- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
- Okunma Sayısı
- 48
Sevmediğimizi Öldürelim mi?
Bu yazıyı yazarken içim acıyor, sözcükler elimin altından kayıyor, anlamları yetmiyor hüznümü anlatmaya. Çok kırgın, çok kızgınım çünkü insan denilen düşünen varlığın nasıl olur da bu kadar kötü olmasını hazmedemiyorum.
Bugün zehirlenen, tacize, tecavüze uğrayan kedi, köpek, eşek ve diğer hayvanlara yapılanlara itiraz etmezseniz, ses çıkarmazsanız yarın bunu yapan ve yaptığı yanına kar kalan insanların kötülükleri bitmez.
Son zamanlarda çocuk tecavüzcüleriin ve katillerinin daha önce aynı şeyi bir hayvana yaptıklarını duyuyoruz.
Sevgi zorunluluk değil ama saygı zorunluluktur. İnsanı, hayvanı, çocuğu, doğayı sevmeyebilirsin ama varlığına ve yaşam hakkına saygı duymak zorundasın. Kimse neden sevmiyorsun diye seni yargılamaz ama neden saygı duymuyorsun, neden zarar veriyorsun diye önce toplum vicdanında, sonra yasalar önünde yargılanırsın.
Eğer yargılanmazsan, yaptıklarının bedelini yasalar önünde ödemezsen, yaptıkların yanına kar kalırsa nerede kaldı yaşam hakkına saygı, nerede yasalar, yasa uygulayıcılar diye sorma hakkım olur.
İşte bugün birilerinin yaptıkları yanına kar kalmasın diye, yaşadığı dünyaya ve DÜnya'da yaşayan tüm canlılara saygı duyan insanlar İzmir'in Urla ilçesinde bir basın açıklaması yapacaklar.
Yüreğinizle, aklınızla orada olmanız yetmez, yaptıklarını beğenmeniz yetmez. Yapılan eylemin güçlü olması için sizin de orada olmanız gerekir. Ben duyarlıyım, ben hayvanseverirm, ben yaşam hakkına saygılıyım diyen herkesin bugün orada olması gerekir.
Hiçbir mazaretin olmadan orada değilsen, klavye başında coşmanın bir anlamı yok.
Bugün yanlarında olmazsanız, yarın yalnız kalırsınız...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
