Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '10

 
Kategori
Felsefe
 

Sevgiyi coşturabilmek (2)

Sevgiyi coşturabilmek (2)
 

Geçen yazımda evrenin doğrularına göre hareket etmekten bahsetmiştim. Şimdi de evrenin doğrularını açıklıyorum ve oluşturduğumuz kalıpların kırılmasına devam ediyorum. Unutkanlık gibi günümüzde çok yaygın olan bir kalıbı da nasıl kırabileceğinizi öğrenmiş olacaksınız.

Evrenin doğruları nedir? Yalan söylemeyeceksin. Evrenin doğruları nedir? İnsanları aldatmayacaksın, zaten aldatmak yalanla ilgilidir. Evrenin doğruları nedir? Kimsenin zamanını çalmayacaksın. Evrenin doğruları nedir? Öfkelenmeyeceksin ama tepkini göstereceksin. Fakat insanları gidip gırtlaklamak anlamında ya da yargılamak anlamında değil. İnsanlara tepkini göstereceksin ama onları yargılamak için olmayacak niyetin. Onları düzene sokmak için olacak. Bir yada iki kere söylersin. Üçüncüsünde de söyleme hakkın yok. Çünkü o insanın zamanı gelmemiştir, anlamıyordur. Herkesin bir seçimi var, anlamamak onun seçimi. İlle de herkesin düzgün olması gerekmiyor. Yani parti parti olacak şeyler. O yüzden insanları rahat bırakmak gerekiyor, zamanı geldiğinde herkes kendine uygun bir yol buluyor. Hiç kimseyi yargılamamak evrenin seçimi.

İnsanlar anlatıyorlar hristiyanlık, örneğin müslüman kesimindeki bir insan, bir hoca diyor ki “hristiyanlık’taki bu kitap değiştirilmiştir” işte “Tevrat değiştirilmiştir, Allah Tevrat’ta böyle şeyler yazmaz.” Değiştirilmiş yada değiştirilmemiş bizi ilgilendirmez ama bu kitapları yargılamak gibi bir hakkımız yok. Ya Allah orada bir şey anlatmak istiyordu da biz farkına varmıyorsak. Hiç kimsenin kitabını yargılayamayız. Allah’ın sözlerini yargılamak kimin haddine. Onu gördük mü biz yazarken, değiştirilip değiştirilmediğini? Sırf buradan bile yargı giriyor. Buna karışamayız. Bizim dinimiz en üstün onların dini kötü diye bir şey söylemek gibi bir hakkımız da yok. Ama Allah’a inanan herkes kendi yoluna gider. Senin inancın Kur’ansa ona göre yaparsın. O ayrı bir konu ama herkes kendi gittiği yolda gidecektir. Herkese eşit bir şekilde bakmak gerekiyor. Herkesi rahat bırakmak ve uğraşmamak gerekir insanlarla.

Kişinin cesaretli olabilmesi için hayır demesi gerektiğinin nasıl olduğunu buraya kadar anlattık. Hayır dediğin zaman insanın kalıpları kırılıyor. Nasıl kırılıyor kalıpları? İnsanın kalıplarının kırılması söyle oluyor. Şimdi hayır dediğin anda eğer ki sen bir yere gitmek istemiyorsan ve insanlar kırılmasın diye gidiyorsan. Ben oraya şu anda gitmek istemiyorum. Çünkü böyle bir durum var. Gideceğim kişiyi olduğu gibi kabul ettiğimde, buna hazır olduğumda onlara gidebileceğim. Ama oraya gittiğimde onu eleştiriyorum. “O yüzden şu anda oraya gitmeyi düşünmüyorum” dediğinizde sizin diz ağrınız kalır mı? İstemediğin yerlere gitmediğinde kalıbı kaldırırsın. Ben hayır diyorum ve kalıp kalkıyor.

Evrenin doğrularına uygun olarak istediğin şeyi yaptığında kalıplar kalkıyor zaten. Çünkü evrenin doğrularını uyguladığında kalıp yok ki. Şimdi sen bir insanı yargılamazsan, o kalıp kalkıyor. Ya da sen bir insana öfkeleniyorsan, öfkelenmeyi kaldırdığında kalıp kalkıyor. Yani kalıpların hepsi negatiftir. Negatiflikleri kaldırdığında kalıp kalmıyor. Eğer bedeniniz ruhun titreşimine yeterli derecede uyum sağlayamıyorsa hala birtakım negatiflikler vardır. Beden uyum sağlayamıyor. Kalıplarımız var. Bazen de kişide unutkanlık başlar. Nasıl unutuyor? Diyelim ki birçok sorumluluklarınız var evinize işinize ve akrabalarınıza karşı, çok fazla dağılırsanız kendinize zaman ayıramazsınız. Sizin işten çıkıp eve gitmeniz demek, kendinize zaman ayırmanız demek değildir her zaman. Evde sizi bekleyen çocuğunuz varsa çocuğunuza zaman ayırıyorsunuz. Peki ya size kim zaman ayıracak. Dünyanın nimetlerinden sizin de faydalanmanız gerekiyor. Kendinize zaman ayırmadığınızda yine bedeniniz yoruluyor. Bu yorgunluğun nedeni ise kendinize zaman ayırmamanızdır. Birde bakıyorsunuz ki senelerce hep başkaları için yaşamışsınız. Ama sizin birde siz için yaşamanız gerekiyor. Kendinizi ve kendinize karşı olan sorumluluğunuzu unutmakta negatif bir kalıp oluşturuyor. Kendinize ait bir şeyler yapmaya başladıkça zaten unutkanlığınız kalkacak. İnsan kendisini unuttuğu için unutkanlık başlıyor. Allah ta hatırlatıyor bak sen kendini unuttun diye.

Buraya kadar kalıpları da öğrenmiş olduk ve nasıl yıkılabileceğini de. Peki şimdi kalıplar kırıldı, cesaretin var. Hayır diyebiliyorsun. Hayır dediğin anda kalıplar açıldı. Ne oluyor? Senin seçim yapma zamanın geliyor. Herhangi bir konuda seçim yapıyorsun. Örnek verecek olursak işte bir arkadaşın sana geliyor ve diyor ki “seninle bir işyeri açalım” Sen aslında bir işyeri açmak istiyorsun. Daha çok para kazanabileceğini düşünüyorsun ve eşin sana diyor ki “bunu yapma, şunun şurasında azıcık aşımız geçinip gidiyoruz.” Bu nedir bir umutsuzluk kapısı. Ben birikmiş olan borçlarımı ödeyebilmek için, rızkımı buradan sağlayacağım. Burada diyorsunuz ki “ben doğruyu düşünüyorum çünkü benim isteğim Allah’ın doğrularına uygun. Hırsızlık yapmıyorum. Borçlarımı daha kısa sürede ödeyebilmek ve daha çok para kazanabilmek için böyle bir çıkar yol buldum ve bunu uygulamam gerekir” diyorsun ve işe başlıyorsun. Eşine hayır dedin. Negatiflik kalıplarını kırdın. Kalıplarını kırdığın anda imanın yükseldi. Çünkü kendine güvenmekle diyorsun ki “ben Allah’a güveniyorum, çalışıyorum ve ben bu işi biliyorum. İşi bildiğim için de bunu yapabilirim.”

Şimdi kalıplar kırıldığı andan itibaren de seçim zamanı geliyor. Kalıplar kırıldı. Hangi kalıp kırıldı hayır dediğinizde? Allah’a güvensizlik kalıbı kırıldı. Ben Allah’a güveniyorum bana yardım edecek dediğinde kalıp parça parça oldu ve seçimini işini kurmaktan yana yaptın.İşini kurduğunda ne oldu? Zaman kaybetmedin para kazanmakta. Zaman kaybetmedin ve para konusunda fırladın. Fırlayınca da arabanı aldın, borçlarını ödedin.

Aslında bu modeli yaşamınızın birçok noktasında uygulayabilirsiniz. Garantili bir formüldür. Eğer Aşık olamamaktan yakınanlardansınız formül aynı. Bir kadın olarak aşkı arıyorsanız. Bir erkekle karşılaşmakta ve karşılaşılabilecek ortamlar yaratmakta cesaret gösterebilmelisiniz. Bir erkekle birlikte bir şeyleri paylaşmak onunla birlikte alışveriş merkezlerinde oturmak cesaret işidir. Cesaret göstererek bir erkekle birlikte oturduğunuz zaman namussuz falan olunmuyor. Ama insanların çoğunda o kalıp var. Kadın bir erkeğe yakınlık gösterirse çoğu zaman bir laf olacak diye cesaretsizlik gösteriyor. O zaman da aşk onun hayatına gelmiyor. Hayatına bir sürü aşk gelebilir ama cesaret gösterecek. Cesaret gösterdiği anda çıkacak gidecek, dolaşacak, tekliflere evet diyecek. Bu da bir cesaret işi. Ama siz evde oturur hiçbir teklife evet demezseniz aşk sizi neye gelsin bulsun ki? Tabi çıkmadan önce kişiye bir bakacaksınız evrenin doğrularına uygun bir kişi mi? Evrenin doğrularına uygun bir kişiyse onunla çıkacaksınız. Evrenin doğrularına uygun bir kişi ve onunla çıkabiliyorsanız demek ki neye hayır dediniz? Kendi korkularınıza hayır dediniz. Ben bu kişiyle çıkmak istiyorum. Benim de kendime zaman ayırmam gerekiyor dediniz. Aynı zamanda çevrenizdekilere de hayır dediniz. Bu çevrenizdekiler yakın arkadaşlarınız olabilir, anneniz babanız olabilir hatta ilk eşinizden olan çocuğunuz da olabilir. Hayır dediğinizde ve evrenin doğrularına uygun bir erkeğin olabileceğini ve sizin de sevilebileceğinizi düşündüğünüzde öyle bir insanla karşılaşırsınız.

Hani insanlar Allah’ım bana milli piyangodan para çıksın diye dua ediyorlar ama bilet almıyorlar yada unutuyorlar. Siz de benim aşkım olsun diyor ama kimseyle çıkmıyor, sonra da ben aşkı bulamıyorum diye yakınanlardansanız. Elinizde bir biletiniz olması gibi çıkmanız gerekiyor. Bunu mutlaka yapmanız gerekiyor. Bunu yapmaya başladığınızda korku kalıplarınızı kırıyorsunuz. Arkasından kalıplar kırıldığında seçim zamanı geliyor. O kişiyi mi seçeyim? Bunu mu seçeyim? Evrenin doğrusuna uygun kimse onu seçtiğiniz anda zaman kaybetmiyorsunuz. Oyalanmıyorsunuz. Oyalanmadığınız anda da fırlıyorsunuz.

Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Konu çok teknik ama bir o kadarda basit. Tekrar görüşünceye kadar sevgiyle kalın.

Alahattin Öztekin

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..