Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '07

 
Kategori
Kültürler
 

Sevmek Sanatı....

Her nedense bilinmez Doğu toplumlarında arabesk bir yaşantı sürüp gider. Karmakarışık duygular içinde olan bu kesimde acı ve ıstırap üzerine muhabbet etmek zevk verir insanlara. Arabi ve Farisi milletlerindeki bu ruhsal durum ortak kültürlerin etkisiyle sanırım Türk toplumunun da üzerine sinmiş şarkılarımız, şiirlerimiz hatta türkülerimiz acı ile yoğrulmuştur.

Hatta bazı acı dolu türkülerimizi bile oyun havası gibi değerlendirip ha bire oynarız. "Çarşambayı sel aldı bir yar sevdim el aldı…" türküsüne el çırpıp oynamayan var mı?...

"Karadır kaşların ferman yazdırır bu dert beni diyar diyar gezdirir…" türküsüne de oynarız; ama türküde ne var, dert var dert… Ormancı şarkısına da oynarız... Halbuki bu şarkı bir cinayet üzerine bestelenmemiş midir? Niye oynarız arkadaş?Cinayete oynanır mı?"

Çökertmeye oynamaya da bayılırız… Adamın biricik sevgilisini Çerkez Kaymakam almıştır elinden… Gel de oyna... Valla ben de oynarım nedense… Çünkü müziği bizi oynatıyor… Çünkü acılarımızla sevinçlerimiz karışmış.

Sevgimizi ve aşkımızı haykırmak…küçük harflerle bile söylemek yasaklanmış…Sus ayıp otur oturduğun yerde terbiyesizlik yapma…

Uluslar arası bir araştırmanın sonunda Türk Gençleri dünyanın en mutsuz insanları arasında yer alıyor.

Eğitim sistemimiz mutlu insan yetiştirmeye pek müsait değil…Çocuklarımız ilkokula başlar başlamaz ağır ve anlamsız bir yükün altına girerler..

Binlerce lüzumsuz bilgi depolanınca da

Ezberci bir kafayla dolaşıp dururlar..

Alacakaranlıkta sırtlarında onlarca ağırlıkta çantalarıyla okul yolu tutan çocuklar nasıl mutlu olacaklar?Eğilip kırılan bükülen çocuklardan da ilerde üretmeyen, amirlerinin karşısında eğilip bükülen yeni bir garip nesil yetişir.Pısırık, derdini anlatamayan, hakkını savunamayan kimliksiz bir nesil…Var olan kişilikleri de böylece yitirilir gider…Sonra bu çocuklar mutsuz, yorgun ve hırçın diye kızıp dururuz…Halbu ki bizim de onlardan pek farkımız yoktur.

Dünyanın uygar ulusları çocuk edebiyatına 14.yy.sonlarında yönelmişler , biz ise ancak beş asır sonra çocuğun da edebiyata, şiire, şarkıya, öyküye gereksinimi olduğunun farkına varmışız.Ancak bu çalışmalar da kısır döngüden ileri gidememiştir.Çocuk şarkılarımız bile üç-beş adeti geçmez.Evde prens-prenses muamelesi yapılan çocukların okul eğitimini izleyen kaç kişidir.Çocuğa mutlu ve özel günlerinde alınan hediyeler içinde kitaba pek rastlanmaz.Taramalı tüfek, çirkin maske, kılıç, tabanca, dozer, kamyon, vurdulu kırdılı CD’ler, kirli şaka oyuncakları ön sıradadır.Batıdan tercüme birkaç mutlu şarkıdan başka çocuk melodilerimiz de yoktur.

Bizim çocukluğumuzda öğretilen bir orman şarkısını söylerken halen utanırım…..

“Baltalar elimizde, uzun ip belimizde… Biz gideriz ORMANA, hey ormana…!!!!" Çocuk şarkısına bakın… Çocuk urganı beline sarmış… Baltalar omzunda… Nereye gidiyor? Daha 8 yaşında orman katletmeye gidiyor beyler….!!!Böyle bir eğitim alan milyonlarca çocuk bugün orman mühendisi, belediye başkanı, inşaat mühendisi, bakan, milletvekili oldu…Ne ekersen onu biçersin…Peki ne oldu?...Olan oldu işte orman talanı, kıyı yağması hep okumuşlar tarafından yapıldı…Okumuşların yaptığı binalar depremlerde hemen yıkılıverdi..Ondan sonra acılı, ıstırap dolu şarkıları hemen besteledik.Arabesk türkücüleri ürettik ve çook zengin ettik…Şimdi onlar TV’ler de…timsah gözyaşları döküyorlar…Buz pistlerinde kocalarının yanında Amerikalı zencilerle baldır bacak…her şey fora…sözüm ona dans ediyor ve habire birbirlerini horluyorlar…Kocaları da ağızlarında sakız bu sanatı(?)izliyorlar…Kötü Taklitçilikte üzerimize yok doğrusu..Okumuş cahiller, barbarlar sürüsü çocuklara model(?)oluyorlar.Sunucular çocuklara mikrofonu uzattıklarında avaz avaz bağırıp”Öldüm…bittim…eridim “çığlıkları atılıyor.

“Toprak alsın muradımı…”…..”Çıkayım dağlara kurt yesin beni..”Ya da oyun havası adı altında erotik…çirkin sözler…

Ya şu Pop Star yarışmasına ne dersiniz... Armağan bağırıyor, çıldırıyor…Gururumuz müzik Divası (?) kaprislerini, gençlerin üzerinde tatmin ederek, onları ezerek milyonlar önünde tatmin oluyor… Herkes bu katliamı seyrediyor… ATLARI DA VURURLAR eserinin filmini, tiyatrosunu, romanını bulursanız mutlaka okuyun, izleyin. Orada ABD’de kıtlık yıllarında bir neslin yok oluşunu algılarsınız içiniz acıyarak… Başka bir kanalda Müslüm Baba boğazını temizliyor… Burhan Çaçan Türkçenin en güzel örneklerini (?)sunuyor… Makine proğramına sarhoş gelen gençlerin sevgilisi, bir devlet büyüğümüzün yeğeni ünlü tiyatrocu stüdyoda istifra ediyor... Daha yüzlerce rezalet habire izleniyor.

“EĞİTİMSİZ VE SEVGİSİZ BİR TOPLUMUN BATMASI DA HAKTIR.”

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..