Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hırçın denizin asi çocuğu!!!!

http://blog.milliyet.com.tr/tutuklum_bjk

09 Temmuz '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Seviyor... Sevmiyor....

Seviyor... Sevmiyor....
 

Günlerden birgün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini hayata açmış.

Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğün de, kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış.

Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış. Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başlamış.

Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış.

Derken bir vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu vadiye.

Etrafına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. Bir anda afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. İçinden "Ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş. Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli , hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu, "Merhaba" demiş papatya'ya, " Sizi zaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim"...

Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve "Merhaba" demiş, "Bende yalnızlıktan sıkılmıştım zaten". Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış.

Papatya da ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş.

Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin dasnlarını seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatya'yı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. Minik kelebek papatya'yı çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış. Papatya'nın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edipte bunu papatya'ya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan, inciltmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş.

Papatya da kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini. Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini paylaşmadan sürekli sohbet etmişler. Böylece saatler saatleri kovalamış.Günler geçip de, kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatya'ya dönmüş ve; " Üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek" demiş.

Papatya buna bir anlam verememiş. "Neden" demiş. "Yoksa benim yanımda mutsuz musun?"

"Hayır"

demiş kelebek. "Bilakis, sen benim hayatıma anlam kattın.Fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür.Ve ben bu ömrümü tamamladım.Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim". Papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak birşey yokmuş zaten.Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark ettiğinde, son bir gayretle papatya'ya "Seni Seviyorum" diyebilmiş ancak. Papatya donakalmış.Sadece "Bende...." diyebilmiş kelebeğin ardından. Ardından da gözyaşlarına boğulmuş. İçinden "Keşke onunda beni sevdiğini bilseydim.Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş.

Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta papatya, "Seviyormuş" diye geçirmiş içinden.

İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar, Sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş;" Seviyor mu, Sevmiyor mu?"...


AYŞEGÜL OCALI

 
Toplam blog
: 23
: 848
Kayıt tarihi
: 23.05.07
 
 

Ben gezmeyi eğlenmeyi öğrenmeyi ve hayata bağlı yaşamayı seven biriyim. Ülkeme ve vatanıma bağlı ve ..