Sevme ayarı bozulmuş kadınlar!

Bir saatin zembereğinden tutun bir trenin lokomotifinden bir uçağın motoruna kadar her şey yaşamın sevme ayarı ile ayarlıdır. Bu yüzden sevme ayarı bu kadar önemlidir.

Sevme ayarı bozulmuş kadın; şefkatten yosun bir toplum, şefkatten yoksun bir toplum kelimenin tek anlamıyla şiddete güdülenmiş ayarsız bir kalabalık demektir. Ayarsız bir kalabalık ayrımcılığa, yıkıcılığa, yok etmeye güdülenmiş bir toplumdur. Böyle bir toplumda bireyler güdüsel olarak birbirlerine karşi yıkıcı faaliyetlerde bulunurlar. Bu güdü o kadar bilinçsizdir ki kurbanlar kim tarafından ve nasıl güdülendiklerini bilmeden, güvenden yoksun bir güç mücadelesi (ki gerçekte bunda hiçbir güç yoktur) girdabında güç kaybede kaybede yitip giderler. Çünkü güdülenmek kişinin güçten kopmasıdır. Güdülenmek kalp ile kafa arasına koyulmuş olan kopmuşluk duygusundur. Kalpten ve kafadan gelen mesajlar birbirine ulaşmadan bu kör kuyuda karanlığa dönüşüp başka kılıklara bürünürler. Böylece kişi sinyali yanlış algılar, algıda çarpitmalar meydana gelir, birlik duygusu yitirilir. Bundan dolayı kadın ve erkeğin mutlak birliğinden kaynaklanan ve tekrar mutlak birliği deneyimle meye yönelik, içsel olarak yükselen ve birbirini çekme yönünde hareket eden bu çekim enerjisi; itme,iteleme, dürtme, şeklindeki dürtüsel dinamiklere dönüşür. İşte gerçekte taciz ,tecavüz dediğimiz şey cinsler arasındaki çekim enerjisinin çarpitilarak itme, iteleme, dürtme şeklinde bir dürtüye dönüşmesinden başka bir şey değildir ki; tacizin, tecavüzün ve cinsler arasındaki her aciz davranışın kimyası budur. Bunun kimyasını çözdügümüz zaman bu sevginin simyasına dönüşecektir çünkü gerçek olan sevgidir. Her varlık sevgi tarafından sevgi ile yaratıldı ve sevme ayarı ile ayarlandı

Sevme ayarı yaşamın yaratma titreşimi, sürekliliği devinimidir. Bu ampulün titreşiminden tutun, yıldızların yanıp sönmesinde suya akış hızını veren güce kadar bütün yaşamın sürekliliğini sağlayan sonsuz dönüşüm yasasıdır.

Sevme ayarı bozulmuş bir kadın; ayarı bozuk bir saat gibidir asla doğru söylemez. Böylece kimse doğru zamanı bilmez, doğru zamanı bilmediği için kimse doğru zamanda doğru yerde olmaz, kimse doğru zamanda doğru yerde olmadığı için kimse doğru insanlarla karşilaşamaz, kimse doğru insanlarla karşilaşamadığı için kimse işini doğru yapamaz, kimse işini doğru yapamadığı için kimse doğru işin hangisi olduğunu bilemez,kimse doğru işerin hangisi olduğunu bilmediği için kimse doğru ile yanlışı birbirinden ayrıt edemez, kimse doğru ile yanlışı birbirinden ayrıt edemediği için doğrular yanlış, yanlışlar doğru sayılır. Doğru ile yanlışın karıştırıldığı bir toplumda doğru insanların karşisına yanlış, yanlış insanların karşisına doğru insanlar çikar. Yanlış insan, doğru insana saati doğru söylemez, doğru insanın doğru söylediği saati de yanlış insan doğru kabul etmez. Böylece bu toplumda saatin kaç olduğunu gerçekte hiç kimse bilmez çünkü kadının sevme ayarı ile ayarlanan saatin ayarlayıcısının bozulduğu bir ülkede hiçbir saat doğru değildir……………..

(m.ali şirin tarih ögrt)