üstün görür.

Erich Fromm; yaşam severlik ve ölüm severlik duygularının birçok insanda birlikte yer aldığını ve bu iki duygunun karışık halde bulunabileceğine dikkat çeker. Önemli olan hangisinin baskın olduğudur. Bu baskınlık durumunun kişinin şiddet eğilimini belirleyen faktör olarak ortaya çıktığını ve onu şiddet kategorileri içerisinde birine yerleştirdiğini belirterek tarih içerisinden Hitler gibi bazı örneklerle bu savı destekler.

Yapıtta, şiddetin ve sevginin insanın içerisinde bütün olarak yer aldığı, hangisinin hangi oranda ve hangi koşullar altında kendini dışa vuracağını ise çevresel ve genetik faktörlerin bütünsel olarak oluşturduğu yapının belirlediği belirtir. Herkesin içinde kötünün ve şiddetin var olduğu bunun belli koşullar altında kendini belli oranda dışa vurduğu üzerinde durulur. Buradaki bu yaklaşım aslında Sigmund Freud’un id, ego ve süper ego yaklaşımındaki bütünsellikle bir benzerlik taşımaktadır. İlkel kendi içimizde sürekli yaşamaktadır lakin toplumsallık ve iyi olma çabası ilkeli bastırmamızı sağlamaktadır. Freud’un daha çok cinsellik üzerinden yaptığı tartışmayı Fromm şiddet üzerinden yürütmektedir.

Lakin kişinin kendi içerisindeki şiddetle birlikte var olması ve koşulların onu şiddete yöneltmesi açıklaması şiddeti meşrulaştıran bir söylem olarak karşımıza çıkmamalı, kişinin kendi tercihleri burada şiddete yönelten bir açılım olarak azımsanmamalıdır. Çevresel faktörler özellikle yoksulluk konusu ile ilgili şiddeti besleyen bir özellik arz etse de kişinin kendi tercihleri ve seçimleri bu hususta daha büyük bir paya sahiptir. Şiddete yönelik tüm yaklaşımlar Fromm’da olduğu gibi konuyu bütünsel bir açıdan ele almalı ve burada gerek insansal(genetik) yönler gerekse de çevresel etmenler göz ardı edilmemelidir. İnsanın içerisinde var olan şiddet ve sevginin dışa vuruluşundaki süreç incelenmelidir. Bu sürecin kendisi ve nedenleri ile incelenip sonuç süreç bağlamında değerlendirilmelidir.

 
Toplam blog
: 64
: 5712
Kayıt tarihi
: 27.06.07
 
 

İnsanım herkes kadar; zengin kadar fakir kadar, kadın kadar erkek kadar, Müslüman kadar Hristiyan ka..