Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

03 Aralık '07

 
Kategori
Kuş Gözlem
 

Sevimli Dilenciler

Sevimli Dilenciler
 

Vakit akşam... Bulutsuz gökyüzü yıldızlarla bezenmiş... Bir gerginlik var havada! Kırları örten derin sessizliğin içerisinde en küçük bir çıtırtı bile çınlıyor. Rüzgar yok, sanki donmuş o da. Evet donmuş, çünkü hava soğuk, hem de çok soğuk olacak!

Soğuk kış günlerinde, bize sadık kalan kuşlar ne yapacaklar? Biz de bunu düşünerek onlara yardım etmeye hazırlandık. Çimenler üzerine darı taneleri, ekmek kırıntıları, yemek artıkları serpiştirildi ve elden geldikçe, çalıların dallarına yağ parçacıkları takıldı. Ayrıca, bu havada güçlükle bulunan çok önemli bir maddeyi, gecenin ayazında hemen donabilecek olan suyu sık sık tazelemeyi de unutmamak lazım.

Sadık dostlarımızın en yüreklileri geldiler bile. Bunlar, soğuktan kabaran tüylerinin altında daha iyi korunan, bir tüy topuna benzer serçelerdir. Şurada, boynundaki siyah tüylerden tanınan erkek serçe görülüyor. Yanında duran dişisi daha çekingen, koni biçimindeki koca gagasıyla darı tanelerini toplamaya çalışıyor. İki, üç derken, nereden geldikleri belli olmayan, herhalde bir anlam taşıyan cıvıltılara koşuşmuş, 10 - 15 serçe, arada bir hırçınlaşarak, yerdeki yemleri kapmaya çalışıyor.

Bunların arasına, kül renkli ötleğen gibi, kendisi de kışın Afrika' ya göç etmemiş, serçenin dişisine çok benzeyen ama ondan daha zarif, daha uzunca, ince gagalı, kara başlı ötleğen de karışmış.

Çalılıklardan çıkan iki karatavuk da yaklaştı. Sarı gagalı, gözleri boncuk gibi yusyuvarlak erkek karatavuk dikkat kesilmiş, en ufak tehlikeye karşı çevreyi kolluyor. Ondan daha çekingen davranan dişisi ise, yemlere yanaşmak için bütün serçelerin bir kuru yaprak hışırtısı ya da bir gölge oyunu gibi bir hiç yüzünden uçup gitmelerini bekliyor.

Tüyleri daha alacalı ispinoz kuşu, hiç çekinmeden serçelerin arasına daldı. Kafasının üzerindeki tüyler henüz altın sarısı karışık esmer rengi almamış ama pembe göğsü, beyaz benekli koyu renk kanatları onu kolayca tanımamıza yardımcı oluyor. Dişisi ona ne kadar bağlı! Bir saniye dahi ayrılmıyor yanından.

Yağ parçalarına meraklı olanlar da geldiler. Yerdeki yemek artıklarını hor gören iskete kuşları, genellikle başlarını aşağıya verip dallara asılmışlar, sapsarı göğüslerini boydan boya ayıran kara tüylerini ve ak yanaklı siyah kafalarını bize doya doya seyrettiriyorlar.

Bakın bu da hep yalnız gezen, çelimsizliği sebebiyle ona yakınlık duyduğumuz saka kuşu. Minnacık sivri gagalı küçücük başının altındaki kızıl tüyleri sanki bir kor parçası. Şaşılacak şey doğrusu! Tel kadar ince ayaklarının üzerinde ne de ufak tefek görünüyor! Soğuk havaya nasıl dayanıyor? Herhalde küçük yürekçiği canla başla çalışıp, sıcak kanı hızla tırnaklarının ucuna ulaştırıyor olmalı. Saka kuşu kalabalığı, itiş kakışı hiç sevmez. Lakin bahçede odun biçmeye ya da toprağı eşelemeye kalktınız mı, tiz sesiyle öterek çabucak gelir ve bir hayli yaklaşır.

Bu saydıklarımızın hepsi bize yakın kuşlardı. Fakat soğuk hava devam ettikçe, tarlalarda ya da koruluklarda yaşayan kuşlar da evlere yaklaşacaktır. Kargalar, Rusya' dan gelen ekin kargaları, çevreyi kolaçan ettikleri ağaç tepelerini bırakıp bahçelere yaklaşmayı göze alırlar. Ne var ki çirkin ötüşlerini kimse sevmez. Siyah, sivri kuyruklu saksağan bile onlardan daha sevimli sayılır.

Şimdi de, açlığın etkisiyle artık iyice arsızlaşan, hatta küstahlaşan, sık ve parıltılı tüylü, yağmacı sığırcıklar, toplu halde ilerleyen civciv sürüsü gibi, hızlı adımlarla yaklaşıyorlar. Onları kendi hallerine bırakırsak, birkaç saniye içerisinde, ortalıkta bir kırıntı bile kalmaz.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..