- Kategori
- Kitap
Sevginin Yolu
Merhaba Milliyet Blog okur ve yazarları
Kitapları sever misiniz?
Ben çok severim ve bir kitabı almaya kimi zaman adına bakıp, kimi zaman arka yazısına bakıp, kimi zamansa ilk bir kaç sayfasına bakıp karar veririm. Okuyup bitirdiğim kitaplar bir daha oradan ayrılmamacasına kütüphanemde dururlar. Elimden çıkaramayacağım tek şey kitaplarımdır. Tek tük beğenmeyip bitiremediğim kitap olduğunda bile yeri kütüphanemde hazırdır. Bir nevi sadakat diyelim buna isterseniz.
Bu benim ilk blog yazım ve bu ilk yazıyı bir kitaba ve o kitapla ilgili bir anıma ayırdım.
İsmi gibi içeriği de güzel bu kitabın.
"Sevginin yolu"
2002 yılında Antalyanın bir ilçesinde görev yapıyordum. Ankaradaki bir arkadaşıma kendisinin seçeceği bir kaç kitabı yollamasını söylemiştim. Yolladığı kitaplardan biri Mevlana'yı anlatıyordu.
Nigel Watts'ın yazdığı "Sevginin yolu" isimli bu kitabı okudukça, yıllardır çok istediğim halde gidemediğim Konya ve Mevlana gezisi isteği iyiden iyiye depreşti.
Aslında bir kaç kez Konyaya gitmeme rağmen ziyaretin hakkını veremeyeceğimi düşünmüş ve türbeye gitmemiştim. İş için değil de özel olarak gelirim sindire sindire gezerim demiştim. (Böyle bir kaç ertelemem daha var ki bunlardan biri de Batı Karadenizdir.) Şimdi o kadar çok gitmek istememe rağmen işlerimin yoğunluğundan fırsat bulamıyordum.
İşte Sevginin Yolu isimli kitabı böyle duygular içinde okurken hiç beklemediğim bir olay gerçekleşti. Resmi bir görevle üç günlük bir seminer için Konyaya gitmem isteniyordu. Görev yazısı elime geldiğinde dakikalarca yazıya bakakalmıştım.
İşte sevginin yolu açılmıştı.
Sevgilerimle
Herkesin yolu açık olsun.