Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '13

 
Kategori
Gönüllülük
 

Sevinmek istiyorsak sevindirmeliyiz

Sevinmek istiyorsak sevindirmeliyiz
 

Ben ne zaman mutlu oluyorum biliyor musunuz? Cebimde çok param olduğunda veya güzel bir araba/ev/eş sahibi olduğumda değil,karşımdaki insanı mutlu ettiğimde ben de mutlu oluyorum. Sanırım pek çoğunuz benimle aynı düşünüyorsunuz eminim.

Son yıllarda milletimizin cömertlik ve merhametini tüm dünyaya gösteren güvenilir bir yardım kuruluşu var. Kimse Yok mu Derneği. İyi ki de var.

Hani Peygamberimiz diyor ya: “Kapınıza gelen dilenci, Allah’ın size özel bir ikramıdır“ Öyle ya, biz arayıp fakiri bulmaktansa, ayağımıza geliyor ki ’Yarım hurma dahi olsa, kendinizi ateşten koruyun’ tavsiyesiyle sadaka verebilelim. Günümüzdeki dilenmeyi alışkanlık yapmış olanlardan bahsetmiyor Efendimiz SAV...

İyi ki Kimse Yok mu Derneği kurulmuş. Ülkemizdeki, dünyadaki yardıma muhtaç gerçek ihtiyaçlıları tespit edip sistemli ve de kalıcı yardımlar yapıyor. Filistindeki, Somalideki yetimleri nasıl bulacaktık.

Afrikada suyu olmayan köylere su kuyusu açtırmak, Afrikada gözleri katarakt olmuş milyonlarca insanın, yapılan ameliyatla yeniden görmesine sebep olmak, belki de bize oturduğumuz yerde, bankada duran paramızın küçük bir kısmı ile, cenneti kazandıracak.

Bu yazdığım şeyler benim gibi 1000 küsür tl maaşlı emekliler için zor olabilir amma biliyorum ki bu sevapları kazanmak için holding patronu olmaya da gerek yok.

http://www.kimseyokmu.org.tr/sitesi incelendiğinde görülebilir ki, bu yardımları yapıp, Allah’ın izniyle sevapları almak sadece bir tık uzağımızdadır.

Afrika’da katarakt yüzünden binlerce insan ameliyat olabilmek için yardımlarınızı bekliyor. Sizde Afrika’nın 7 ülkesinde gerçekleştireceğimiz sağlık yardımlarınıza bağışlarınızla katılın. Kararan dünyaların aydınlanmasına vesile olun. Onların görmemesine göz göre göre izin vermeyin! Bir göz açtırma bedeli 100 dolar / 177 Türk Lirası...

Afrika Katarakt Kampanyasına Nasıl Yardım Edebiliriz?

  1. Kredi kartınızla,"Afrika Katarakt" kampanyasına online bağış yapabilirsiniz.
  2. Yurtdışı banka hesaplarımıza, açıklama alanına "Afrika Katarakt" yazarak EFT/Havale göndererek bağışta bulunabilirsiniz.
  3. TURKCELL, VODAFONE VE AVEA tüm hatlardan "Katarakt" yazıp 5777'ye göndererek, 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Site incelendiğinde görürüz, pek çok yardım kampanyası devam ediyor. Mesela maddi durumunuz iyiyse, 7500 dolara Afrikada, vefat eden bir yakınınızın adı verilecek bir su kuyusu açtırır ve o yakınınıza mezarda sevap gitmesine sebep olabilirsiniz. (Bakınız Yasin suresi 12. ayet)

Ben emekli olduğum için Cuma namazı çıkışı verdiğimiz sadakaları saymazsak, pek yardım yapamıyorum. Ama iki-üç ayda bir 5777 ‘ye boş bir sms atıp 5 tl bağış yapıyorum.

Yazının bu kısmında kitabımın başlıktaki bölümünü kopyalıyorum:

http://celal1973kimdir.blogspot.com/2012/10/sevinmek-istiyorsak-sevindirmeliyiz.html

Mutlu olmak güzel bir araba/iş/eş demek değildir. Bunların hepsine sahip olsak bile gerçek mutluluk karşısındaki insanın gülmesine vesile olabilmektir.

2002 yılındaki hidayetimden sonra yani Kuran’ı okuyup gerçeği anladıktan sonra dünyaya bakışım değişti. Ağlamanın tadına vardım. Bir kız için değil merhametten ağlamayı keşfettim. 2004 yılındaydı sanırım, işten gelince yemek, lavabo, diş fırçalama, traş işlerinden sonra babamla beraber televizyonun karşısına geçerdik.

Kanalları dolaşırken Stv’de Kimse yok mu isimli yardım programına takıldık kaldık. Programı İkbal Gürpınar sunuyordu. Babamla beraber her hafta o programı izler ve ağlardık. Bilenler mutlaka vardır.

Programda bir il yada ilçede önceden yardıma muhtaç fakir bir aile tespit ediliyor. Daha sonra o yerde oturan ve ileriki yıllarda bu aileye destek olacak bir kardeş aile ile buluşuluyor. Daha sonra fakir aileye ziyarete gidip ihtiyaçları tespit ediliyor. O ilçedeki cömert esnaftan, belediye ve kaymakamlıktan toplanan yardımlar o fakir aileye veriliyor.

Zaten o sevinç anında babam da ben de ağlıyoruz. Kimi zaman tepeden tırnağa bir ev eşyalarla ve gıdalarla dolduruluyor. Bazen evin çocuğuna eğitim bursu, bazen gencine iş veriliyor. Babamla çok etkilenmiştik.

Sanırım bir kaç kez yazın Ereğli’ye giderken yedi adet koli erzak yaptırmıştık. Her kolide en kalitelisinden zeytin, peynir, makarna, çay, şeker, yağ, pirinç, çikolata, vs... vardı. Bunları fakir akrabalarımızın evlerine bizzat giderek dağıtmıştık.

Ayrıca işyerinde de amirim Ender bey ve samimi arkadaşlarımla çete kurduk. Sevap çetesi :) Duyduğumuz bazı fakir engelli veya ihtiyaçlı aileleri araştırıyoruz. Daha sonra aramızda para toplayıp ulaştırıyoruz. Bir de ayrıca ramazanlarda şirketimiz biz çalışanlardan yardım toplayıp çeşitli faaliyetler yapıyor. Geçtiğimiz yıl Sincan kimsesizler yurdunun tuvaletini yaptırdı. Sonucu sunu şeklinde hazırlayıp mail atmışlardı. Yetim çocukların yüzünü görünce ağlamıştım.

 

***

 

Kitap boyunca bütün bu gibi yardım konularından bahsetme nedenim inşallah sizleri şevke getirebilmektir. Hani efendim fıkra diye anlatılır bu ama gerçeklik payı da yok değil :

Cehennemde zebaniler bir adamı ateşe atacaklar. Adam birden :

- "Durun beni ateşe atamazsınız, ben dünyadayken bir dilenciye elli kuruş vermiştim", der. Zebaniler araştırırlar gerçektende adam hayattayken bir dilenciye elli kuruş vermiştir. Düşünür, taşınır işin içinden çıkamazlar. Sonunda baş zebaniye giderler.


- "Adamın biri dünyada bir dilenciye elli kuruş vermiş, beni atamazsınız, diye bağırıp duruyor ne yapalım ?" derler. Baş zebani de:

- "Verin elli kuruşunu, atın aşağıya". :)

***

Hemen her hafta o programı izler ağladık. Neresi olduğunu unuttum İkbal Gürpınar ve kardeş aile yine fakir bir aileye gittiler. Eşini kaybetmiş yetmiş yaşında bir dede üç torununa bakıyordu. Anne ve babaları trafik kazasında ölmüşler. En büyük torun oniki yaşındaki kız çocuğu. İkbal Gürpınar soruyor. “ Kardeşlerine bakıyorsun ne küçük annesin sen. Peki canım okula gitmek ister miydin? Anneni özlüyor musun? “ Kız o an elini yüzüne kapatıp ağlamaya başlıyor. İkbal hanım: “ Ben senin annen oluy mu? “ diyor ve ikisi sarılıp ağlıyorlar. Tabi o an babam ve ben şıpır şıpır gözyaşı döküyoruz.

ALLAH, yardım eden merhametli insanlarımızdan ve yardıma vesile olan Kimse Yok mu Derneği çalışanlarından razı olsun, cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

 
Toplam blog
: 455
: 812
Kayıt tarihi
: 04.09.12
 
 

1973 Konya Ereğli doğumluyum. Selçuk üni. MYO Elektronik bölümü mezunuyum. 1993'e Friedreich Atak..